Azerbaycan'la vizeler kalkmıyor

Azerbaycan'a resmi ziyarette bulunan Gül, heyetler arası görüşmelerin ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Gül, kardeş Azerbaycan'a gerçekleştirmekte olduğu ziyarette kendisine ve heyet üyelerine gösterilen misafirperverlikten dolayı teşekkür etti.
“Kendimizi evimizde hissediyoruz. Azerbaycan'a ne zaman gelsek daima bu hissiyatla dolu olmuşuzdur ve her gelişimizde Azerbaycan'ın geliştiğini, güçlendiğini, daha da giderek parladığını görmek bizleri mutlu etmektedir” diyen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizler bir milletin ayrı ayrı iki devletiyiz. Tek millet anlayışına uygun bir şekilde bu iki ayrı devletin de dayanışma içerisinde, işbirliği içerisinde ve kardeşlik duyguları içerisinde olması gerekmektedir.

Bizler de bu anlayış çerçevesi içerisinde daima ve sık sık bir araya geliyoruz, yakın istişarelerde bulunuyoruz ve yakın işbirliği içerisinde oluyoruz. Bu dayanışmamızı, bu işbirliğimizi devam ettireceğiz.

Bugün yaptığım bu ziyarette, sizlerle yaptığımız baş başa konuşmalarda, heyetler arasında yaptığımız görüşmelerde de bütün bunları ele aldık. İkili ilişkilerimiz hem siyasi alanda, güvenlik alanlarında, ekonomik alanda, kültürel alanda giderek gelişmektedir. Bunları daha çok geliştirmek için bugün birçok tedbirleri de görüştük. Şirketlerimizi karşılıklı teşvik ediyoruz, daha çok karşılıklı iş yapmaları için, karşılıklı yatırım yapmaları için. Azeri şirketlerin Türkiye'ye yaptıkları yatırımlardan büyük memnuniyet duyuyoruz. Türk şirketlerinin de buradaki başarılarından gurur duyuyoruz.”

Siyasi alandaki ilişkilerin çok önemli olduğunu vurgulayan Gül, buna aynı şekilde devam edeceklerini söyledi. Bugün imzalanan Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması'nın bunun en açık göstergesi olduğunu ifade eden Gül, bu anlaşmanın ruhuna uygun bir şekilde dayanışmayı güçlendirerek geliştireceklerini belirtti.

“Donmuş ihtilaflar büyük problem olur"

Bugün yaptıkları istişarelerde Kafkasya'nın istikrarlı ve güvenli bir bölge olması için neler yapılması gerektiğini de detaylı bir şekilde ele aldıklarını dile getiren Gül, şunları kaydetti:
“Dağlık Karabağ sorununun çözümü, Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarındaki işgalin sona ermesi, bütün bunları Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesi içerisinde görüştük. Kısa süre içinde bu sorunun çözümünün gerekli olduğuna inanıyoruz. Milyonlarca göçmenin çok zor şartlar altında hayat sürdüğünü biliyoruz ve bütün dünyanın da bu gerçeği görmesi gerekir. 18 senedir dünyada bu yeteri kadar maalesef ilgi görmedi. Ümit ediyoruz ki artık bunun da zamanı gelmiştir. Bütün bu meseleler, konuşularak, görüşülerek, danışılarak Azerbaycan toprak bütünlüğü içerisinde neticelenir.

Bu yöndeki çalışmalarımıza ve istişarelerimize devam edeceğiz, çünkü donmuş meseleleri bu şekilde bırakmak doğru değildir. Donmuş ihtilaflar bir gün gelir ansızın çok daha büyük problem olurlar. Birleşmiş Milletler'in çağrısı vardır. İslam Konferansı Teşkilatı'nın, diğer uluslararası kuruluşların hep çağrıları vardır. Bütün bu çağrılara kulak vererek, dost ülkelerin, bölge ülkelerinin, bu bölgenin tarihi ilişkileri olan bütün komşu ülkelerin bu konunun çözümü için de olağanüstü gayret sarf etmesi ve yardımcı olması gerekmektedir.”

Gül, Türkiye'nin bu konudaki çalışmalarına devam edeceğini, Azerbaycan ile daima istişare içinde olacağını, bu meselenin çözülmesi için yoğun çabalarını sürdüreceğini söyledi. Gül, “Bütün Azeri kardeşlerime, Türkiye'nin daima Azerbaycan'ın yanında olduğu, dayanışma içinde olduğunu ve olmaya devam edeceğini bir kez daha buradan duyurmak isterim” dedi.

Cumhurbaşkanı  Abdullah Gül, Yukarı Karabağ sorununa ilişkin “Kafkaslar'ı istikrarlı ve  işbirliği bölgesi haline getirmemiz gerekmektedir. Bunun için de bu anlaşmazlığın  çözülmesi gerekmektedir ve şüphesiz ki bütün bu çözüm, Azerbaycan'ın toprak  bütünlüğü çerçevesinde olmalıdır” dedi.

Toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Gül, “İki ülke  arasında vizelerin kaldırılması görüşüldü mü?” şeklindeki soruya, “Vizeyle  ilgili konuları tabii ki konuştuk. Şu anda Azerbaycan'ın bazı mülahazaları var,  bunları ilgili kuruluşlarımız görüşecekler ve ona göre ümit ederim ki yakında  tamamlanır. İlerde...” karşılığını verdi.

“Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki 'Yukarı Karabağ sorununda' gelinen  son nokta nedir? Ermenistan'ın çözüm sürecine ilişkin gösterdiği, izlediği  diplomatik yol çözümsüzlüğe yönelik midir?” şeklindeki soru üzerine Gül, şunları  kaydetti:
“Ermenistan ve Azerbaycan ilişkileriyle ilgili şüphesiz ki çok geniş  istişarelerde bulunduk. Son durumu kendileri şimdi size geniş bir şekilde izah  ettiler. Şuna inanıyoruz ki, Kafkaslar'ı istikrarlı ve işbirliği bölgesi haline  getirmemiz gerekmektedir. Bunun için de bu anlaşmazlığın çözülmesi gerekmektedir.  Bu anlaşmazlık, 18 senedir bu şekilde devam etti, bundan sonra böyle devam  etmemesi gerekir. Onun için muhakkak ki görüşmek, konuşmak, diplomasi, bazen  açık, bazen gizli çalıştırmak gerekmektedir ve şüphesiz ki bütün bu çözüm,  Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde olmalıdır. Bunu da herkesin görmesi  gerekmektedir. Çünkü Birleşmiş Milletler'in tanıdığı sınırların herhangi bir  şekilde başka bir ülke tarafından tutulması, ne uluslararası hukuk tarafından  kabul edilebilir ne de herhangi bir şekilde bu hoş görülebilir. O açıdan bu  problemin çözümü için hepimiz elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye devam  edeceğiz.”

“Büyük problemler sessiz ama kararlı çalışmayla çözülür"

Cumhurbaşkanı Gül, Ermenistan-Türkiye ilişkilerine ilişkin bir soruyaverdiği yanıtta da Kafkaslar'ın  bir istikrar ve işbirliği alanı haline gelmesiiçin bölgedeki bütün sorunları ele almaları ve bunları barışçı bir şekilde  çözmeleri gerektiğini ifade etti.

Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün bunlar, bölgede daha büyük bir işbirliğine, sınırların açılması,  yeni yolların yapılması, daha büyük ekonomik faaliyetlerin ortaya çıkması, bütün  bunlara yol açacaktır. Onun için şimdi hep beraber bu çalışmaları yapıyoruz.  Bazen siz görüyorsunuz açık konuşuyoruz, bazen de sizin görmediğiniz... Diplomasi  böyledir. Büyük problemler, çok kronik problemler böyle çözülür, sessiz ama  kararlı bir şekilde çalışmayla çözülür. Ümit ederim ki, bütün bu problemler  bölgede çözülünce, o zaman işte çok daha geniş bir işbirliği alanı doğacaktır. O  zaman mevcut yollara ilave yeni yollar, yeni demir yolları... Bu bölge inanılmaz  cazip hale gelecektir ve muhakkak ki bu bölgedeki bütün halk çok daha müreffeh  olacaktır, çok daha mutlu olacaktır.”