'Afganistan defterini kapatmalıyız'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Türk Silahlı Kuvvetlerinin mevcudiyetinin Afganistan'da stratejik bir önemi kalmamıştır. Bu nedenle, Türkiye artık Afganistan defterini kapatmak için harekete geçmeli, Hükümet gerekli girişimleri ve hazırlıkları bir an önce başlatmalıdır'' dedi.

'Afganistan defterini kapatmalıyız'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.03.2012 - 12:15

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 97. yıldönümünde geçmişin anılarını kalplerinde dalgalandırdıklarını söyledi.

''Biliyor ve teyit ediyoruz ki Çanakkale elleri öpülesi bir neslin, rengi kıpkırmızı olan inanç ve iman mürekkebiyle yazdığı fedakarlık manifestosudur'' diyen Bahçeli, ''Çanakkale, ürkmeyen, çekinmeyen, korkmayan ve yenilmeyi aklından bile geçirmeyen millet kudretinin uyanışı ve şahlanışıdır. Çanakkale, milletimizi 36'ya ayırma konusunda ayak direyen, etnik kimlikleri birer birer sayarak bu konuda gözünü hırs bürüyen Başbakan Erdoğan'a da bir sonuç vermelidir'' ifadelerini kullandı.

Afganistan'dan gelen acı haberle milletin yasa boğulduğunu belirten Bahçeli, Türkiye'nin komuta ettiği Kabil Bölge Komutanlığı emrinde görev yapan bir helikopterin düşmesiyle milletin 12 evladının, ''ne yazık ki'' şehit olduğunu söyledi. Şehit ailelerinin gösterdiği vakar ve metanetin de fazlasıyla dikkatlerini çektiğini anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:

''Elbette şehitlerimizle övünüyoruz, onları şükranla yad ediyoruz. Ancak doğal ve doğru olanın da önce insanı yaşatmak, güçlü, sağlıklı ve değerli kılmak olduğunu hiç aklımızdan çıkarmıyoruz. Açıktır ki hem vatanımızdan hem de dışarıdan gelen şehit haberleri, milletimizin dayanma ve hazmetme gücünü sürekli aşındırmakta ve irtifa kaybettirmektedir.

Afganistan'da meydana gelen elim helikopter kazası, üzerinde mutlaka durulması ve iyi irdelenmesi gereken bazı gerçekleri de gün yüzüne çıkarmıştır. 12 evladımızı taşırken bir binanın üstüne çakılan helikopterin, teknik sorundan mı yoksa kalleşçe yapılan saldırıdan mı böyle bir akıbete uğradığı hususu kısa süre içinde netleştirilmelidir.

Dost ve kardeş ülke Afganistan'ın yaşadığı işgal ve esaret, özellikle son günlerde iyice gerilen sosyal ve siyasal yapısı, bu kazanın tesadüfen olmadığı yönündeki kanaatimizi ister istemez belirginleştirmektedir.

ABD askerlerinin Bagram hava üssünde Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'i yakmaları, arkasından Kandahar'da, aralarında çocukların ve kadınlarında da bulunduğu 16 sivil Afgan'ın katledilmesi provokasyona açık bir ortamı ziyadesiyle teşekkül ettirmiştir. Başbakan Erdoğan, bu izansızlığı ve yüz karası gelişmeleri nedense suya sabuna dokunmayan ifadelerle gündemine almış ve hemen geçiştirmeyi tercih etmiştir.''

-''Afganistan defterini kapatmak''-

Afganistan'ın yıllarca terörist avı bahanesiyle esir edildiğini, ülkede istikrar ve toplumsal düzenin bir türlü tesis edilemediğini vurgulayan Bahçeli, yapılan açıklamalardan 2014 yılına kadar ABD'nin ve diğer ülke askerlerinin bu ülkeden çekileceğinin anlaşıldığını söyledi. Bahçeli, ''Bu kapsamda, Türk silahlı Kuvvetleri mevcudiyetinin Afganistan'da stratejik bir önemi kalmamış, üstelik burada bulunmamız can ve mal kaybımıza neden olmaya başlamıştır. Bu nedenle, Türkiye artık Afganistan defterini kapatmak için harekete geçmeli, buradaki sayıları 1850'ye yaklaşan askeri varlığımızı geri çekmek amacıyla Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti gerekli girişimleri ve hazırlıkları bir an önce başlatmalıdır'' diye konuştu.

''Madem Türk askerinin bulunduğu her yerde huzur vardır, o halde Adalet ve Kalkınma Partisi, 9 yılı aşkın bir süredir 'darbeci' diyerek kiminle mücadele etmektedir?'' sorusunu yönelten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Dışarıda itibar, içeride itham altında bulunan Mehmetçiği, yan gelip yatmakla suçlayan bu hastalıklı siyaset anlayışı değil midir? 'Vesayetten kurtuluyoruz, darbecilerden temizleniyoruz, kirlerden arınıyoruz, yükleri atıyoruz, demokrasiye kavuşuyoruz ve eski Türkiye'yi geride bırakıyoruz' diyen Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimi, acaba bu sözlerin birinci dereden muhatabı olarak, Türk ordusunu gördüğünü itiraf edecek midir?
Bizim tavsiyemiz, gözlerinden yaş eksik olmayan Başbakan Yardımcısı'nın, 'Söz gümüşse sukut altındır' nasihatinden nasiplenmesi, biraz dilini tutması, fakat bundan dolayı bunalırsa da dizine vurarak hıçkıra hıçkıra ağlamayı sürdürmesidir.''


Nevruz Bayramı

Bahçeli, konuşmasında, vatandaşların Nevruz Bayramı'nı kutladı.

İzinsiz Nevruz kutlamaları sırasında Diyarbakır ve İstanbul'da yaşanan olaylara da değinen Bahçeli, ''Gözü dönmüş bölücüler meydanları, sokak aralarını ve caddeleri savaş alanına çevirmiştir. Nefret ve kinle Nevruz'u kirleten, bu tarihi bayramı lekelemeye çalışan çapulcular, çapsızlar ve çürümüşler, kaldırım taşlarını sökmüşler, cam ve çerçeveleri indirmişler, kamu araçlarını taşlamışlar ve dikili ağaçlara dahi zarar vermişlerdir. Şu kadarını söyleyebilirim ki ortalıkta maskeyle zehir saçan bu güruha insan denilmesi en başta insanlığa hakaret ve vefasızlık olacaktır'' diye konuştu.

''Maalesef bölücü çevrelerin azmasında ve zıvanadan çıkmasında Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yönlendirmesi ve cesaretlendirici tutumu etkili olmuştur'' diyen Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

''Yıkım projesinin her hamlesi, bu kapsamda atılan her adımı ve kurulan her müzakere masası terörist odakların suyu, ekmeği ve oksijeni haline dönüşmüştür. Başbakan Erdoğan kuvvetle muhtemel bu olayları değerlendirecek ve eleştirecektir. Bununla da yetinmeyecek siyasi bölücü BDP'yi sözde hedef tahtası yapabilecektir.
Terörün Meclis kadrosu, işbirlikçiler ve dağdaki çete başları koro halinde aynı ihanet nakaratlarını tekrarlamışlar ve dayatmaları kabul edilmezse baharda kan akacağını alçakça ilan etmişlerdir. Baharda kanlı dereler, barut kokan çiçekler, kurşun sesleriyle kuşatılmış ovalar, tuzaklarla doldurulmuş dağlar ve şehit anasının feryadını görmek isteyen hainler, inşallah milletimizin kahrı karşısında çaresiz kalacaklardır.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler