''AKP, yargıyı zulmün temeli yaptı''

Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin, uzun tutukluluk süresi ile ilgili açıklamasının ardından, iktidar sözcülerinin, ''Çağıracağız, çağırdık, haddi bildirilecek'' ifadelerinde bulunduğunu söyledi.
Vural, ''Ancak öğreniyoruz ki ABD Büyükelçisi'nin randevusu bir hafta önceden ayarlanmış. Saat kaçta görüşeceği belli. Hem de kendi talebi üzerine bu randevu ayarlanmış'' dedi. Oktay Vural, iktidarın, bu şekilde bir fırsatı değerlendirerek günü birlik siyaset yaptığını ileri sürdü.

Kabine değişikliğine değinen Vural, İdris Naim Şahin'in görevden alınmasını değerlendirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuyla ilgili bir açıklamasını dinleten Vural, ''Demek ki terör baronlarına kurban etmek için görevden almışsın. Bunu itiraf ediyorsun. Bebek katiline kurban edilmiş, azledilmiş bir Bakan. İdris Naim Şahin'in bu müzakere sürecine kurban edildiği, Başbakan tarafından da ifade ediliyor'' diye konuştu.

''Yargı, yürütmenin etkisi altında''

AK Parti'nin, yargıyı, zulmün temeli yaptığını iddia eden Vural, emekli Orgeneral Ergin Saygun ile ilgili sürecin, bunun bir göstergesi olduğunu belirtti. Vural, ''Ameliyat masasında, 'cezaevi koşullarında kalması uygun değildir' diyorlar. Çünkü, 'Ameliyat masasında ölürse ama sorumluluk bizden gitsin' diye. Sonra telefon... Başbakan'ın her bir telefonu haber yapılıyor. Bu, suçluluk kompleksidir. Engin Alan'ı içeride tutan zihniyet, yürütmenin etkisi altında verilmiş bir takım kararların eseridir. Adli Tıp Kurum da doğrudan doğruya yürütmeye bağlıdır'' dedi.

Yargının siyasallaşmasına ilişkin bir başka örneğin de öğretmenlere Şubat ayında özür atamaları ile ilgili olduğunu belirten Vural, şöyle devam etti:
''Milli Eğitim Bakanlığı'nın teşkilat ve görevlerine ilişkin KHK'da, 'Bakanlıkça belirlenen özür gruplarına bağlı yer değiştirmeler yaz tatilinde yapılır' hükmü var. 30 Ocak 2013'te Başbakan, 'Milli Eğitim Bakanımıza talimat verdik, Şubat ayında mazeret atamalarını gerçekleştireceğiz' dedi. Oysa kanun farklı diyor. Başbakan neden böyle birden bire fikir değiştirdi?
Çarşamba günü akşam Anayasa Mahkemesi, söz konusu hükmün Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar veriyor. İki ihtimal var. Anayasa Mahkemesi'nin bunu iptal edeceğine dair bir bilgi mi geldi sana? Ya da hükmü Başbakan verdi Anayasa Mahkemesi iptal etti. İki ihtimal de yargının içerisinde AKP ile doğrudan doğruya ilişkili bir karar verme süreci olduğunu ortaya koyuyor. Adalet ve yargı, yürütmenin etkisi altına girmiştir.
Sayın Cemil Çiçek, 'Türkiye bu yargıyla daha ne kadar yola devam edebilir?' diyor. Siz değil misiniz 12 Eylül 2010 referandumu için, 'Yargıda büyük devrim yaptık' diyen?''

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vural, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin açıklaması ile ilgili soru üzerine, iktidara yönelik, ''(Türkiye'de yapılan reformlardan çok memnunuz) değdiği zaman, neden 'Senin haddine mi' diyemediniz? BOP eş başkanı olanların ABD'ye bir şey söyleyebilecek takati yoktur bir kere. Ne söyleyebilirler? Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı da yine ABD'nin terörle mücadele milli stratejisinin eş başkanı olarak görev yapıyor. ABD'nin bu stratejisi, 'El-Kaide ideolojisini' tarif etmiyor, 'İslam'a yönelik ideolojiyi' tarif ediyor. Maalesef AKP, ABD'nin bu coğrafyadaki politik hedeflerine uygun dış politika uygulamayı öncelikli görev edinmiştir. '' diye konuştu.

Oktay Vural, dün Genel Kurul görüşmelerinde, iPad'indeki bir programla, milletvekillerinin yaşlanmış hallerini gösterirken çekilen ve gazetede yer alan fotoğraflının anımsatılması üzerine, ''Aramızda yaptığımız bir espriydi'' dedi. Vural, bir gazetecinin aynı programda kullanmak için fotoğraf çekmek istemesi üzerine, yüzününü kapatarak, ''Sanki başka hiç fotoğrafım yok kendisinde' diye espri yaptı.