Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru
Basında yer alan haberlerden, AKP’nin yerel seçimlerden hemen sonra sınırlı bir anayasa değişikliğini gündeme getireceği ve Meclis’teki siyasi partilerden bu konuda destek isteyeceği anlaşılıyor. Düşünülen değişiklikler arasında, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru (anayasa şikâyeti) yolunun kabulü de yer alıyor.
Anayasa şikâyeti, iptal davası ve itiraz yolu yanında, belli koşullarda bireylerin başvurması ile anayasaya uygunluk denetimini sağlayan bir hak arama yoludur. Almanya, İspanya, Portekiz, Avusturya ve diğer bazı Avrupa ülkelerinde uygulanan bu yöntemle temel hak ve özgürlüklerin korunması amaçlanmaktadır.
Bireysel başvuru, 2004 senesi başında, Anayasa Mahkemesi tarafından hazırlanan Anayasa değişikliği önerisi içinde de yer almış, ancak hayata geçirilememiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki anayasal hak ve özgürlüklerin ihlali halinde bireysel başvuruyu kabul eden bu değişiklik önerisi, o tarihte yüksek mahkemelere de gönderilmiş; Danıştay ve Yargıtay öneriyi benimsememiş, çeşitli yönleriyle eleştirmişlerdir.
İşine gelmeyen konularda hukuku, hukuk devletini yok sayan, ancak muhtaç olduğunda ve kendisine hizmet ettiği ölçüde bu kavramları hatırlayan; yargı bağımsızlığını dışlayan, yargı organlarına ve kararlarına karşı ağza alınmayacak sözcük ve deyimleri kullanarak aşırı tepki gösteren AKP’nin, anayasada değiştirilmesi gereken başka önemli konular var iken çok sınırlı tutulan bu pakete, anayasa yargısında ileri bir aşamayı simgeleyen bireysel başvuru yolunu dahil etmesi şaşırtıcıdır. Bunun mutlaka belirli bir nedeni olması gerekir.
AKP’nin siparişi üzerine hazırlanan anayasa taslağında yargıyı siyasallaştıracak ve Meclis’in bugünkü oluşumuna göre onu AKP’nin egemenliği altına alacak birçok düzenleme mevcuttu.
Ne var ki hukuki olanaksızlıklar ve kamunun gösterdiği güçlü tepki nedeniyle bu taslak, Meclis’e bile getirilemedi. Böylece AKP’nin yeni bir anayasayı yürürlüğe koyma girişiminin kendince en önemli nedeni olan yargıyı siyasallaştırma amacı gerçekleştirilemedi; başka çareler aranması ve bulunması gerekli oldu.
Bireysel başvuru yolunun kabulü, Anayasa Mahkemesi’nin yapısında önemli değişiklikleri de zorunlu kılar. Anayasa Mahkemesi’nin bugün itibarıyla elinde henüz esastan incelenmemiş, 2004 senesi ve sonrasında açılmış çok sayıda iptal davası dosyası var iken bireysel başvurunun da kabulü halinde bugünkü yargıç ve üye kadrosu ile işlerin üstesinden gelmesi ve gö- revini zamanında yerine getirmesi mümkün değildir.
Esasen yukarıda değindiğim Anayasa Mahkemesi’nin önerisinde de mahkemenin genel kurul ve iki daire halinde çalışması ve yedek üyeliğin kaldırılarak on yedi üyeden oluşması; bunlardan belli koşul ve yöntemlerle dört üyenin TBMM, iki üyenin de Cumhurbaşkanı tarafından seçilmesi öngörülmüştü.
Gerekçede bu yapısal değişiklik, öneride bireysel başvuru yolunun benimsenmiş olmasına bağlanmıştı. Bireysel başvuru yolunun kabulü halinde Anayasa Mahkemesi’nin üye ve yargıç kadrosunun yeniden düzenlenmesi haklı ve zorunlu olarak gündeme getirilecektir. Bütün sorun, bu yeni yapının ne şekilde oluşturulacağıdır.
Anayasa Mahkemesi’nin beş yıl önce, o günkü koşullar içinde hazırladığı taslağa dayanılarak yeni yapıda kararların yönüne etkili olabilecek sayıda üyenin, TBMM ve Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan veya ilgili kurulların göstereceği adaylar arasından seçilmesi önerilecektir.
Önüne gelen her yasal düzenlemeye izin verecek bir Anayasa Mahkemesi oluşturulabilirse gerisi kolaydır.
Böyle bir mahkemenin desteğinde, AKP’nin kafasında tasarladığı yönetim biçiminin gerçekleşmesi uzun zaman almayacaktır.
Nuri Alan / Emekli Danıştay Başkanı
En Çok Okunan Haberler
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Cem Yılmaz'ın yeni evi dudak uçuklattı!
- 9 aydır raporluydu...