24 Genç Şehidin Ardından

Demokratik haklar, barış, özgürlük, açılım... Sonra bunların hiçbiriyle ilgilenmediğini artık bize iyiden iyiye gösteren örgüt, hain saldırılarından birini daha gerçekleştiriyor ve tekrar yanmaya başlıyoruz. Siyah kurdeleler asıyoruz yakalarımıza ve sosyal medya platformlarındaki profillerimize. Aynı nakarat 30 senedir tekrar ediyor, farklı kelimeler bulamıyoruz.

24 Genç Şehidin Ardından
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.10.2011 - 07:02

22 şehirde aynı anda başlayan ve tüm ülkenin bağrına yayılan 24 yangın... Piyade Çavuş Birol Elmas; biri özürlü üç kardeşiyle annesinin yaşadığı evin elektriği borç yüzünden uzun süredir kapalı, karanlıkta yaşıyorlardı. İki gün önce evlatlarının şehit düştüğü haberini aldılar. SEDAŞ geldi, elektriklerini açtı. Oysa anne ve üç kardeş artık öyle bir karanlığa düşmüşlerdi ki hiçbir elektrik aydınlatamazdı yüreklerini…

Bu sefer yüreğimizden çıkan duman gözümüzü kör edecek, barışı hepten unutacağız diye korkuyoruz. Nakaratların sonu gelsin istiyoruz.

Bir yanda insanlarımızın hayatları menzili olmayan kurşunlar tarafından söndürülürken içimizdeki alevleri kontrol etmek, öfkeyi dizginlemek zor, evet. Ama manipülasyona gelmek, barışı dilimizden eksik etmek, gözbebeklerimize öç duygusunu işlemek; tüm bu insanların çoktan hak ettiği huzurun alnına tetiği dayamak ve birlikte, beraberce yaşayacağımız günlere ebediyyen veda etmek demek olacaktır.

İşi çocuk cinayetlerine vardıran bir örgütün, üstelik özgürlüğü uğruna savaştığını iddia ettiği halkın desteğini günbegün kaybetmekte olan, insan öldürerek insan hakkı kazanacağı yanılgısına düşmüş ve aslında yolun sonuna geldiği görülen bu örgütün artık Kürt meselesinden ayrıldığını, ayrılması gerektiğini görmek lazım. Örgütün amacının, barışa, uzlaşmaya köstek olmak, bu kavramların hayata geçirilmesine ne olursa olsun izin vermemek, iki halk arasındaki düşmanlığı bir iç savaş seviyesine taşımak olduğunu aklımıza getirmeli ve oyuna gelmemeliyiz!

Oyuna gelmeyelim. Barışa olan inancımızın, kardeşlik türkülerimizin elimizden alınmasına, husumetin, intikamın, kan ve nefretin 5 yaşındaki kız çocuklarının ellerinden doğru patlamasına izin vermeyelim.

İçimizdeki mantık, vicdan, insanlık ve merhametin hiçbir kurşunla şehit düşmesine razı gelmeyelim.

Bir Gilad Şalit için neden bin yirmi yedi Filistinli?

Hamas tarafından kaçırılan ve beş yıl dört ay boyunca Gazze’de esir tutulan bir Gilad Şalit’in bin yirmi yedi Filistinli mahkûma karşılık serbest bırakılması tarihi önemi haiz bir takas vakası olarak kayıtlara geçti. Bir Yahudi bin Filistinliye bedel midir sorusu akıllardaki yerini aldı...

Tek bir askerinin peşine beş yıl boyunca düşen İsrail, şehitlerinin sayısını sayamazken Gilad Şalit’in ismini ezberlemeyi kendine görev bilen Türkiye ve bu konuda yılmadan yürüttüğü arabuluculuk çalışmaları… Sonuçta İsrail ve Filistin’i aynı anda saran bayram havası…

Bu işten daha kârlı çıkan gerçekten de Hamas mı oldu? İsrail bedelin ağırını ödeyen, 1’e 1000 vermek zorunda kalan taraf konumuna mı düştü? Yoksa bağışlanan insan hak ve özgürlükleri üzerinden oynanan bir kibir ve imaj oyunu muydu bu? 1 Yahudi kaç Müslüman ediyordu ve verilmek istenen mesaj gerçekten, insanoğlunun varoluşsal eşitliğini yok sayan bir üstün millet imajı yaratma arzusundan mı doğuyordu?

Amaçlanan bunlardan biri ya da hiçbiri olabilir. Ne olursa olsun ortaya çıkan resimde iki taraf için de eşzamanlı olarak yaratılan memnuniyet rüzgârı atmosferin asıl hâkimi oldu; belki de taraflar arasındaki kin, nefret duyguları ilk defa bir nebze olsun dindi.

Peki tarihi takas fırsata çevrilebilecek mi? Bundan sonraki İsrail-Filistin ilişkileri üzerine gün doğmasını sağlayabilecek, uzlaşma ortamı yaratılması için bir fırsat olarak değerlendirilebilecek mi? Yoksa bu kısa süreli sevinç ortamı yaşanıp bitirilecek ve sonra her şey, tüm ilişkiler eski katılığına, her zamanki gerginliğine mi dönecek?..

sadik.celik.gorus@gmail.com


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler