Alanlar yasaksa teraslar ne güne duruyor?

Cumhuriyet Bayramları denince eski yıllarda kutlamalar gündüz şehrin alanlarında, statlarda başlar, akşam fener alayları resepsiyonlar ve balolarla sürerdi. AKP iktidara geldiğinden bu yana her Cumhuriyet Bayramı ve 10 Kasım’da kutlama ve anmaları inkıtaya uğratacak bir bahane bulmakta pek zorluk çekilmedi. Kimi zaman deprem, kimi zaman şehitler, kimi zaman maden faciaları... Düğünler için değil ama... Ulusal bayramlarda “yasımız var” diye kutlamaları iptal eden devlet erkânını o akşam yakınlarının düğünlerinde tam kadro görmeye de alıştık.

Bu yıl da 15 Temmuz darbe girişiminde verilen şehitler ve terör olasılığı gerekçe gösterildi. Alanlarda kitlesel kutlamalar yerine sembolik kutlamalar, Anıtkabir’de saygı geçişi ve Beştepe Külliyesi’ndeki resepsiyonla yetinildi. “Alanlar yasaksa teraslar ne güne duruyor?” diyen Cumhuriyet sevdalıları anmaları bu yıl evlerinin teraslarına taşıdılar. Tabii ki CHP’li belediyeler kendi bölgelerinde konserler ve fener alayları düzenledi. Ama onlar da artık klasik oldu. İnsanlar farklı bir şeyler istiyor olmalı ki, bu yıl “Bizim terasta Cumhuriyet balosu var gelmez misiniz?” diyen ne çok arkadaşımız çıktı. Hafriyat kamyonlarının teraslara da çıkacak hali yoktu ya?

‘Galata’ kırmızı giyindi

Bunların hepsine gitmek mümkün olamayacağı için iki mekân seçtik. Önce Çiçek Bar’a uğradık. Barın her köşesi bayraklarla donatılmış, masalara da küçük bayraklar bırakılmıştı. Siyah smokin ve kadınların siyah abiye kıyafetlerle gelmesi özellikle istenmişti. Çiçek Bar’da sahneye çıkan Gülay Eralp, bayrak kırmızısı bir elbise giymişti. Tabii ki ilk söylediği eser 10’uncu Yıl Marşı oldu.

İkinci durağımız Galata Meydanı. Galata Kulesi’nin dış cephesine kocaman bir Türk bayrağı silüeti ışıkla yansıtılmıştı. Gençler ellerinde biralarla arkalarına Türk bayrağını alacak şekilde selfi yarışına girmişlerdi. Bayram kutlaması yapan gençler sokak şarkıcılarının şarkıları eşliğinde dans ettiler. Galata Kulesi’nden aşağı inince bir terastan yayılan bangır bangır müzik ve ışık gösterilerini sokaktan geçenler de merak ederek apartmana doluştular. Buranın herhalde bir eğlence mekânı olduğunu düşünüyorlardı. Ama aslında burası gazeteci Yazgülü Aldoğan’ın evinin bulunduğu apartman, terasta da Aldoğan’ın yakın arkadaşlarının davetli olduğu Cumhuriyet balosuydu. Yazgülü, Cumhuriyet Balosu ile birlikte meslekteki 40. yılını kutluyordu. Türk bayrakları ile donatılmış terasta muhteşem ışık gösterileri eşliğinde sabahın ilk ışıklarına kadar danslar edildi, şarkılar söylendi.

Bu sene de bayram böyle kutlandı. Varsın devlet erkânı bayram kutlamalarını düşük profilli tutsun. Halkımız kutlamalar için kendi formüllerini üretiyor nasılsa...