Altın Portakal'da aile boyu bir film

47. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması'nda ödül arayan 14 film arasındaki ''Zefir'', yönetmeni Belma Baş'ın ailesi ve memleketi Ordu'daki yöre insanlarına rol vermesiyle farklı oyuncu kadrosuna sahip oldu.

Altın Portakal'da aile boyu bir film
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.10.2010 - 11:19

Türk Sineması'nda artan üretim, teknolojik olanakların kullanıldığı yenileşme ve genç yönetmenlerin ilk filmleriyle ortaya koydukları farklı sinema bakış açılarını ortaya koyan 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl ilk kez aynı yarışmada iki kadın yönetmeni de ağırlıyor.

İkinci uzun metrajlı filmi ''Atlıkarınca'' ile katılan İlsen Başarır'ın yanı sıra kadın yönetmen Belma Baş da ilk uzun metrajlı filmi ''Zefir'' ile festivalde Türk sinema izleyicilerine tanıtıldı.
İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu olan ve ''Kurtuluş'' filminde figüran olarak rol aldıktan sonra sinema yolculuğuna farklı alanlarda başlayan Belma Baş, ilginç bir oyuncu kadrosu yeraldığı ilk uzun metrajlı filmi ''Zefir''i, AA muhabirine anlattı.
 

''Aileyle çalışmak zordu ama sonuç hepimizi tatmin etti"

Aldığı eğitim nedeniyle 19. yüzyıl romantik edebiyatından çok etkilendiğini anlatan Belma Baş, dağlar ve doğa temasını kullanarak, filminde ölüm, ayrılık, sevdiklerinden ayrılma korkusu ve bir çoğunun yalnızlığını işlediğini söyledi.

''Zefir'' filmiyle birlikte kendi anılarını ve ailesine dair anektodlar ile düşler ve gerçekleri birleştiren bir dünya kurma arzusunu ortaya koyduğunu ifade eden Baş, filmi ata yadigarı yayla evlerinde çektiğini, oyuncuların da annesi, babası ve kardeşinden oluşan aile bireyleri ile yöredeki bazı insanlar olduğunu kaydetti. Baş, filmdeki tek profesyonel oyuncunun ise Vahide Gördüm olduğunu vurguladı.

Vahide Gördüm'ün, annesinin geçliğine çok benzediğini, Gördüm'ün varlığından da esinlenerek başrolü oynadığı karakteri oluşturduğunu kaydeden Belma Baş, ilk uzun metrajlı filmi ve aile bireylerine rol vermesiyle ilgili yaşadığı zorlukları şöyle anlattı:

''İlk kez kısa filmim 'Poyraz'da amatör insanları oynattım. İlk uzun metrajlı filmimde de ailemi oynatmayı düşünüyordum. Altından kalkamam diye korkuyordum ama bu filmde onlardan başkası olamazdı. Nuri Bilge Ceylan'ın filmlerinde ailesini kullanmasındaki sıcaklığı beni cesaretlendirdi. Kendi ailemde de o potansiyeli gördüğüm için beraber çalıştık. Filmin öyküsü yaşadığım coğrafyada geçiyor. Bu filmde bölgenin insanları doğal halleriyle olmalıydı. Zorluklar yaşadık ama hepimiz için tatmin edici oldu.''

Belma Baş, oyuncu yönetiminin kendisinin en fazla önemsediği ve kendisini geliştirmeye çalıştığı bir alan olduğunu belirterek, ''Yönetmenlik sanatını, oyuncu yönetim sanatı olarak görüyorum. Yönetmenin sette iktidar olması gerekmez. Tam tersine, ekranda bütün olayı taşıyacak olan oyuncularına yönelmesi, derdini anlatabilmesi, o anları yaşayabilecek, oynamadan da var olabilmeyi başaran insanların kamera önünde olması temel kaygım'' dedi.

''Zefir'' filminin devamı niteliğinde birbirine bağlantılı yeni bir film çekmeyi daha düşündüğünü anlatan Baş, sinemadaki hedefini şöyle anlattı:

''Yapabileceğim bütün filmlerin, birbirini tamamlayan filmler olmasını hayal ediyorum. Hepsini, ''Kadın Kahramanın Rüzgarlar Aşırı Yolculuğu'' başlığı altında, birbirine bağlı hikayelerle çekmek istiyorum. Kadın kahramanın yolculuğunu ölüm temasıyla birleştirerek, bu temaların peşinden gitmeye kendimi motive ediyorum. Aynı temaları ve tarzı devam ettireceğim.''
 

''Sinema kanıma girdi"

''Kurtuluş'' filminin figürasyonunda yer aldığını, ailesinde de sinema öğrencileri bulunduğunu kaydeden Baş, şöyle devam etti:

''Figüranlık yaptığım sette kanıma girdi sinema. Uzun süre sinema kurumlarında çalıştım. Türk Sineması'na kendini adamış bir pozisyonda festival organizasyonlarında, sinema eğitim seminerlerinden faaliyetler yürütüm. Sinema sektöründen vakıf ve sivil toplum kuruluşu çalışanı olarak ayrılıp, kendi projelerime yöneldim.''

Kadın yönetmen olmak ve festivalde iki kadın yönetmenin filmlerinin yarışmasıyla ilgili soruya da Belma Baş, böyle bir ayrımı doğru bulmadığını belirterek, şu karşılığı verdi:
''Erkekler giderek azınlığa düşebilir. Türkiye'de çok sayıda kadın yönetmen film üretiyor. Festivallerde de yarışıyorlar. Antalya'da ilk kez iki kadın yönetmen bir araya geldi. Sinemada, kadın ya da erkek yönetmen tanımının yapılmadığı bir günün özlemi içindeyim.''

Filminin Altın Portakal Film Festivali'nde yarıştığını ve festivallerde sürprizlerin olabildiğini belirten Baş, ''Tabi ki umudumuz elimiz boş gitmemek. Festivaller tarihinde sürprizler oluyor'' dedi.

Filmde ''Zefir'' karakterini canlandıran 13 yaşındaki oyuncu Şeyma Uzunlar da, Belma Baş'ın kısa filminde rol aldıktan sonra ilk kez uzun metrajlı filmde yer aldığını belirtti. Uzunlar, ''Filmde olmaktan büyük mutluluk hissettim. Bundan sonra önce okul, sonra sinema olacak'' diye konuştu.
 

''70 yaşında oyuncu olduk"

Filmin oyuncularından yönetmen Belma Baş'ın babası Rüştü Baş da, sinemanın zor bir iş olduğunu, çekimlerin tamamının günlerce süren yağmura rağmen özverili bir çalışmayla ortaya çıktığını söyledi.

Aile ile oynama ve aile bireylerinin filmde rol almasının kolay olmadığını anlatan baba Rüştü Baş, yaşadıkları süreci şöyle anlattı:

''Senaryo tekstlerini elime aldığımda kızım ve yönetmenim Belma'ya 'ben bunları ezberleyemem dedim' ama zamanla özümsedim ve rolümü yaşamımın içinde hissettim. Gazetecilik geçmişim ve 70 yaşından sonra, eşimle beraber oyuncu olduk. Hepimizin çocukluğundan bu yana hayal ettiği şeyleri yaptık. Kadın sinemacıların kameranın arkasında yarattıkları dünyayı çok önemsiyorum. Bu, kızımın başarısıdır.''
 

''Sinemada bir devir kapanıyor"

''Zefir''de kızını terk eden anne karakterini canlandıran ve filmin tek profesyonel oyuncusu olan Vahide Gördüm de, Belma Baş'a, yaptığı ilk filminde ailesinin verdiği desteğin müthiş bir duygu olduğunu vurguladı.
Filmin çekildiği yaylaya ilk çıktığında, bu kadar amatör oyuncuyla çalışmaktan önce çok korktuğunu ve filmin doğallığına uyamayacağı endişesi taşıdığını anlatan Gördüm, şunları söyledi:

''Çok korkmuştum. Belma'ya güveniyordum ama 'ben ne kadar doğal olacağım' diye endişelendim. Çok gergindim. Çekimler süresince filmdeki öyküde yer alan baba, anne, evlat ve kız çocuğu ilişkisini hepimiz yaşadık. Bu filmle beraber yeni bir aile kazandım.''
Filmde çekimlerinde aile bireyleri ile çalışma disiplinlerinin uymaması nedeniyle önce sorunlar yaşadıklarını ancak yaptığı uyarı sonucu bu süreci aştıklarını da anlatan Gördüm, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Tiyatro geleneğinden geliyorum. Aile ile çalışma disiplinlerimiz uymadı. Çekim provası alırken, yönetmenimizin annesi Sevinç abla yemek karıştırıyordu. Baba Rüştü Baş da, çekim varken ormana gidiyordu. Herkesi toplantıya çağırarak, 'bu şekilde çalışamam, ben sizin doğallığınıza uymaya çalışıyorum, siz de disiplinime uymaya çalışın' diyerek uyardım. Bu yaşadığımız tek uyumsuzluk oldu, aslanlar gibi aştık. Çok mutluyum.''

Gördüm, Türk Sineması'ndaki artan üretimin çok ümit verici olduğunu, Belma Baş gibi yeni bir sinema diline sahip yönetmenlerin arttığını da belirterek, ''Sinemada bir devir kapanıyor, yeni bir devir başlıyor. Ben de buna, içinde yer alarak tanıklık ediyorum. Bu heyecan verici'' diye konuştu.

Belma Baş'ın filmi ''Zerfir''de Vahide Gördüm'ün yanı sıra Belma Baş'ın tamamen amatör olan babası Rüştü Baş, annesi Sevinç Baş, kız kardeşi Berke Baş, ile yöre insanlarından Şeyma Uzunlar ile Fatma Uzanlar, Oktay Kaptan, Tülay Kaptan, Nazlıcan Kılıç ve Harun Uzunlar da rol alıyor.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler