4 dönüm arazi Deniz Feneri Derneği'ne veriliyor...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Zeytinburnu Belediyesi tarafından 4 dönümlük arazinin Deniz Feneri Derneği'ne bedelsiz olarak verilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. CHP'li Tanrıkulu da 'arazinin bu derneğe verilmesi suçtur' dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, Zeytinburnu Belediyesi tarafından 4 dönümlük arazinin Deniz Feneri Derneği’ne bedelsiz olarak verilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, “Hakkında dava açılmış ve şaibesi süren bir derneğe, 4 dönüm arazinin 25 yıllığına ücretsiz olarak verilmesini kabul etmiyoruz. Bu durum AKP ve ona bağlı kurumların hukuksuzluğunu ortaya koyuyor. CHP olarak bu olayın gerek hukuk çerçevesinde gerekse kamuoyu nezninde takipçisi olacağız” dedi. CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu da “Hakkında faaliyetleri şaibele olduğu gerekçesiyle hazırlanan 39 sayfalık bir rapor bulunan derneğe bu arazinin verilmesi suçtur. AKP’li meclis üyeleri bunu kabul ederse suça ortak olacaktır” diye konuştu.
Zeytinburnu Belediyesi ve Deniz Feneri Derneği arasında 2000 yılında 4 dönüm arazinin kiralanmasını içeren protokolün iptal edilerek, AKP’li meclis üyelerinin önerisi ile derneğe 25 yıllığına bedelsiz olarak verilmesini içeren karara karşı CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, İstanbul Milletvekili Sezgin tanrıkulu, İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ve CHP’li Meclis üyeleri dün Belediye Meclisi Grup Salonu’nda basın açıklaması düzenledi. Deniz Feneri Derneği’nin 2000 yılında Zeytinburnu Belediyesi ile imzalanan ortak protokol sonucu 4 dönüm arazi üzerinde bulunan genel merkez binası ve lojistik merkezi’nin ruhsatsız olarak faaliyet yürüttüğühnü belirten Gökhan Günaydın, “Deniz Feneri Derneği ile belediye arasında imzalanan protokolün sonucunda bugünün parası ile yıllık olarak 2000 yılında 200 TL, 2001 yılında 250 TL, 2003 yılında ise 300 TL kira ödenmiş. 2004 yılından bu yana ise dernek protokol hükümlerine uymuyor ve kira ödemediği için hukuksuz olarak bu alanı işgal etmeye devam ediyor” dedi.
Belediye ile Deniz Feneri arasındaki protokolün 1 Kasım 2012 tarihi ile iptal edildiğini ve AKP’li meclis üyelerinin önerisi ile arazinin 25 yıllığına ücretsiz olarak verilmesinin teklif edildiğini vurgulayan “Bağış yoluyla yapılan yüzyılın en büyük usulsüzlüğü olarak Almanya’da cezaya çarptırılan derneğin Türkiye’deki ayağını araştırmak, özel çıkar sağlayanlardan hesap sormak ve sur tecrit alanı içinde 1/1000’lik koruma amaçlı planın hükümlerine aykırı olarak faaliyet yürüten dernek binasını yıkmak yerine onları kollayan AKP ve ona bağlı belediyenin içinde bulunduğu hukuksuz durum açıkça ortaya çıkmıştır. Bizler CHP genel merkez yöneticileri, il yöneticileri ve meclis üyeleri olarak sonuna kadar bu usulsüzlüğün hukuk çerçevesinde ve kamuoyunda takipçisi olacağız. Türkeye’nin birilerine peşkeş çekilecek 1 karış arazisi yoktur” diye konuştu.
“Dosyası Bakanlar Kurulu önünde bekliyor”
İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu’da Türkiye’de kamu yararına bir çok dernek ve vakıf olduğunu, söz konusu dernek hakkında ciddi iddialar ve açılmış bir dava olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Deniz Feneri Derneği ile ilgili davayı herkes biliyor. 2009 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na bu derneğin faaliyetlerinin şaibeli olduğu ve kamu yararının ortadan kaldırılmasına yönelik hazırlanan 34 sayfalık rapor bakanlar kurulunun önünde bekliyor. Ayrıca bu dernekle ilgili olarak yargı süreci de devam ediyor.Uzun zamandır yargı Türkiye’de iktidarın aklama merkezine dönüştü. Ancak bu düzen böyle devam etmez. Bugün Zeytinburnu Belediyesi’nin AKP’li meclis üyelerini uyarıyorum; Bu karara el kaldırırsanız sizde suç işleyeceksiniz. Bir hukukçu ve siyasetçi olarak bu kara el kaldırmayın diyorum. Bu kararı onaylarsanız iki elimiz yakanızda olacak”
KUTU: Deniz Feneri Davası’nın geçmişi
Almanya’da bağış adıyla toplanan 41 milyon Avro’ dan 18 milyon Avro’nun amaç dışı kullanıldığı iddiasıyla Alman savcıları tarafından 2006 yılında soruşturma başlatıldı. “Deniz Feneri e.V.” adıyla açılan dava, bu ülkede “yüzyılın bağış yolsuzluğu” olarak anıldı. Nisan 2007’de başlayan dava 1 yıl içinde sonuçlandı. Sanıklardan Mehmet Gürhan 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan 2 yıl 9 ay, Firdevsi Ermiş 1 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Davanın savcısı Lötz’ün “Asıl failler Türkiye’de” sözlerinin ardından gözler Türkiye’ye çevirildi. Deniz Feneri’nin Türkiye’deki ayağı için soruşturma başlatan savcılar Nadi Türkaslan, Abdülvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, 8 Eylül 2008’den itibaren 3.5 yıl süreyle görev yaptı. Bu zaman diliminde Deniz Feneri’yle bağlantılı olduğu iddia edilen çeşitli yerlere operasyonlar düzenledi. Temmuz 2011’de Zekeriya Karaman, Zahid Akman, İsmail Karahan, İzzet Kurum, Ali Solak, Harun Kapuyoldaş, Muzaffer Şafak tutuklandı. Daha sonra haklarında “evrakta tahrifat” suçlamasıyla soruşturma açılan ve görevden alınan savcılar hakkında 11 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Akman’ın da aralarında olduğu şüpheliler ise yattıkları süre göz önüne alınarak serbest bırakıldı. Akman ve diğer şüpheliler hakkında açılan davanın ilk duruşması 16 Ocak 2013 tarihinde İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'