Bach ve Glenn Gould'a saygı, Kremer'e ödül
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen İstanbul Müzik Festivali'nin, 2003 yılından bu yana verdiği 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü' bu yıl, çağdaş klasik müziğin büyük keman üstatlarından Gidon Kremer'e dün akşam Aya İrini Müzesi'nde gerçekleştirilen 'Glenn Gould'a Saygı' başlıklı konserinden önce sunuldu.
Tilbe Saran’ın sunuculuğunu üstlendiği ödül töreni, sanatçı için hazırlanan kısa bir tanıtım filmiyle başladı. İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın elinden ödülünü alan Gidon Kremer, dostlar diye salonu selamlayarak başladığı konuşmasında; “1975’ te ilk kez girdiğim bu salonda bu ödülü almak çok güzel, onur verici. Burası müzik için yapılmış bir yer ve burada kendimi evimde hissediyorum. Bu gece Kremerata Baltica ile burada olduğum için çok memnunum. Bir kez daha çok teşekkür ediyorum.” diyerek memnuniyetini dile getirdi.
Töreni’nin ardından, “Glenn Gould’a Saygı” başlıklı konserde, şef ve solist Gidon Kremer yönetimindeki Kremerata Baltica Topluluğu, Arthur Vincent Lourié ve Dmitri Shostakovich’in yapıtlarını seslendirdi. Konserde ayrıca, Gidon Kremer’in aralarında Valentin Silverstrov, Alexander Raskatov, Leonid Desyatnikov ve Stevan Kovac Tikmayer gibi tanınmış bestecilerin de bulunduğu 10’a yakın besteciye verdiği eser siparişinden oluşan, Glenn Gould’a ve J.S. Bach’a adanan Bach Transkripsiyonları Serisi’nin Türkiye prömiyeri de gerçekleştirildi. Kemanın ve yaylıların imkanlarını önümüze seren, sıaradışı güzellikteki konserde yüksek neme rağmen, aküstiğin de yardımıyla, Kremer’den çağdaş klasik müziğin en ilham verici yorumlarını dinledik. Gidon Kremer, soliste eşlik eden şefsiz bir orkestra seviyesine çıkardığı Kremerata Baltica’yı son derece ufak hareketlerle yönetti. Bülent Eczacıbaşı ve tüm seyircinin ayakta alkışladığı sanatçılar Astor Piazzolla’dan ve Kremer'e adnan bir eserle iki büyük bis yaparak salondan ayrıldılar.
Konser ve ödül töreni öncesinde “Konsere Doğru” etkinlikleri kapsamında, Aya İrini Müzesi İç Avlu’da, ünlü piyanist Gülsin Onay, Glenn Gould ve Bach üzerine izleyicilerle bir sohbet gerçekleştirdi.
Kraliçe Elisabeth, Paganini ve Çaykovski Yarışmaları’nda kazandığı ödüllerin ardından sıra dışı yaratıcılıkta bir kariyere imza atan günümüzün önde gelen kemancılarından Gidon Kremer, 40 yılı aşkın bir süredir dünyanın en ünlü orkestra ve sanatçılarıyla birlikte çalışıyor. Kuşağının en özgün ve dikkat çekici sanatçılarından biri olarak dünya çapında ün kazanan Kremer, çağdaş bestecilere verdiği eser siparişleriyle müzik repertuarının gelişimine kesintisiz katkıda bulunmanın yanı sıra çoğu ödüllü 100’ü aşkın albümü ve sanatsal düşüncelerini kaleme aldığı dört kitabıyla çağımızın en üretken sanatçılarından biri sayılıyor. İstanbul Müzik Festivali izleyicilerinin yakından tanıdığı Gidon Kremer, ilk kez 1975 yılında 3. İstanbul Festivali’nin konuğu olarak İstanbul’a geldi. Sonrasında birçok kez İstanbul Müzik Festivali, İş Sanat, Cemal Reşit Rey Konser programlarında sanatseverlerin büyük beğeniyle dinlediği Gidon Kremer orkestrası Kremerata Baltica ile birlikte 36. İstanbul Müzik Festivali’nin de konuğu olmuştu.
Kremer’in 1997 yılında 50. yaşını kutlamak amacıyla kendine bir “doğumgünü hediyesi” olarak tasarladığı Kremerata Baltica Baltık ülkelerinin yaşları 19 ile 33 arasında değişen ve Kremer’in bizzat seçtiği 27 genç yeteneği bir araya getiriyor. Gidon Kremer yönetimindeki Kremerata Baltica dünyanın önemli müzik merkezlerinde yılda yaklaşık altmış konser veriyor. Topluluk 2002 yılında “After Mozart” albümü ile Grammy ve Alman ECHO Klassik ödüllerine layık görüldü.
Gidon Kremer
Günümüzün en iyi kemancılarından biri olan Gidon Kremer, alışılmışın dışında bir kariyere sahip. Latviya’nın Riga kentinde doğan Kremer, her ikisi de son derece başarılı kemancılar olan babası ve büyükbabasıyla keman çalışmaya başladığında henüz dört yaşındaydı. Yedi yaşında Riga Müzik Okulu’na girdi ve on altı yaşında Latviya Cumhuriyeti’nin Birincilik Ödülü’ne layık görüldükten iki yıl sonra Moskova Konservatuarı’nda David Oistrakh’la çalışmalarını sürdürdü.
Eğitimini ödüllerin izlediği Kremer, 1967 yılının Queen Elisabeth Yarışması’nın yanı sıra, Uluslararası Paganini ve Çaykovski yarışmalarında da birincilikler kazandı. Bu başarılar, kuşağının en özgün ve sıra dışı sanatçılarından biri olarak dünya müzik tarihine geçen kemancının çarpıcı kariyerinin de başlangıcı oldu. Avrupa ve Amerika’nın en iyi orkestralarıyla neredeyse tüm önemli müzik merkezlerinde çaldı ve günümüzün en saygın şefleriyle çalıştı. Keman için yazılmış klasik ve romantik dönem yapıtlarının tamamının yanı sıra, Henze, Berg ve Stockhausen gibi 20. ve 21. yüzyılın belli başlı bestecilerinin yapıtlarını da kapsayan repertuarı son derece zengin bir çeşitlilik içeriyor. Sanatçı, ayrıca yaşayan Rus ve Doğu Avrupalı bestecilerin yapıtlarının tanıtımı için büyük uğraş verdi ve çoğu kendisine adanmış birçok yeni besteyi de seslendirdi. Alfred Şnitke, Arvo Pärt, Giya Kancheli, Sofia Gubaidulina, Valentin Silvestrov, Luigi Nono, Aribert Reimann, Peteris Vasks, John Adams ve Astor Piazzolla gibi farklı çizgilere sahip bestecilerin yapıtlarının getirdiği geleneğe bağlı, ama güncelliğini koruyan yorumlarla müzik sahnelerinde kendisine ayrıcalıklı bir yer edindi. Geçtiğimiz otuz yıl içinde başka hiçbir solistin çağdaş besteciler için bu kapsamda bir çalışma gerçekleştirmediğini söylemek yanlış olmaz.
Zengin bir diskografiye de sahip olan Kremer, yorumlarıyla kendisine uluslararası pek çok saygın ödül getiren yüzü aşkın albüm kaydı yaptı. Bu ödüller arasında Grand prix du Disque, Deutscher Schallplattenpreis, Ernst-von-Siemens Müzik Ödülü, Bundesverdienstkreuz, Premio dell’ Accademia Musicale Chigiana, Triumph Ödülü (Moskova, 2000), UNESCO Ödülü (2001), Saeculum-Glashütte Original-Musikfestspielpreis (Dresden, 2007) ve Rolf-Schock Ödülü (Stockholm, 2008) sayılabilir. 2002’de Kremerata Baltica ile beraber Nonesuch firması için yaptıkları After Mozart albümüyle “En İyi Küçük Topluluk Performansı” kategorisinde Grammy ödülünü aldılar.
Aynı kayıt, 2002 sonbaharında Almanya’da ECHO Klassik Ödülü’ne de layık görüldü. Kremer, 1981’de Avusturya’da, sonraki yıllarda her yıl düzenli olarak gerçekleştirilecek küçük bir oda müziği festivali olan Lockenhaus’u başlattı. 1997’de kurduğu Kremerata Baltica ile de üç Baltık ülkesinin üstün yetenekli genç müzisyenlerini destekliyor. O günden bu yana dünyanın saygın festivalleri ve konser salonlarında topluluğu ile birlikte konserler veren sanatçı, Teldec, Nonesuch ve ECM firmaları için Kremerata Baltica ile kayıtlar da gerçekleştirdi. 2002–2006 yılları arasında İsviçre’nin Basel kentinde düzenlenen “Les Muséiques” festivalinin sanat yönetmenliğini de üstlenen Gidon Kremer, 1641 yapımı bir Nicolò Amati çalıyor. Ünlü kemancının aynı zamanda sanatsal hedeflerini anlattığı Almanca yayımlanmış üç kitabı da bulunuyor.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği