'115 hamile çocuk' skandalını ortaya çıkaran Nergiz: Gider çaycılık yapar, alnımın akıyla çalışırım
Küçükçekmece Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’ndeki “115 hamile çocuk” skandalını ortaya çıkaran sosyal hizmet uzmanı İclal Nergiz “Vicdanım da aklım da o kadar rahat ki. Ayrıca ben 657’ye tabiysem diğerleri de tabi. Her şey madde madde yazıyor, ne yapabilirler ki gerçekleri söyleyenlere? En fazla iftira ederler, işimden ederler. Gider çaycılık yapar, alnımın akıyla çalışırım" dedi.
Birgün'den Meltem Yılmaz'ın konuştuğu İclal Nergiz söyleşisi şöyle:
Biz sizi Kanuni Sultan Süleyman hastanesindeki çocuk yaşta gebelik skandalını ortaya çıkaran isim olarak tanıdık ama siz aslında bu alanda önemli çalışmaları olan bir sosyal hizmet uzmanısınız. Önce sizi tanıyabilir miyiz?
Bence insan yedisinde ne ise 70’inde de odur. Çocukken radyoda çocuk programına çıkmışım, radyodaki DJ bana “İclal biz sana para versek, sen bununla ne yapmak istersin?” diye sormuş. Ben de cevap olarak “dışarda oyuncağı olmayan bir sürü çocuk var, onlara oyuncak alırdım” demişim. Demek istediğim çocukluğumdan beri çocukları korumak istiyordum. İleriki yıllarda, Hacettepe Üniversitesi’nde Sosyal Hizmet bölümünde okurken de, çocuk istismarı alanına odaklandım. Her zaman, benim yapabileceğim bir şey olmalı diye düşündüm. Çalışma hayatım da aynı şekilde devam etti. Bu olay (hastane skandalı) ortaya çıkmadan bir yıl önceye kadar hastaneye bağlı bir birim olan toplum ruh sağlığı merkezinde çalışıyordum. Geçen yıl, adolesan gebelerle ilgili, ÇETUM adlı adolesan gebe merkezi projesi yazmıştım. Kalkınma ajansı tarafından destek gören bu merkez açıldı ve ben de burada faaliyet göstermeye başladım. Ne var ki, ÇETUM, bana ait bir proje olmasına rağmen, en başından beri projeden ekarte edildim. Koordinatör yardımcısı olarak görünmeme rağmen, ne toplantılara çağrılıyordum ne de aktif olarak çalışamama izin veriliyordu.
Neden?
Bana ait bir projeden ekarte edilmeme yönelik ne kadar tepkimi dile getirsem de cevap alamıyordum, hep geçiştiriliyordu. En son, bu haber ortaya çıkmadan bir hafta önce, ÇETUM’la ilgili görevlendirilmiştim. Yeni bir merkez açılacaktı, aslında benimle çalışmak istemiyorlardı tabii ama konuyu bilen kişi ben olduğum için, “mecburen” görevlendirildim. Sonra da, oradaki görevime başlamamın ardından skandalı ortaya çıkardım ve hemen görevlendirilmem iptal edildi. Ve yeniden toplum ruh sağlığında devam etmeye başladım.
Ne yaşadınız skandalı ortaya çıkardıktan sonra? Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?
Skandal ortaya çıktığından bu yana, yönetim tarafından çok ciddi bir baskı var üzerimde. Mesela yıllık izin istiyorum ama verilmiyor, her sabah ve her akşam işe giriş çıkış yaptım mı, geldim mi diye sıkı kontroller var. Sürekli amirime hakkımda soru soruluyor. Öte yandan, terapi görüyorum çünkü depresyondayım. Çok yoruldum çok yıprandım. Evime gidemiyorum, ne olur bilmiyorum, işyerimde zaten baskı ortada. Rapor aldım çünkü kafamı dinlemek istiyorum ama raporuma inanmadılar, yarın gidip başka bir hastanede kurula gireceğim bu yüzden. Bu süreç beni çok yıprattı. Oysa soruşturma benim soruşturmam değil, soruşturulması gereken kişi ben değilim ama sürekli benim üzerimden dönüyor olay.
Yani soruşturulması gereken kişiler soruşturulmuyor ama siz cezalandırılıyorsunuz?
Kesinlikle öyle. Bu konuda o kadar sinirliyim ki. Bu ihmali yapan sosyal hizmet uzmanı olan kişi, mayıs ayından beri, benim projemle kurulmuş olan çocuk izleme merkezinde, cinsel istismar mağduru çocukların ifadesini alıyor, kanaat raporunu yazıyor ve mahkemelere gönderiliyor. Halen orda en aktif biçimde çalışıyor. Bu olayın ortaya çıkması benim cezalandırılmam dışında hiçbir şeyi değiştirmedi. Ben ise o merkeze giremiyorum şu anda, girmeme izin verilmiyor.
Ortaya çıkardığınız gerçek, bu hastanenin gerçeği mi Türkiye’nin mi?
Türkiye’nin her yerinde durum aynı ve hatta bu hastanede ortaya çıkanlar buz dağının sadece görünen kısmı. Ben bu projeyi ilk yazdığımda, hastanenin kadın doğum klinik şefi “3- 5 tane adolesan gebe için neden merkez açılıyor demişti. Hayır, 3- 5 tane değil, 0 115 sayısı da buz dağının görünen kısmı. Ben bu sorunun o kadar farkındaydım ki, çocukların diğer kadınlarla aynı muameleyi görmesi ne demek! Geçen günlerde, Sağlık Bakanlığı tüm hastanelere 18 yaş altı çocukların yasal olarak bildirilmesi hususunda yazı gönderdiğini duydum. Göreceksiniz asıl sayı o zaman ortaya çıkacak. Öyle vahim bir durumdayız ki. Daha devam etsinler “9 yaşındaki çocukla evlenilebilir” diye fetva vermeye…
Asıl sayı ortaya çıkacak mı acaba? Zira işini hakkıyla yapanların, çok büyük vicdan azabı çekmelerine karşın, susmak durumunda hissettikleri günlerden geçiyoruz. Siz bu anlamda sarsıcı bire etki yarattınız.
Bir gün bile pişman olmadım. Bugüne kadar hiçbir amirime ya da altımda çalışan insana saygısızlık yapmadım, işimi hep düzgün yapmaya çalıştım, muhakkak eksikliklerim vardır ama onları da, başkalarının eksikliklerini de tamamlamaya çalıştım. Ama iş bu noktaya geldikten sonra da susamazdım, o nedenle vicdanım da aklım da o kadar rahat ki. Ayrıca ben 657’ye tabiysem diğerleri de tabi. Her şey madde madde yazıyor, ne yapabilirler ki gerçekleri söyleyenlere? En fazla iftira ederler, işimden ederler. Gider çaycılık yapar, alnımın akıyla çalışırım.
Çevrenizin tepkisi nasıl oldu, örneğin iş arkadaşlarınız sizinle ilişkilerine mesafe koydular mı?
Benim çevremde beni destekleyen çok fazla insan var. Dahası, çocuk dernekleri, kadın dernekleri de bana bir hayli destek oldu. İş arkadaşlarımla araya mesafe koyan taraf ise ben oldum. Onları korumam gerekiyor çünkü sırf benimle arkadaşlık kurduğu için, yönetime yakın olan insanların arkadaşlarımı nasıl mercek altına aldıklarını çok iyi biliyorum, duyuyorum. Ama bütün bu olumsuzluklara rağmen, öyle bir gelişme oldu ki bence her şeye değer: Dün bir abim aradı ve bana “bir hemşire arkadaş geldi, biz önceden bu çocukları polise bildirdiğimizde polis ilgilenmiyordu ama şimdi polis koşa koşa geliyor” dedi. Bunu duyunca öyle mutlu oldum ki. Bugün ölsem, nihayetinde bir çocuğu da olsa kurtarmış olacağım. Bu duygu çok değerli.
Size göre, çocuk yaşta hamilelikler konusunda esas sıkıntı ve çözüm yolu nerede?
Küçük yaşlarda hamilelik vakalarına baktığımda, bu çocukların annelerinin de aynı şekilde olduğunu gördüm. Yani aslında bizim yapmamız gereken şey, sosyal hizmet uzmanı bu çocukların hem ev ziyaretini yapmalı, hem diğer ihtiyaçlarını gidermeli hem psikolojik olarak desteklemeli ki ve böylece öyle bir konuma getirelim ki biz bu çocuğu ileriki yaşlarda kendi çocuğu da 18 yaşından önce böyle bir eğilime girmesin. Bunun için büyük şehirlerde de, küçük şehirlerde de, bu alanda çalışacak merkezler açılmalı.
"TÜRKİYE'NİN HER YERİNDE ÇALIŞIRIM"
İşini severek yapan ve bu ülkenin en fazla kanayan alanlarından birinde faaliyet gösteren bir sosyal hizmet uzmanı olarak, bu tablo içerisinde ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Ben şu anda toplum ruh sağlığında bir yandan çalışmaya çalışıp, bir yandan da iş arıyorum. Çünkü Sağlık Bakanlığı’nda daha fazla devam edersem, bu hastanede de, başka hastanede de neler yaşayacağımı çok iyi biliyorum: Mobbing devam edecek, pasifize edileceğim ve bu şekilde işimi sevmemeye, yapamamaya başlayacağım. Oysa benim işimi nasıl yaptığımı, çocuklar için gecemi gündüzüme katarak nasıl çalıştığımı herkes bilir. Hastanedeki hizmetlisinden doktoruna kadar tüm personel bilir ki ben herkese, “Gecenin bir yarısında bile olsa, çocuk geldiğinde beni arayın” derim. Bakın, benim devlet memuru maaşımı versinler ben Türkiye’nin köşe bucak her yerine gider, çalışırım, ben böyle bir insanım. Şimdi gelinen noktada ise, dediğim gibi ya belediyelerde ya da özel sektörde iş bulmaktan başka çarem kalmadı.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke