"2010 yılı seçim yılıdır"

CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, ''2010 yılı seçim yılıdır. Büyük olasılıkla Ekim ya da Kasım ayında seçim var'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.03.2010 - 18:44

CHP İl Başkanlığı'nın, Akatlar Mustafa Kemal Kültür Merkezinde düzenlediği ''İletişim Özgürlüğü'' sempozyumunun açılışında konuşan Tekin, Türkiye'nin geldiği noktada herkesin telefonlarının dinlendiğinden endişe duyduğunu belirterek, cebinden çıkardığı bir aleti gösterdi. Tekin, kendisinin dinlemeye karşı bununla önlem aldığını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün sanatçılarla bir araya geldiğini, geçen hafta da Roman vatandaşlarla görüştüğünü anımsatan Tekin, ''Bu toplantıyla ilgili bir şey söylemek istiyorum. Açılım yok. Bütün Roman vatandaşlar açıkta yatıyor. İşe, aşa ve barınmaya ihtiyaçları var'' diye konuştu.

Tekin, ''AKP iktidarının 300 yıllık Sulukule'nin vatandaşlarını göçe zorladığını ve oradaki arazilerin önemli bir kısmını da AKP yandaşlarının satın aldığını'' öne sürerek, farklı kültürleri teşkil eden insanların yerlerinden edildiğini, daha sonra da ''açılım hikayesiyle'' o insanların kandırıldığını iddia etti.

CHP'nin seçim hazırlıklarına bahar aylarında başlayacağını belirten Tekin, ''2010 yılı seçim yılıdır. Büyük olasılıkla ekim ya da kasım ayında seçim var. Önümüzdeki günlerde ilçe başkanlarıyla toplantı yapacağız. CHP bundan sonra sokakta, alanlarda olacak. Önümüzdeki seçimde iktidar olacağız. Bunun için üzerimize düşen sorumluluğu da yerine getireceğiz'' dedi.

Tekin, Beşiktaş ve Kadıköy'de iki ana seçim merkezi oluşturacaklarını, büyük olasılıkla nisan ayında da seçim kampanyasını başlatacaklarını bildirdi.


İstanbul Barosu Başkanı Aydın


Sempozyumda konuşan İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın da, Türkiye'de yaşananların tesadüf değil, belli bir planın parçaları olduğunu öne sürerek, Türk insanının daima temel hak ve özgürlüklerin en son noktasına kadar yaşanması için mücadele eden bir yapısı olduğunu söyledi. Ancak AKP'nin bunun tersi bir yaklaşım içinde olduğunu savunan Aydın, ''Onlar için her şey kendileri için var, kendi yandaşları için var'' diye konuştu.

Aydın, Anayasa'nın 22. maddesinin düzenlediği haberleşme özgürlüğüne rağmen Türkiye'de bireylerin ve kurumların bu maddeye aykırı olarak dinlendiğini, ancak yasaya göre bir vatandaşı dinleyebilmek için öncelikle bir soruşturma ve kovuşturma olması, ayrıca hakim kararı bulunması gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'de insanların hukuka aykırı şekilde dinlendiğini, anayasal haklarının ihlal edildiğini söyleyen Aydın, ''Üstelik de suçun olması için en önemli şey eylemdir. Eylem olmadan suç olmaz zaten. Ama bakıyorsunuz bugün Ergenekon ve benzer davalarda eylem yok, suç yok. Ama 1-2 yılı aşkındır hangi suçu işlediklerini, neyle suçlandıklarını bilmeyen insanlar var. Suçlayanların ellerindeki tek şey, 'yapacak, edecek'. Ama hiçbirinin delili yok ortada'' dedi.

Aydın, ''son olarak Cihaner iddianamesinin de bu şekilde hazırlandığını, 3. Ordu Komutanlığı yapan birinin Alevi köyüne yardım ettiği için ayrımcılıkla suçlandığını'' öne sürerek, ''Tabii suçlanır. Atatürkçülüğün, Atatürk ilkelerini savunmanın suç olduğu bir ülkede Alevi köyüne gitmek de suç olacaktır. Bir gerçek var, hukuk daima ona inananları korumuştur ve koruyacaktır'' diye konuştu.

CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok da bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi durumun gelecekte değişik bir siyaset dönemi olarak araştırmacılar tarafından inceleneceğini kaydetti.

Baytok, Elektrik Mühendisleri Odasının bir araştırmasına göre, 2006 yılında 2 bin 699 kişi gereksiz yere dinlenirken, 2009'da bu sayının yüzde 93 artarak 5 bin 212'ye çıktığını, bu rakamın da sadece resmi makamların açıkladığı rakamlar olduğunu söyledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler