'Annemi vurdum çok mutluyum'
Tanık olarak dinlenen polis memuru annesini vuran Dursun Zehir'in "Abi çok mutluyum" dediğini iddia etti.
İstanbul Adalet Sarayı'nın giriş kapısında annesi Hanıme Arslan ve yanındaki koruma polisi Emrah Taşdemir'i öldüren, bir özel güvenlik görevlisini de yaralayan Dursun Zehir ile babası Hızır Zehir'in tutuklu yargılandığı davaya devam edildi. Olay günü babası Hızır Zehir ile birlikte adliyeye gelen Hanıme Arslan'ın küçük oğlu 13 yaşındaki M.S. Z. tanık olarak dinlendi. Pedagog eşliğinde duruşma salonuna gelen M. S. Z., gözyaşlarını tutamadı. Mahkeme Başkanı, "Burası duruşma salonu, korkutucu bir yer değil" sözleri ile çocuğu sakinleştirmeye çalıştı. Tanık olarak dinlenen polis memuru, annesini vuran Dursun Zehir'in, "Abi çok mutluyum" dediğini öne sürdü.
Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'nın giriş kapısında babasından boşanan annesi Hanıme Arslan ile yanındaki koruma polisi Emrah Taşdemir'i öldüren, adliyede görevli özel güvenlik görevlisi Mehmet Zengin'i de yaralayan 20 yaşındaki Dursun Zehir ile babası Hızır Zehir'in tutuklu yargılandığı davaya devam edildi.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen davanın ikinci duruşmasına, tutuklu sanıklar Dursun Zehir, babası Hızır Zehir ve olayda yaralanan özel güvenlik görevlisi Mehmet Zengin ile tarafların avukatları katıldı.
Olayda yaralanan özel güvenlik görevlisi Mehmet Zengin mağdur/müşteki sıfatı ile dinlendi. Kendisini silahla yaraladığı iddia edilen Dursun Zehir'den şikayetçi olduğunu söyleyen Mehmet Zengin, "Saat 11.00 sıralarıydı, görev yerindeydim. Silah sesleri duydum. Ateş eden şahsı görmedim. Kolon vardı, kolonun arkasına saklandığım sırada yaralandım. Sonra hastaneye kaldırıldım, şikayetçiyim" dedi.
'ANNEMİ VURDUM ÇOK MUTLUYUM'
Tanık olarak dinlenen polis memuru Arif Birol, Berkin Elvan'ın öldüğü gün olayın olduğunu hatırlatarak, "O gün Berkin Elvan ölmüştü. Bu nedenle silah seslerini torpil sesi sandım. Silah olduğunu barut dumanından anladım. Duvarı siper ettim, silahımı çektim doğrulttum. Şüpheli silahını yere bıraktı. Yakalayıp karakola götürürken 'kim o' diye sordum. Bana, 'Annem' dedi. 'Abi çok mutluyum' dedi. O sırada dudakları titriyordu" diye konuştu.
'ABİM AĞLIYORDU'
Tanık olarak dinlenen Hızır Zehir'in kız kardeşi Birsen Bir, olayı televizyondan duyduktan sonra abisini aradığını belirterek, "Ona doğru mu diye sordum. Bana, 'Dursun 3 kişiyi vurdu' dedi. Olaydan 1 saat sonra benim evime geldi. Çok kötüydü, ağlıyordu. Eşinin de vurulmasına üzüldü. 'Teslim ol' dedim, şimdi şokta olduğunu daha sonra teslim olacağını söyledi ve gitti. Abimin yengemi tehdit ettiğini bilmiyorum, aralarındaki mahkemeyi de bilmiyorum" dedi.
13 YAŞINDAKİ TANIKLIK SIRASINDA AĞLADI, BAŞKAN SAKİNLEŞTİRDİ
Olay günü babası Hızır Zehir ve abisi Dursun Zehir ile birlikte adliyeye gelen maktül Hanıme Arslan'ın küçük oğlu M. S. Z., tanık olarak dinlendi. Pedagog eşliğinde salona giren 13 yaşındaki M.S.Z., gözyaşlarını tutamayınca mahkeme Başkanı Osman Hancıoğlu, "Burası mahkeme salonu, korkutucu bir yer değil. Rahat rahat anlatabilirsin" dedi.
M.S.Z., olay gününü şöyle anlattı: "Olaydan 1,5 ay önce Rize'den gelmiştik. Olay günü ben, babam ve abim adliyeye geldik. Ben olay günü abimde silahı görmedim. Daha önce de hiç görmemiştim. Abim asker kaçağı olduğu için adliyeye girmedi. Babamla adliyeye girdik. Duruşmayı beklerken annemi gördüm ama konuşmadım. Beni yurda bıraktığı için ona kızgındım. Babam da annemi görünce abimi aradı. Annemin çok zayıfladığını, ona bir şey yapmamasını, en sevdiğinin üzerine yemin verdirerek tartışma çıkarmamasını istedi. Çünkü annem abimi mahkemeye verdiği için ona kızgındı. Duruşma çıkışı adliyenin kapısına geldik, abimi alacaktık. Kapıları karıştırdığımız için yanlış kapıya gitmişiz. O sırada bir kargaşa gördük. Kargaşanın olduğu yere geldiğimizde olayı öğrendik. Önce dayılarımın abimi vurduğunu sandık. Sonra polisler babama, 'oğlun yaptı' dedi, babam ağlamaya başladı. Ben annemi ve polis memurunu görmedim" dedi.
TUTUKLULUK HALLERİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Olayda hayatını kaybeden Hanıme Arslan'ın ve polis memuru Emrah Taşdemir'in ailesinin davaya katılma talebini kabul eden mahkeme, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın davaya katılma talebini kabul etmedi.
Ceza ehliyetinin olup olmadığının tespit edilmesi için Dursun Zehir'i Adli Tıp'a sevk eden mahkeme heyeti, her iki sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
11 Mart 2014 tarihinde, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı giriş kapısında meydana gelen silahlı saldırı olayında, 3 çocuk annesi Hanıme Arslan (43) babasından ayrılan 20 yaşındaki oğlu Dursun Zehir'in kurşunlarına hedef oldu. Olayda anneyi korumakla görevli polis memuru Emrah Taşdemir (32) isabet eden kurşun ile olay yerinde hayatını kaybetti. Kapıda görevli özel güvenlik görevlisi Mehmet Zengin ise yaralı olarak kurtuldu. Dursun Zehir hakkında, annesini ve görevli memuru "Kasten öldürmek" suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Dursun Zehir hakkında özel güvenlik görevlisi Mehmet Zengin'i "Kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan da 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. "Cinayete azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan baba Hızır Zehir, 3 Haziran tarihinde yapılan ilk duruşmada tutuklanarak cezaevine gönderildi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke