Ankara Büyükşehir'in 15 yıllık analizi

Tüm Bel-Sen Ankara 1 No'lu Şube Başkanı Yusuf Şenol,  şube binasında yaptığı basın toplantısında, çalışanlar açısından Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin yaklaşık 15 yıllık yönetim dönemini değerlendirdi.

Belediyenin çok katlı yeni binasını ''toplama kampına'' benzeten Şenol, binada oda sisteminin olmadığını, çalışanların koridor düzeninde çalıştıklarını söyledi. Koridorların, merdiven başlarının kameralarla izlendiğini anlatan Şenol, dışarıdan modern görünümdeki binanın ''insani koşullardan uzak olduğunu'' öne sürdü.

Şenol, baz istasyonlarının sağlık açısından taşıdığı riskler göz ardı edilerek, binanın üzerine bir baz istasyonu konulduğunu kaydetti.

Üst katlarda görev yapan personelin asansör için 30-35 dakika beklemek durumunda kaldığını savunan Şenol, personel sayısı dikkate alınmadan yapılan planlamalar nedeniyle çalışanların mağdur edildiğini söyledi. Şenol, yaşanan sıkıntılar nedeniyle yeni binanın birçok yerinde tadilatlara gidildiğini belirtti.

Yeni binada sendikalara temsilcilik odası verileceğinin söylendiğini ancak böyle bir yer ayrılmadığını anlatan Şenol, sendikalara verilecek temsilcilik odası için kapalı otoparkta yer arandığını öne sürdü.

Şenol, ayrıca belediye hastanesinin, 15 yıldır ihmal edilmesi nedeniyle sıradan bir revirin bile uzağında kaldığını iddia etti. Hastaneye sağlık personeli takviyesi yapılmadığını dile getiren Şenol, buna karşın hastaneye 120'ye yakın temizlik görevlisi alınmasına anlam veremediklerini kaydetti.

"Emir eri değiliz"

Belediye yönetiminin zaman zaman çalışanlarını suçladığını savunan Şenol, ''Biz hiçbir belediye başkanının emir eri değiliz. Bunu herkes böyle bilmeli'' dedi. Mevcut yönetim göreve geldiğinde belediyede ve belediye şirketlerinde çalışan bazı kişilerin işlerine son verildiğini ileri süren Şenol, bunun yanında personel sayısının 3'te 1 oranında azaltıldığını ifade etti. Şenol, ''Çankaya Belediyesi eleştirildiğinde buna demokrasi diyenler, kendileri eleştirildiğinde çalışanların iş akdini feshediyor. Bu nasıl demokrasi anlayışı'' diye konuştu.

Şenol, belediye yönetiminin 15 yılda ilk kez bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü hatırlayarak kadın çalışanlara kart gönderdiğine işaret ederek, ''Bunun anlamlı olması için belediyenin, kreşleri kapatmaması gerekirdi. Yüzlerce kişinin çalıştığı modern bir hizmet binası yapılırken, kreşin unutulması da düşündürücü'' dedi.

Çalışanların lehine yapılan yasal düzenlemeleri İstanbul, İzmir, Erzurum ve Konya belediyeleri uygularken, Ankara Büyükşehir Belediye yönetiminin uygulamaktan kaçındığını iddia eden Şenol, şunları kaydetti:

''Ankara'da belediye yönetimi, yasaları uygulamak için çalışanlardan mahkeme kararı istiyor. Belediye yönetiminin uygulamalarına karşı tamamına yakını lehimize sonuçlanan 10 bin civarında dava açmak zorunda kaldık ama yine de mağduriyetler ortaya çıktı. Bunların sorumluluğu belediye başkanına aittir, mağduriyeti ise bütün Ankaralılar yaşamaktadır.

Bizlerle uğraşmaktan vazgeçsinler. Biz kimsenin memuru değiliz. Eğer gerçekten emeğe saygılılarsa kendilerini toplu sözleşmeye çağırıyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından sonra artık sığınacakları bir gerekçe kalmamıştır.''