Arkanızdayız vurun

Son dönemlerde ortaya çıkan palalı, sopalı, satırlı görüntülerle bu görüntülere eşlik eden “esnaf eylemciden rahatsız” söylemleri, Beyoğlu’nda tedirginliğe yol açıyor. Biz de Beyoğlu’na giderek esnafın içinde bulunduğu ruh halini anlamaya çalıştık, ancak bu hiç de kolay olmadı, çünkü onlar fişlenmekten fena halde korkuyor. “Konuşursam yanarım” düşüncesiyle, mümkün olduğu kadar sessiz kalmaya çalışıyorlar. Ancak bu sessizlik, bir süre sonra gergin dışavurumlara yol açıyor...

Saat 22.00 dolaylarında, Ağa Camii yakınlarında bir kavgaya tanık olmamla başlıyor gece. Yanında telsiz taşıyan sivil giyimli adamlar, bir cafenin masa- sandalyesinin kaldırılması talimatını veriyor, cafe sahibi ise bu duruma karşı çıkıyor. Elimde kâğıt- kalem ve fotoğraf makinesiyle durumu anlamaya çalışırken bir esnaf yanıma yaklaşıp “Bakın işte sivil zabıta işlem uyguluyor. Ama bir düşünün bakalım kanunlarda sivil zabıta diye bir şey var mı? Gazetecisiniz, siz söyleyin, kim bu adamlar” diye soruyor.

Zaten ilerleyen saatlerde yaptığım röportajlar, bugünlerde Beyoğlu’nda en fazla dile getirilen sorunun bu olduğunu gösteriyor: “Kim bu adamlar?” Esnaf bu kişileri kendi aralarında “Ak Gömlekliler” olarak tanımlamaya başlamış; ancak kimlikleri, konumları, yetkileri bilinmiyor...

Önce çay ocağı sahibi A. D. ile buluşuyoruz. Söze, Gezi eylemlerini desteklediğini söyleyerek başlıyor: “Gezi Parkı, ‘Mağdurların Parkı’dır” Şöyle devam ediyor:

“Eylemlere katılan esnafın fotoğrafları çekiliyor. Sonra da kapatma cezası geliyor. Her türlü baskı var. Beyoğlu Belediyesi, kendinden olan esnafın ruhsatı yokken bile hiçbir işlem yapmazken kendinden olmayan esnafa -tüm belgeleri olmasına rağmen- ceza kesiyor. Beyoğlu’nu Gezi eylemcileri değil, belediye bitirdi. Esnaf da bunun farkında”

A.D.  tam da bu noktada, önemli bir konuya dikkat çekiyor. Kamuoyunda büyük tepki çeken saldırganları kimin cesaretlendirdiğini merak ettiklerini belirterek “Sivil polis olup olmadığı bilinmeyen bazı kişiler, esnafa ‘Sopalarınızı alın, eylemcileri sokağınıza sokmayın, yaralılara kapınızı açmayın, bizim yetersiz kaldığımız yerlerde devreye girersiniz. Biz sizi görmeyiz’ şeklinde laflar söylüyor. Esnaf bu adamlardan rahatsız” diye konuşuyor.

Ciddi polis rotasyonu oldu

Tahir Berrakkarasu, Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği Eşbaşkanı, ama o bu kez esnaf kimliğiyle konuşmak istediğini söylüyor. Beyoğlu’nda bir elektrik malzemesi dükkânı var, orada buluşuyoruz.

“Beyoğlu’nda bu süreçte ciddi bir sivil polis rotasyonu oldu. Ve buradaki yeni polislerin, bu süreçte kendine yakın gördüğü esnafa ‘Bence bir beysbol sopası edin. Ben senin yerinde olsam çoktan sopayı koymuştum, kafasını gözünü kırmıştım’ şeklinde telkinler yaptığını duyuyoruz. Bunun en son Nevizade esnafına yapıldığını duyduk.”

Berrakkarasu, esnafın Gezi eylemcilerini suçlamadığını söylüyor: “İyi niyetli bir yerel yönetim olsaydı zaten uzun zamandır süregelen esnafın zararını nasıl karşılayacağını düşünürdü. Ama bu süreç uzadıkça, hükümetle eylemciler arasında uzlaşı yolu bulunmadıkça, ‘Ak Gömlekli’ler diye tabir ettiğimiz kişilerin sayısı giderek artıyor”

Berrakkarasu, esnafın konuşmak istememe nedenini, “Çünkü son olarak Taksim Dayanışması’ndan 20 kişinin gözaltına alınmasına kadar ileri gitti olay” diye açıklayarak “Yıllardır birbirini tanıyan insanlar, birbirlerine şüpheyle bakmaya başladı. Dış mihrak dediler olmadı, faiz lobisi dediler olmadı, camide içki içiliyor dediler yine olmadı. Bu kez yeni bir yöntem olarak esnafla halkı karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar” şeklinde konuşuyor.

Polis halkı terörize ediyor

Bölgedeki diğer esnaf da söze katılıyor. Biri, “Polis yoksa sorun yok, polis ne zaman işin içine girdiyse eylemcileri terörize ediyor ve ipler kopuyor” diyor. Bir başkası, “Biz eylemcilere yardımcı olmaya çalışıyoruz, saldırıya uğradıklarında sağlık hizçmeti dahi sunmaya çalışıyoruz. Herkes kişisel desteğini veriyor, ama kimse kurum olarak destek veremiyor hükümet baskısından dolayı. Esnafın bu yüzden halkla karşı karşıya gelmesi gibi bir durum olamaz, çünkü esnaf zaten bitik durumda” diye konuşuyor.