AB harekete geçti

AB Dönem Başkanı Polonya ve AB Terörle Mücadele Koordinatörü Gilles de Kerchove, üye ülkelerin terörle mücadele uzmanlarını toplantılara çağırdı.

AB Konseyi bünyesindeki Terörizm Komitesi (COTER) ve Terörizm Çalışma Grubu (TWG) toplantılarına AB üyesi olmayan Norveç'in yetkilileri de davet edildi.

Bugünkü toplantılar öncesinde Norveç'in başkenti Oslo ve Ütöya adasındaki saldırıların kurbanları için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Ağırlıklı olarak aşırı sağ tehditlerin ele alınacağı toplantılarda şekillenecek tedbirler, Norveç'in de katılımıyla 22-23 Eylül'de Brüksel'de toplanacak AB adalet ve içişleri bakanlarının onayına sunulacak.

Bu arada her fırsatta Avrupa'da artan yabancı düşmanlığı karşısında AB üyelerine yaptığı ''önlem alın'' çağrıları karşılıksız kalan içişlerinden sorumlu İsveçli AB Komiseri Cecilia Malmström, aşırı sağ partileri ve ''dik duramayan'' liderleri suçladı.

Malmström, AB Komisyonu'nun internet sitesindeki blogunda, Norveç'teki korkunç saldırıların zanlısı Anders Behring Breivik'in üzerinde yıllarca çalıştığı ''manifestosunda'' Norveç ve Avrupa'nın çok kültürlülük ve İslam'dan ''temizlenmesi'' gerektiğini savunmasına dikkati çekerek, "Bu manifesto ruhen hasta birisinin ürünü olsa da maalesef bu hassasiyetlerin bazılarını bugün Avrupa'da görüyoruz" dedi.

İsveçli Komiser Malmström, blogunda, ''Topluma tehdit olarak gösterdikleri İslam ve diğer konular üzerindeki menfi fikirleriyle maalesef oldukça başarılı bir retorik geliştiren yabancı düşmanı partilerle ilgili endişemi çok kez dile getirdim. Bu, çok olumsuz bir atmosfer oluşturuyor. Üzgünüm ki bugün çoğulculuk için, herkesin hoş karşılanacağı açık, demokratik ve hoşgörülü toplumlar için dik durabilen çok az lider var'' ifadesini kullandı.

Malmström, Norveç'te yaşananların radikalleşmeye karşı mücadelenin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini anlatarak, AB Komisyonu olarak geçen yıl teklif ettikleri ''radikalleşmeyle mücadele ağını'' 9 Eylül'de faaliyete geçireceklerini belirtti.

İçişleri Komiseri Malmström, dini, siyasi ve ideolojik her türlü radikalleşmeyi hedef alacak ağın siyasetçiler, güvenlik makamları, savcılar, yerel yönetimler, akademisyenler, uzmanlar ve kurbanlar dahil sivil toplum örgütlerinin katılımıyla radikalleşme konusunda toplum bilincinin artırılması ve terör propagandasıyla mücadelede kullanılacağını dile getirdi.