Aslında hatalar açar yolu
Anna Taraska, çok yalın, gönül tellerimize dokunan bir arkadaşlık öyküsü anlatıyor. Kahramanlar olarak defterlerden sahnelere çıkardığı noktalama imlerinin her birini alçakgönüllü ışıldaklar kılıp alışkanlıklarımızla sıradanlaştırdığımız hayatlarımıza tutuyor.
ÇİZİMLER: DARIA SOLAK
“Nokta’nın evi üç çizgili defterdi.”
Kitabın ilk tümcesi, sürprizlerle dolu uzun bir yolculuğun tren bileti gibiydi.
Sahi, nokta ne zamandır hayatımızda? Demek, onun bir de evi var! Bakın şimdi, şu iki tümcede “saklanan” nokta, çok geçmeden geri döndü.
Neredeyse unutuyordum: Bir de defteri var bu Nokta’nın, üç çizgili...
Ah o ilkokul defterlerimiz! Daha bir harf yazmadan, bütün sayfalarına, soldan ve bir iki santim içeriden, kırmızı kurşun kalemle ve cetvel desteğiyle bir çizgi çekilirdi. Kareliler için de öyleydi. Çizgisiz olanı da vardı defterlerimizin, bir de uzak zamanlardan seslenen sarı sayfalılar...
Demek, bildiklerimizden başka bir defter bu Nokta’nın evi! Üstelik geçici... Büyüyünce, bizimkilerden birine (tek çizgili ya da kareli) taşınacaklarmış!
NOKTA İLE HATA
Nokta’nın babasının çizgisiz bir defter hayalini ama annesinin herhangi bir çizgiye uzak kalacakları bu kadar boş bir alanı duymak bile istemediğini öğrenince, çizgisiz defterde, ona yaraşır bir şıklıkla dolaşmanın başlarda neredeyse herkesi ürküttüğünü anımsadım.
Sonra sonra, kimi savrulmalar, hatalı yollara girmelerin ardından o bomboş alanda (sayfada) çiçekler açtırmanın hiç de zor olmadığını şaşkınlıkla fark edişim bugün gibi aklımdadır.
“Hata” mı dedim şimdi ben? İşte benim bahçede de buluştu bizim ikili: Nokta ve Hata!
ALIŞKANLIKLARIMIZ, VAZGEÇTİKLERİMİZ...
Hayaller!.. Ne güzeldir hayal kurmak! Nokta’nın da hayali, büyüdüğünde tıpkı arkadaşları gibi bir “ı”nın üzerine yerleşmek işte.
Kardeşi Çizgi’nin de hayalleri var. Ama büyükler; gönüllerde yatan aslanları kafeslere koymakta ya da o güzelim bahçelerimizden uzak tutmakta üstlerine yoktur.
Ya kaçırdıkları trene çocukları binsin isterler ya da kolayca iş bulmayı, çok kazanmayı, seçimlerinin önkoşulu kılarlar. Bir de hataları daha çabuk, daha çok mu görür onlar?
Anna Taraska, sıradan gibi görünse de aslında gönül tellerimize dokunan bir arkadaşlık öyküsü anlatıyor. Kahramanlar olarak defterlerden sahnelere çıkardığı noktalama imlerinin her birini alçakgönüllü ışıldaklar kılıp alışkanlıklarımızla sıradanlaştırdığımız hayatlarımıza tutuyor.
Karar alma süreçleri, gündelik yaşam telaşı, çoğalan sorular/ sorunlar, teknolojik gelişmelerin yalnızlaştırdığı insan, bir yerlerde unuttuğumuz hayallerimiz, vazgeçtiğimiz ya da artık anımsamadığımız düşlerimiz, ıskaladığımız fırsatlar... Neredeyse dokunmadığı bir şey kalmamış.
HATALARIMIZ VARSILLIĞIMIZDIR
Nokta’nın en iyi arkadaşı Hata, bir gün ortadan kaybolunca başlıyor yolculuk. “Hatasız bir hayat nasıl da sıkıcı, renksiz, heyecandan uzak olurdu!” durağından aldığı okurunun da bütün iskelelerine bir bir uğrak vererek sürüyor.
Ne büyük varsıllığımızdır, baş ettiğimiz, cesaretimizi kırmasına izin vermediğimiz hatalarımız! Sahi, ilk hatalı sözcüğümüzde susmayı seçseydik, hayat boyu sürecek yürüyüş için atılan ilk adımda düştüğümüzde vazgeçseydik, eğri büğrü çizdiğimiz ilk çizginin ardından kalemle yollarımızı ayırsaydık... nasıl bir hayat yaşardık?
Şöyle koyalım mı noktayı? Anna Taraska’nın, benzersiz kahramanlarıyla kurguladığı öyküsüne Daria Solak’ın resimleri yepyeni ve rengârenk boyutlar katmış. Yapıtı dilimize Lehçe aslından aktaran Emrah Gaznevi’nin emeği karşısındaysa ancak şapka çıkarılır.
Nokta ile Hata / Anna Taraska / Resimleyen: Daria Solak / Türkçeleştiren: Emrah Gaznevi / Final Kültür Sanat Yayınları / 96 s. / 9+ / 2020.
En Çok Okunan Haberler
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Jose Mourinho'dan genç futbolcuya övgü!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Bir acayip Türkiye hikâyesi