"AKP su kaynaklarına kelepçe vurduruyor"

CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Sulak alanların, biyolojik çeşitliliğin ve ekolojik dengenin korunması, çok zengin bir yaban hayatı barındırması, balıkçılık, tarım, hayvancılık, saz üretimi ve rekreasyonel kullanımlar açısından ekonomiye önemli katkılar sağlaması açısından büyük önem taşıdığını belirten Ayhan, Türkiye'nin sulak alanlarını hızla kaybettiğine dikkat çekti. Ayhan, yanlış su politikaları sebebiyle Türkiye'nin son 60 yılda Marmara Denizi büyüklüğünde sulak alanını kaybettiğini vurgulayarak "TEMA Vakfının yaptığı araştırmalara göre; Devlet Su İşleri'nin kurulduğu 1953 yılından bu yana, 370 bin hektar sulak alanı çeşitli kurutma ve taşkın kontrolü amaçlı projeler sonucunda kurutulmuştur. Bu şekilde, Çukurova, Çarşamba Ovası, Konya Ovası, Meriç ve Ergene havzaları gibi pek çok bölgede sulak alanlar kurutulmuştur. Türkiye'de son 40 yılda Van Gölü'nün 3 katı, Beyşehir Gölü'nün 25 katı sulak alan yok olmuştur. Bir zamanlar sulak alanlar bakımından Türkiye'nin en zengin yörelerinden biri olan İç Anadolu'da bugün neredeyse bütün sulak alanlar kurumuş durumdadır" dedi.

AKP Hükümeti'nin, "ulufe dağıtır gibi" kimi şirketlere hidroelektrik santral projelerini verdiğini ifade eden Ayhan, "Derelere ve su kaynaklarına kelepçe vuracak bu projelerin, ÇED raporuna dahi gerekli görülmemesi kamuoyunun dikkatlerinden kaçmamaktadır" görüşüne yer verdi. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla yaptığı "Türkiye'de, sulak alanların yok olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı" açıklamasının doğru olmadığını savunan Ayhan, şunları kaydetti:

"Eski Milli Parklar Genel Müdürü Nevzat Ceylan'ın, 'Yanlış sulama uygulamaları ile son yıllarda koruma altındaki sulak alanların peş peşe kurutulduğuna dikkat çekerek, söz konusu alanların Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından kurutulduğu' açıklaması ve bilimsel veriler, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın açıklamasını tekzip etmektedir.
Maden Yasasında yapılan 2004 tarihli değişiklikle su havzaları ve su kaynaklarını her türlü madencilik faaliyetlerine açan; 'mutlak koruma alanını' 300 metreden 100 metreye indiren, içme suyu havzalarında kaçak yapılara fiili 'af' sağlayan ve yeni sanayi tesislerinin yapımına izin veren değişiklikleri gerçekleştiren AKP hükümetinin kendisidir.
Sulak alanlara ve su kaynaklarımıza sahip çıkmak, gelecek kuşaklara sürdürülebilir bir yaşam ve gelecek bırakabilmek; ulusal varlıklarımızı ve kaynaklarımızı rant aracı olarak gören AKP hükümetinden kurtulmaktan geçmektedir."