'Açılırken Tek Kilitli' kitabına '8 Mart' teşekkürü

Geçtiğimiz aylarda yayınlanan Hasan Okan İşcan'ın, 'Açılırken Tek Kilitli' isimli kitabı, kadınlara ithaf edildi. Funda, Nemyisjan, Birgül ve Serap kitapta ismi geçen kadınlar adına, 'Dünya Kadınlar Günü' nedeniyle yazarına teşekkür etti.

'Açılırken Tek Kilitli' kitabına '8 Mart' teşekkürü
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.03.2021 - 20:51

Hasan Okan İşcan'ın kaleme aldığı 'Açılırken Tek Kilitli' isimli kitap kadınlara ithaf edildi. Kitapta ismi geçen kadınlar, İşcan'a 'Dünya Kadınlar Günü' nedeniyle teşekkür etti.

Kadınların kitaba ilişkin duygu ve düşüncüleri şöyle:

FUNDA ÖZEVİN KARAHAN

1997 yılı bir öğle vakti, Londra'da 'Halpin House' isimli bir hostel mutfağında çorba yaparken, 'mis gibi kokuyor' sesi ile güleç bir yüz çıkıyor karşıma. Kardeş olmamızın ilk günü. İnsanın ne zaman, nerede doğru yol arkadaşlarını bulacağı belli olmuyor. Belki bazılarımız hiç karşılaşmıyor onlarla.

Sıcak çorba, sıcak çikolata, sıcak şarap gibidir bazı insanlar. Hep mutluluk yayarlar çevrelerine, yani Okan gibidir.

Hiç yabancılık çekmezsiniz yanlarında, hep evinizin oğludur. Hep güvenilirdir.

Kadınlara dair her zaman çok güzel sözler söylenir ama az güzel şeyler yapılır. Güzelliklere susamış olanları fark edebilenlerdir, aslında hayatımıza anlam katanlar.

'Açılırken Tek Kilitli', ben ve benim gibi Okan'ın yoluna çıkan tüm şanslı kadınlara armağan ettiği bir kitap.

'Önce Işık vardı' diye başlayan kitap. Önce Işık olmalı ki, dönüşsün karanlıklar aydınlığa.

Hayatımda aldığım en anlamlı hediye...

Mutluluk kilitlerini açmak hiç zor değil güzel insanlarla...

8 Mart 'Dünya Emekçi Kadınlar' gününüz kutlu olsun.

***

NEMYİSJAN ÇİÇEK

Bazı anahtarlar vardır, zamanını bekler. Her gün elimizin altındakilerden değildir. Belki tahta bir kutudadır, bir dantel eldivenin içindedir, bir mendile sarılıdır, zamanını bekler öylece. Bazen hiç gelmez o zaman, sonsuzlukta bir mühür olur o anahtar, bazen de hiç ummadığınız bir an aklınıza geliverir, aniden kapıları açar, sandıkları döker, anıları film gibi dizer önünüze, siyah beyaz resimler çıkar ortalığa. Daha önce belki bin kere görüp geçtiğiniz bir kare birdenbire hüngür hüngür ağlatır sizi, ıssız bir kuytuya çekilir ruhunuz, hatırlarsınız, kalbiniz ağrır. Bir tren sesi gelir uzaktan, bir sobanın dumanı tüter, kar soğuğu burnunuzun direğini sızlatır, mandalina kokusu aldığınıza yemin edebilirsiniz hatta. Uzakta bir köpek havlar, aniden bir şarkı başlar derinlerde… Savrulursunuz, hem de ne savrulmak; anımsamak çok zor iştir çünkü.

Okan’ın kitabı ‘Açılırken Tek Kilitli’ tıpkı adı gibi, açılırken tek kilit açılıyor ama önünüze bin kapı çıkıyor. Hafızanın, unutmanın, unutamamanın kapıları onlar. İsteyene labirent, isteyene bir geçit gibi. Kelimelerin, harflerin, noktaların ve virgüllerin büyüsü vardır bana sorarsanız. Gören, aslında görmek isteyen alır başını gider. Okan da bir çeşit büyücüdür işte. Bir çeşit modern zaman hatıranüvisidir o, vaka değil anı toplar. Hatta anının tamamını bile değil; içinden bir dantel eldiven alır mesela onu alıp bambaşka bir yolculuğun içinde önünüze çıkarır, siz bile emin olamazsınız: O dantel eldiven gerçekten orada var mıdır yok mudur?

‘Açılırken Tek Kilitli’ beni epey savurdu oradan oraya. Gözlerim de doldu, kahkahalarla güldüğüm de oldu. Onat Kutlar’dan Mandela’ya, Abhazya’dan Havana’ya geçiveren satırları okurken kitabının da tıpkı Okan gibi gezgin, özgür, hem çok kalabalık ve hem de çok sade olmasına şaşmadım elbette. Umarım sandığında beklettiği anahtarlar çıksın teker teker, nice kilitler açılsın, yollara düşelim Okanla birlikte. Yolu da yolcusu da çok olsun.

“Yazılmayanın ikinci kısmı başlasın.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler