'Amacımız sanayiye hizmet etmek'
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, ''Bizim hiç bir zaman, sadece olumsuzlukları öne çıkaran bir anlayışla, 'battık batıyoruz' şeklinde bir ifademiz olmamıştır'' dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, ''Türkiye'nin İkinci 500 Büyük sanayi Kuruluşu Raporu''nun açıklandığı toplantıda gündeme ilişkin çeşitli değerlendirmelerde de bulundu. Araştırma sonuçlarının çeşitli yorumlara neden olduğunu, bu yorumlar karşısında, çalışma anlayışlarını ve prensiplerini bir kez daha paylaşmak ihtiyacı duyduklarını ifade eden Küçük, İSO'nun temel misyonunun, sanayinin rekabet gücünün artırılması olduğunu, çalışmalarının, araştırmalarının hep bu hedef doğrultusunda şekillendiğini anlattı.
Bütün amaçlarının sanayiye hizmet edebilmek olduğunu ifade eden Küçük, şunları kaydetti: ''Görevimizi yaparken, en iyi hizmet yolunun, sanayi ve ekonomimizde aksayan yönleri, eksikleri, objektif ve net biçimde, somut rakam ve verilere dayanan şekilde ortaya koymaktan geçtiğine inandık. Giderilemeyen eksiklerden dolayı bedeller ödenmesinin önüne geçmek, ihtiyaç duyulan önlemlerin, zamanında ve etkin bir şekilde alınmasına katkıda bulunmak üzere, sanayimizdeki tabloyu, olumlu olumsuz tüm yönleriyle görmenin ve yansıtmanın arayışı içinde olduk. Şunun altını ısrarla çizmek istiyorum ki bizim hiç bir zaman, sadece olumsuzlukları öne çıkaran bir anlayışla, ''battık batıyoruz'' şeklinde bir ifademiz olmamıştır. Açıklamalarımıza temkinli iyimserlik sıfatı uygun düşebilir. Ancak, diğer yorumlar, kanaatimizce, hakkaniyet sınırlarının çok ötesindedir. Odamız tarafından hazırlanan Birinci ve İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırmaları, alanında büyük boşluğu dolduran, araştırmacılar için zengin bir veri tabanı sunan çok kıymetli çalışmalardır ve İstanbul sanayi odası, 42 yıldır, bu çalışmaları, objektiflik ve güvenirliklerine gölge düşürmemeye özen göstererek, titizlik içinde hazırlamaktadır.''
Geçen yıl da araştırmaların objektif kriterlere, rakamlara dayanan anlayışları ve kurumsallık çerçevesinde yine aynı titizlikle kamuoyuna sunulduğuna dikkati çeken Küçük, bu yıl şubat ayında, 2009 yılı ikinci yarı durum tespit anketinde sonuçların yansıttığı şekilde sanayicinin iyimser beklentiler içinde olduğunun açıkça ifade edildiğini hatırlattı. Tanıl Küçük, ağustos başında açıkladıkları 2010 yılı ilk yarıya ait, durum tespit anketinde de, yine iyimser beklentilerin öne çıktığını ve bunların da kamuoyu ile aynen paylaşıldığını anımsattı.
Tanıl Küçük, sivil toplum kuruluşlarının, meslek örgütlerinin öncelikli görevinin, temsil ettikleri kesimlerin sorunlarını, taleplerini dile getirmek olduğunu kaydetti. Tanıl Küçük, şunları kaydetti: ''Görev süremiz, 2001 krizinin ertesinde başlamış ve yüzyılın en ağır krizi olan küresel krizle devam etmiştir. Böyle olağanüstü bir dönemde, eksiklere daha çok dikkat çekmemiz, taleplerimizin artması anlaşılabilir bir durumdur. Öte yandan şunu kabul ediyoruz ki aynı olağanüstü koşullarda görev yapan kamu otoritelerinin de morale ihtiyacı vardır. Takdirlerin dile getirilmesi, icraat makamında bulunanlar açısından elbette çok önemlidir. Yapılan doğru işler için daima takdirlerimizi dile getirme gayreti içinde olduğumuza inanıyoruz. Kriz yılı 2009'da İSO 500'lerde elde edilen olumlu sonuçlar, dışa açılma sürecinin başlangıcından bu yana, irili ufaklı, sayısız krizle karşılaşan Türk sanayinin ve Türk ekonomi yönetiminin, krizlerle mücadelede kazandığı deneyim ve başarının işaretidir. Bu yönüyle ayrıştırıcı değil, birleştirici olması gereken, çok önemli, memnuniyet verici bir gelişmedir. Hem sanayimiz hem de ekonomi yönetimimiz adına, paylaşılması gereken ortak bir başarıdır.''
Araştırmaların ortaya koyduğu üzere, karlılığın artmasındaki en önemli etkenin, maliyetlerin ve finansman giderlerinin azalması olduğunun altını çizen Küçük, bu azalmada hem sanayicilerin hem de ekonomi yönetiminin özveri ve katkısı bulunduğunu anlattı. Sanayicilerin her anlamda verimliliğini artırarak kendi üzerine düşeni yaptığını, ekonomi yönetiminin de izlediği faiz politikaları ile finansman giderlerinin azalmasına imkan sağladığını ifade eden Küçük, ''Evet, bugün geldiğimiz nokta itibarıyla, krize karşı mücadelede önemli kazanımlar sağlanmış, olumlu bir zemin yakalanmıştır. Ama her zaman ifade ettiğimiz üzere, artık önümüzdeki mesele sağlanan kazanımların korunması ve artarak devam ettirebilmesidir'' dedi. Bundan sonra çabalarının, daha önce olduğu gibi, yine bu yönde olacağını vurgulayan Küçük, ''Ümit ediyoruz ki, 2009'daki olumlu koşullar sürdürülebilir hale gelecek, 2010 ve sonrasındaki yıllar, sanayimiz için daha da olumlu sonuçları karşımıza çıkaracaktır'' değerlendirmesinde bulundu.
Referandum
Tanıl Küçük, referandum konusunda ise Anayasa'nın, toplumsal ve bireysel yaşamı şekillendiren en temel hukuki düzenleme olduğunu, temsil yetkisi verilen siyasi partilerin, TBMM'de uzlaşamadığı için referandum ile tek tek yurttaşların iradelerine başvurma yoluna gidildiğini söyledi. Bu süreçte, sivil toplum kuruluşlarının nasıl davranması gerektiğine dair tartışmaların da gündeme geldiğini anımsatan Küçük, şöyle devam etti: ''Hepimizin bireysel hayatını, yanı sıra, toplumsal hayatı, demokratik işleyişi doğrudan ilgilendiren Anayasa gibi önemli bir konuda, sivil toplum kuruluşları elbette ki değişikliklerin içeriğine ilişkin fikirlerini beyan edebilir. Tartışmaya katılabilirler. Bu zaten demokratik sürecin olması gereken bir parçasıdır. Ancak, sivil toplum kuruluşlarının tüm üyelerini bağlayan bir oy tercihini dile getirmeleri kanaatimizce doğru değildir. Zira, çağdaş demokratik sistemlerde, ister seçimlerde ister referandumlarda olsun, oy kullanmak, sistemin özünü oluşturan, en temel bireysel haktır. Demokratik işleyişin esasını, herkesin özgür iradesiyle, herhangi bir müdahaleye maruz kalmadan sandık başına gitmesi oluşturur. 'Gizli oy, açık sayım' kuralı verilen oyun mahremiyetine gösterilen saygının bir gereğidir.''
Referandum sürecinde, üyelerin tek tek kişisel tercihlerini açıklayabileceklerine işaret eden Küçük, bunun da bireysel bir hak olduğunu altını çizdi. Küçük, konuşmasında, ''Ancak, oda yönetimi olarak, odamız adına, herhangi bir tercih telkininde bulunmanın, üyelerimizin bireysel iradesini gölgeleyebileceği düşüncesindeyiz'' dedi. Böyle bir yaklaşımın, İstanbul Sanayi Odası'nın bugüne kadar ortaya koyduğu kurumsal tavır ve anlayış ile de uygun düşmeyeceğini vurgulayan Küçük, ''Huzurlu, sağduyulu bir referandum süreci geçirmek beklentisiyle, kısa vadeli çıkar ve beklentiler yerine, Anayasal değişikliklerin içeriğine odaklanılarak verilecek 'evet' ve 'hayır' oylarının saygıyla karşılanması gerektiğini ifade ediyor ve çıkacak sonucun ülkemiz için hayırlı olmasını diliyoruz'' diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı