"Açılım ve terörün birbirinden ayrılması gerekir"

DSP Genel Başkanı Masum Türker, Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu (HAKSEN) Genel Başkanı Ayhan Çivi ve beraberindeki yönetim kurulu üyelerinin ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, ''Kürt Açılımı ve terör örgütü elebaşı Öcalan'ın yol haritasıyla ilgili basında yer alan haberlere ilişkin'' görüşlerini sorması üzerine, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın partilerini ziyareti sırasında açılımı, ''devlet ve parlamento projesi'' olarak sunduğunu anımsattı.

''Ama gördüğüm kadarıyla Başbakan, bunu bir 'Milli Birlik Projesi'ne dönüştürdü'' diyen Türker, bu nedenle, açılımın gerçekleşebilmesi için MHP ve CHP'nin de sürece katılması gerektiğini söyledi.

MHP ve CHP'nin sürece dahil edilmesinde sorumluluğun hükümete ait olduğunu belirten Türker, şöyle konuştu:
''Başbakan, hem bir başbakan hem de bir ana muhalefet lideri gibi konuşuyor. Bu nedenle, gergin bir ortamın doğmasına neden oluyor. Hükümet bu işte iyi niyetli ise gerginliği giderecek, havayı yumuşatacak bir tutumun, Başbakan tarafından kullanılması gerekir. Başbakan'ın, gergin ortamı ortadan kaldırarak başta MHP ve CHP olmak üzere parlamentoda bulunan parti liderlerini ziyaret etmesi gerekiyor. Bu konudaki gerçek düşüncesini söylemesi gerekiyor. Bunun ne olduğunun sınırlarının, çerçevesinin çizilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir açılımın gerçekleşmesi gerekir. Parti olarak biz umutluyuz ama bu açılım ve terörün birbirinden ayrılması gerekiyor. Terör için olmazsa olmaz şart silahların susmasıdır. Terör devam ettiği sürece başka sorunların görüşülmesinin devlet adına söz konusu olmayacağını herkes biliyor. Silahların susmasının ardından operasyonların da duracağı açıktır.''


"Yol haritası inşallah süreci olumsuz etkilemez"

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın yol haritasıyla ilgili söylenenlerin ne derece doğru olduğunun bilinmediğine dikkati çeken Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:
''15 Ağustos'ta yol haritası açıklandığı anda 'çözümsüzlük' diye algılanacağını söylemiştik. Çünkü, 15 Ağustos Eruh'taki baskının yıl dönümüdür. Bu konuda şehitlerimizin ailelerinin ciğerlerinin sızlamaması gerekir. Gazilerin üzülmemesi gerekir diye düşünüyoruz. Dediğimiz de çıktı. Yol haritası inşallah süreci olumsuz etkilemez. Her gün birileri bir şeyler söylüyor. Dün de 'notlar' diye bir şey çıktı, 'şifreler var' denildi ama hâlâ şifreleri kimse çözemedi. İyi niyetle başlanan bu demokratik açılım sürecinde Başbakan'ın da elini taşını altına koyarak herkesle görüşmesi gerekir. Bu konu iç politikada nazik bir konudur. Bu nedenle, böylesi bir açılım ancak parlamentoda bütün partilerin katılımıyla olur.''