'Aralık ayında ihracat yeniden şahlanacak'

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin ihracatının Aralık ayında yeniden şahlanacağını, sanayi üretimindeki artışın da devam edeceğini söyledi.

Yayınlanma: 27.12.2009 - 12:42
Abone Ol google-news

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AKP İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, son 60 yılın en büyük küresel ekonomik krizinin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sona ermekte olduğunu belirtti. Küresel ekonomik kriz nedeniyle son 4 çeyrekte Türkiye ekonomisinin bir takım sorunlar yaşadığını ifade eden Şimşek, ''Ama çıkış başlamıştır. Ekimden itibaren sanayi üretimi artışa geçmiştir. Kasım ayında bayram vs. tatilleri nedeniyle ekonomi biraz etkilenmiştir, onlar mevsimseldir. Ama göreceksiniz Aralık ayında ihracat yeniden şahlanacak, sanayi üretimi yukarı doğru çıkmaya devam edecektir, kapasite kullanımı da aynı şekilde'' dedi.

Sanayide elektrik tüketimine ilişkin verilerle yalan söylenemeyeceğini, sanayide elektrik kullanımındaki artışın üretimde de artış olduğunun göstergesi olduğunu vurgulayan Şimşek, ''Enerji tüketiminde artış olmuşsa sanayi daha fazla üretmiş demektir. Ülkemizde ekonomide tekrar istihdamın yaratıldığı, tekrar üretimin arttığı bir döneme girmiş bulunmaktayız'' diye konuştu.
 

'Memleketimizde güzel şeyler oluyor'

Şimşek, çok radikal bir teşvik sistemi getirdiklerine, bu teşvik sistemi sayesinde Türkiye'de yatırımın, üretimin ve istihdamın artacağına, Türkiye'nin ekonomik sıkıntılarını geride bırakacağına dikkati çekti. ''Bu memlekette güzel şeyler oluyor. Memleketimizde çok güzel şeyler oluyor kardeşlerim. Ama eksikliklerimiz, sıkıntılarımız, işsizlik sorunumuz da var. Biz bunları da kabul ediyoruz'' diyen Şimşek, bu sorunları da yine kendilerinin çözeceğini vurguladı.

Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz bu ülkenin pek çok kronik sorununu çözmedik mi? Hatırlayın 40 yıl boyunca bu ülkede çift haneli enflasyon vardı, bazen 3 haneye çıktı. O çok konuşanların döneminde enflasyon yüzde 150'leri buldu, tabi onları çabuk unuttular, şimdi yüzde 5,5'luk enflasyonu beğenmiyorlar. Bu memleketin kronik sorunlarını bu hükümet çözmüştür, geriye yapısal sorunlar kalmıştır. Hükümetimiz yapısal sorunları da çözme iddiasındadır ve bunu başaracak bilgi, birikim ve iradeye sahiptir.''
 

Kriz yönetimi

Şimşek, zaman zaman krizi iyi yönetmemekle suçlandıklarını, kendilerini suçlayanların, dünya güllük gülistanlıkken Türkiye'yi krize soktuklarını ifade etti. Şimşek, şunları kaydetti: ''Kendi dönemlerinde, dünya güllük gülistanlıkken bu ülkeyi krize sokmuş olanlar, krize soktuktan sonra da hemen koşup IMF'ye el açıp yalvaranlar, IMF'nin empoze ettiği bütün koşulları kabul edenler, bize (siz bu krizi iyi yönetemediniz) diyorlar. Allah'a çok şükür bu krizi biz yönettik, başkaları gelip yönetmedi. Bakın geçen 12 ay içerisinde 22 tane ülke krizi iyi yönetemedi ve gitti IMF'ye el açtı.''

Krizi iyi yönetemeyip IMF'ye el açan ülkeler içinde Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ve bir sürü büyük ülkenin de olduğunu belirten Şimşek, ''Ama biz kendi yağımızla kavrulduk, kendi tedbirlerimizi ortaya koyduk. Krizi AK Parti hükümeti yönetti, başkaları yönetmedi. Biz diğerlerinin dönemlerinde olduğu gibi, 2000, 2001'i hatırlayın, 1999'u 1994'ü hatırlayın, maşallah gidin 1958'e kadar gidin, ne zaman Türkiye sıkıntıya düşmüşse gittiler el açtılar. Çok şükür bu krizi biz yönettik, Türkiye yönetti, Türk hükümeti yönetti. Bu da çok büyük bir fark kardeşlerim. Onun için ben çok rahatım bu konuda'' dedi.

Şimşek, kendilerini krizi iyi yönetmemekle suçlayanları, dünyada 60 yılın en büyük ekonomik krizi yaşanırken Türkiye'nin kredi notunun 2 kademe nasıl arttığını açıklamaya çağırdı. ''Madem Türkiye dökülüyor, akşamı çıkaramayacağız, madem krizi iyi yönetememişiz, o halde nasıl oluyor da Türkiye kredi notu 2 kademe artmış dünyadaki tek ülke oluyor. Bu nasıl oluyor, çıksınlar ve açıklasınlar, bunun mantığını ortaya koysunlar biz de kabul edelim'' dedi. Şimşek, Türkiye'nin kredi notunun 2 kademe arttığı dönemde 54 ülkenin kredi notunun düştüğüne dikkati çekti.

 

'Devlet Bahçeli'nin de imzası var'

TEKEL'in, Bülent Ecevit'in başbakanlığı döneminde, Devlet Bahçeli'nin de imzasının olduğu, 5 şubat 2001'de alınan Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla özelleştirme kapsamına alındığını kaydeden Şimşek, AKP'nin hükümet olmadığı 2002 yılında da özelleştirme stratejisinin ortaya konulduğunu belirtti. Şimşek, 1980 yılında 80 bin işçinin istihdam edildiği TEKEL'de, çalışanların sayısının 1985'te 50 bin 884'e, 2000'de de 30 bin 550 kişiye düştüğünü vurgulayarak, ''Bakın herkesin iktidarda olduğu dönemlerden bahsediyoruz. 2002'de, yani biz iktidara gelmeden önce de çalışanların sayısı düşmeye devam etmiş ve 24 bin 331 kişiye düşmüş. Ama bu arada 2004'den itibaren de bazı kısımların özelleştirilmesi nedeniyle çalışan sayıları düşmeye devam etmiş'' dedi. TEKEL'de Aralık ayı başı itibarıyla 158'i kadrolu, bin 196'sı sözleşmeli, 10 bin 856 işçi olmak üzere 12 bin 210 personel olduğunu belirten Şimşek, bu personelin aylık giydirilmiş maliyetinin 3 bin 104 lira dolayında olduğunu bildirdi.
 

'Kapının önüne konuluyorlardı'

Şimşek, AKP hükümetinin TEKEL konusunda kendisinden öncekilerin almış olduğu özelleştirme kararını uygulamayı sürdürdüğünü ifade ederek, ''Çünkü ekonomik faaliyeti azalmış, dünya değişiyor, o değişimin sonucu olarak biz de tekelin değişik kısımlarını zamanla özelleştirmişiz'' diye konuştu. AKP hükümetinin özelleştirme nedeniyle işini kaybeden işçiler konusunda kendisinden önceki hükümetlerden farklı bir uygulamayı tercih ettiğini kaydeden Şimşek, şöyle konuştu: ''Bizim 2004'de yaptığımız bir düzenleme var. Bizden önceki hükümetler döneminde kuruluş özelleştiriliyor, kıdem, ihbar tazminatı ödenen işçiler tabiri caizse kapının önüne bırakılıyordu. Biz geldik AK Parti hükümetinin merhametini ortaya koyduk. 'Bu doğru bir uygulama değil' dedik. Hatta 'düzenlememiz geçmişte bu uygulamanın mağduru olan bütün işçileri de kapsasın' dedik ve 4-C diye bir uygulama başlattık. 4-C ile özelleştirme nedeniyle açıkta kalan, ihbar ve ve kıdem tazminatları ödenmiş işçilerimizi yeniden kamuya alıyoruz.''

4-C statüsü kapsamında kamuda çalışanlara maaş ödendiğini, ama ödenen maaşın kıdem ve ihbar tazminatlarını almış olmaları dolayısıyla önceki maaşlarına göre düşük olduğunu vurgulayan Şimşek, ''Ama emekliliklerine kadar sosyal güvenlik primleri ödeniyor, sağlık ve her türlü hizmetler kendilerine veriliyor. Yılda 10 ay çalışıyorlar, 600-800 lira arasında maaş alıyorlar. Tabii ki önceki maaşlarına göre düşük maaş alıyorlar ama kendilerine kıdem ve ihbar tazminatları ödeniyor.'' Şimşek, TEKEL işçilerine ortalama 41 bin lira ihbar ve kıdem tazminatı ödeneceğini bildirdi.
 

'Mağdur edebiyatı yapılmasın'

Önceki dönemlerde özelleştirme nedeniyle 18 bin 327 kişinin iş akdinin feshedildiğini ve bu kişilerin kapıya konulduğunu, kendilerinin gelip kapıya konulmuş bu kişilere sahip çıktıklarını anlatan Şimşek, TEKEL işçileri için ''mağdur edebiyatı'' yapılmamasını istedi.
Şimşek, ''Bizden öncekiler özelleştiriyor ve çalışanları sokağa koyuyordu. Biz gelmişiz 'bu doğru uygulama değil, merhametli olmamız lazım' demişiz. Bu kardeşlerimize yeniden kamuda iş imkanı sağlamışız, işe alınmalarında öncelik tanımışız. Biz demek ki bir şeyleri yanlış yapmışız'' dedi.

4-C statüsündekilerin durumunun iyileştirmek için çalışma yapabileceklerini açıkladıklarını, bu çalışmayı TEKEL işçilerinden bağımsız olarak düşündüklerini kaydeden Şimşek, şunları anlattı: ''Ama gelin görün ki, şimdi Ankara'da işçilerimiz. İşçilerimiz kendilerini ifade etmek için oradalar ama içlerine her türlü adamlar girmeye başladı. Aslında vatandaşlarımızın bunu bilmesi lazım. Şu anda aşağı yukarı bir faaliyeti kalmamış tekel çalışanlarının bize aylık maliyeti 40 milyon lira. Bunu 12 ile çarpın. Nerede ise yılda 480 milyon lira. Eski para ile 480 trilyon lira. 72 milyonun 480 trilyon lirasını acaba biz ülkenin geleceğini hazırlamada yani eğitime, alt yapıya, araştırma ve geliştirmeye harcasak, daha fazla iş ve aş imkanı sağlasak, bu arada oradan çıkan kardeşlerimize ihbar ve kıdem tazminatlarının yanı sıra yeniden iş versek, nerede burada insafsılık, nerede burada yanlış. Herhalde bir yanlış varsa önceki hükümetler gibi davranmadığımızdan dolayıdır.''

Şimşek, bütçe görüşmeleri sırasında ''memleketi satmakla'' suçlandıklarını belirterek, ''kendilerini memleketi satmakla suçlayanların'' yaptıkları özelleştirme uygulamalarını sıraladı.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler