Bahçeli: İmralı canisi barış elçisi gibi parlatılıyor
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında "İmralı canisi barış elçisi gibi parlatılıyor. AKP eşittir BDP artı CHP artı PKK'dır. Bize bölücü diyorlar. Bunu diyebilmek için Allah'tan korkmaları lazım" diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, İmralı ile görüşme süreci ve dünkü Silivri Cezaevi'ni ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı ölümünün birinci yılında rahmetle anan Bahçeli, Denktaş'ın bıraktığı emanetin yaşatılacağını, mücadele azminin korunacağını, Kıbrıs Türklüğünün varlık ve birlik haklarının kimseye çiğnetilmeyeceğini vurguladı.
MHP'nin hafta sonu Kızılcahamam'da istişare toplantısı yaptığını anımsatan Bahçeli, iç ve dış politika, ekonomi ve İmralı ile görüşme sürecini değerlendirdiklerini, parti yönetimi olarak önümüzdeki döneme ilişkin yol haritasını belirlediklerini söyledi.
AKP'nin, ABD ve AB projelerini uygulayabilmek, yıkımı, çözülmeyi topluma kabul ettirebilmek için çok tehlikeli siyaset modelini uygulamayı sürdüreceğini öne süren Bahçeli, ''AKP'nin ve yanında hizalanmışların bir bildiği varsa, Türk milliyetçilerinin de yapacakları vardır ve yakındır'' dedi.
Hükümetle geçen her günün artık boşa kürek çekmek anlamına geldiğini savunan Bahçeli, ''Görüyor ve takip ediyoruz ki AKP, bir zaman kaybı ve israftır. Aynı zamanda başarısızlığın markası, acziyetin ilamı, teslimiyetin ta kendisidir. Siyaset cambazlığı, siyaset bezirganlığı ve siyaset esnaflığı AKP'de varlık ve karşılık bulmuştur. AKP Hükümeti Türkiye'yi yönetmek yerine yerle bir etmeye, milletimizi huzura erdirmek yerine yok etmeye ısrarla çabalamaktadır'' diye konuştu.
Bahçeli, milli değerlere ambargo koyanlara, milletin benliği ve birliğini ezmeye çalışanlara tahammüllerinin kalmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: ''Bundan sonra seçenekler azalmış ve ikiye düşmüştür. Ya ihanetin altında toplanan, bölünmeden medet uman, yabancılara kökünden bağlanan siyaset çürümüşlüğü gücünü koruyacak ve Türkiye'yi parçalayacaktır ya da milletimizin tercümanı, hissiyatının sözcüsü, yeminlerinin savunucusu Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye'yi onaracak ve ayağa kaldıracaktır. Ya dağ edebiyatı, terörist karnavalı, müzakere acizliği ve teslimde inatçı BOP kepazeliği söz sahibi olmaya devam edecektir ya da bayrağım, milletim ve vatanım diyerek onur ve şeref mücadelesi veren Milliyetçi Hareket Partisi pislikleri süpürecek ve Türkiye'yi temizleyecektir. Bundan sonra ya yurdum diyeceğiz ya da yutulacağız. Ya bütünlük diyeceğiz ya da büküleceğiz. Ya kardeşlik diyeceğiz ya da kalleşliklere göz yumacağız. Ya milliyetçilik diyeceğiz ya da mihnete razı geleceğiz. Ve elbette ya herkesle birlikte var olacağız ya da vampirlere yem olacağız. Deniz bitmiş, yol kapanmış ve engeller her tarafı kaplamıştır. Türkiye dar bir alana sıkışmış, görüş açısı sıfıra inmiş, milli bedenimiz köşeye kıstırılmıştır. Buradan çıkış, buradan kurtuluş artık AKP ve diğerleriyle mümkün değildir. Talihin ters dönme vakti gelmiştir. Türk milleti dün kazanmıştır, yine kazanacaktır.''
Silivri ziyareti
Devlet Bahçeli, partisinin Başkanlık Divanı üyeleriyle dün Silivri Cezaevi'nde eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan'ı ziyaret ettiğini anımsatarak, görüşmelerin olumlu atmosferde geçtiğini söyledi. Başbuğ ve Alan'ı sabırlı, kararlı, olgun ve umutlu görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu: ''Özellikle Sayın İlker Başbuğ'u ziyaret edeceğimizi duyurduğumuz andan itibaren ifrat ve tefrite kaçan çok farklı görüşler peş peşe gelmiş, bildik koro aşina olduğumuz ezberlerini yeniden tekrarlamıştır. Bunlar geçtiğimiz yıl gitmeyi düşündüğümüz, ancak malum sebeplerden ötürü gerçekleştiremediğimiz Kerkük ziyaretimizi sulandırmaya ve karalamaya çalışanlarla benzerlikler taşımaktadır. Dün de ifade ettiğim gibi, Sayın Başbuğ 6 Ocak 2012 tarihinde terör örgütü kurmak ve hükümeti ortadan kaldırmak suçlamasıyla tutuklanmış ve Silivri'ye hapsedilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yetişmiş, en üst görevlere aşama aşama terfi etme becerisi ve kabiliyeti göstermiş birisi için değişik isnatlar şayet meşru ve haklılık payı var ise elbette yapılabilecektir. Türk ordusunun içerisinde, diğer meslek grupları gibi sorunlu, cezai takibatı gerektiren suçlar işlenmiş de olabilecektir. Ancak şurası unutulmamalıdır ki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinden hainler, işbirlikçiler ve hele hele teröristler asla çıkmayacaktır. Terörist arayanlar, terörist görmek isteyenler Türk askerine değil, İmralı'ya bakmalı, Kandil'e kilitlenmeli, Barzani'nin yüzüne odaklanmalı ve AKP'nin müzakere ortaklarına yönelmelidir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde terörist bulmaya çalışmak, genelkurmay başkanlarını canilerle aynı kalıba sokmak ve Kandil'deki inleri Peygamber ocağıyla çakıştırmak, ancak ve ancak amel defterleri kapkara kesilmiş maskaraların işidir.''
Silivri ziyaretlerinin İmralı'ya misilleme olarak değerlendirilmesini de eleştiren Bahçeli, ''İmralı'ya seyahatlerin olağanlaştığı, hainlerle münasebetlerin sıradanlaştığı bir dönemde, biz de Silivri'ye giderek, terörle mücadelede kahramanlıklar gösteren değerli şahsiyetlerin haklarını yerinde teslim ettik, onların yalnız ve sahipsiz olmadıklarını açıkça gösterdik'' dedi.
Bahçeli, ziyareti eleştirenlerin ne dediğinin umurlarında olmadığını belirterek, ''Bilinsin ki hükümetin PKK'yla küstahça sürdürdüğü temas ve diyaloglarını, alttan alan çürümüşlüklerini görmezden gelenlerin, Sayın Başbuğ'la görüşme irademizi birden bire hedef yapmaları lekeli vicdanlarını aklamayacaktır. Biz bildiğimizi okur, Türk milletinin hissiyatına tercümanlık yapar ve doğrularımızdan da birileri istiyor diye ödün vermeyiz, vermeyeceğiz'' diye konuştu.
Bahçeli, demokrasiye bağlılıkları ve millet iradesine sadakatlerinin net olduğunu ifade ederek, darbelerin, meşru olmayan silahlı ve silahsız müdahalelerin demokratik kültüre ne kadar zarar verdiğini bildiklerini söyledi. Türkiye'nin yaklaşık 4 yıl 2 aydır darbe davalarına şahit olduğunu anlatan Bahçeli, bu davalarda birçok skandal yaşandığını, zorlama yorumlarla insanların özgürlüğünün çalındığını ve vesayetle hesaplaşma adına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin çok cepheli bir saldırının altında tutulduğunu iddia etti. Bahçeli, ''Son olarak İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin açıkladığı Balyoz Darbe Davası ile ilgili gerekçeli kararı, adaletin ne hale geldiğini tüm yönleriyle gözler önüne sermiştir'' dedi.
Mahkemenin gerekçeli kararının birçok açıdan eksik, yetersiz ve sorunlarla dolu olduğunu savunan Bahçeli, delil niteliğindeki belge asıllarının Genelkurmay Başkanlığı'nda bulunduğunun bizzat Genelkurmay Başkanlığı tarafından yalanlandığını belirtti. Bu nedenle mahkeme kararının şaibeli hale geldiğini ifade eden Bahçeli, bu noksanlığın temyizde dikkate alınacağına ve adaletin yerini bulacağına inandıklarını, Yargıtay'daki hakimlerden bunu beklediklerini söyledi.
'Özgürlük eksikliğinden nasıl bahsedilebilmektedir?'
İmralı ile yürütülen görüşme sürecinin millete büyük darbe vurduğunu savunan Bahçeli, ''İmralı barış adası, Kandil özgürlük dağı, teröristler ise hakkı ve istekleri bu zamana kadar bastırılmış zavallı gerillalar olarak takdim edilmiştir'' dedi. Sorun olarak görülen konu başlıklarının neler olduğunu soran Bahçeli, ''Demokrasi ise sorun, şu an demokratik haklardan mahrum, kanunlarda gösterilen bazı haller dışında, bir kişi veya grup göstermek mümkün müdür? Türk milletine ve Türk devletine hakaretlerin bini bir para iken ve önüne gelenin her milli değerimize küfürler yağdırdığı biliniyorken, söyler misiniz bana, özgürlük eksikliğinden nasıl bahsedilebilmektedir? Bu kadar edepsizlik, haramzadelik ve lanetlenmesi gereken pişkinlik dünyanın neresinde özgürlük kapsamındadır?'' diye konuştu.
Bölücü terörün bir tek şekilde halledilebilmesinin ve tedavülden kaldırılmasının mümkün olduğunu ifade eden Bahçeli, ''O da tümüyle mücadeleye, bölücü terörün insan kaynaklarının kurutulmasına, propaganda zeminlerinin ve finansman kanallarının işlemez hale getirilmesine bağlıdır'' dedi.
MİT'e suçlama
Hükümet, İmralı ve Kandil'in Türkiye'yi bitişe ve imhaya doğru hızla sürüklediğini iddia eden Bahçeli, şöyle konuştu: ''Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla İmralı ve Kandil arasında mekik dokuyan ve üstelik de başında millilik sıfatı bulunan istihbarat teşkilatı, Türkiye'yi girdaba çekmek için hiç olmadığı kadar performans sergilemiş, mesaisini maalesef Türkiye'yi çöküşe götürmeye harcamış ve harcamaya da devam etmektedir. Oslo'da Başbakan'ın özel temsilcisi olarak bulunan MİT Müsteşarı, İmralı'ya adeta kamp kurarak, denize nazır bir şekilde bebek katiliyle birlikte müzakere balonunu şişirmektedir. İmralı canisinin ayağında deva arayan AKP'nin hiçbir korku ve endişeye kapılmadan müzakereleri sürdürmesi gerçekten de anlaşılır ve izah edilebilir gibi değildir.
Başbakan, İmralı canisine yeni yıl hediyesi ve teselli ikramiyesi olarak televizyon bile hediye etmiştir. Peşi sıra, facebook, twitter veya skype üzerinden eski cinayet ortaklarıyla haberleşebilmesi için terörist başına demirbaştan düşmüş bir bilgisayar tahsis edilmesi ve arkasından da Başbakan'la geceleri sohbete başlaması mucize ve olmayacak bir şey olarak görülmemelidir. Nasıl olsa her şey Başbakan Erdoğan'ın iki dudağının arasındadır. Senegal'de köleler evinin bulunduğu adayı gezen, buradaki dönüşü olmayan kapıya gelince şaşkınlığa bürünen Başbakan Erdoğan, İmralı'yı fiili özgürlüğüne kavuştururken, son yurdumuzu Senegal'deki kölelerin adasına çoktan dönüştürmüştür.''
'Yüzde 70 oy sürpriz olmayacak'
Bahçeli, AK Parti'nin son gelişmeler karşısında gücünü koruyup korumayacağını sorarak, ''Başbakan Erdoğan ve partisi; şehide kelle, katile 'sayın' demiş, yüzde 34,2 oy almıştır. Çiftçiye 'ananı da al git' demiş, askeri yan gelip yatmakla itham etmiş, BOP eşbaşkanlığını kabul etmiş yüzde 46,5 oy almıştır. Habur'da teröristleri karşılamış, Oslo'da PKK'ya yanaşmış, yıkım projesini başlatmış, KCK'nın kuruluşunda teşvik edici olmuş ve İmralı'yla gizli görüşmeler yapmış, yüzde 49,8 oy almıştır. Şimdi de PKK'yla açık açık görüşmekte, İmralı canisiyle cüretkar bir şekilde pazarlıklar yapmaktadır. Herhalde bundan sonraki seçimlerde, AKP'nin yüzde 70 oy alması, Erdoğan'ın yeni sürüm diktatör olması sürpriz olmayacaktır'' diye konuştu.
Devlet Bahçeli, gelişmelerden Habur'da başlayan sürecin aynen sürdüğünün anlaşıldığını ifade ederek, iktidar partisinin hem İmralı ile hem Kandil ile eş zamanlı görüşmeler ve müzakereler yaptığını söyledi. Basına yansıyan görüşme başlıklarının buz dağının görünen yüzü olduğunu savunan Bahçeli, şöyle devam etti: ''PKK'nın silah bırakmaya niyeti olmadığı tümüyle meydandadır. Nihayetinde bölgesel bir aktöre ve uluslararası bir çeteye evrilen kanlı örgüt, Türkiye'yi bölmeye, federasyonu sağlamaya ve bağımsız Kürdistan'ı kurmaya kadar işi götürecektir. Başbakan Erdoğan ve partisi ise buna hazırdır. Zaten hükümetin caniyle ve dağ kadrosuyla görüşmesi başka türlü izah edilemeyecektir. AKP'nin, PKK ve çete başıyla birlikte ilerlediği yıkım yolunda ABD yanındadır, AB arkasındadır, BDP sevinçle destekçisidir, CHP faizsiz ve geri ödemesiz kredi açmakla safındadır, bunlardan oluşan ve üst üste binen 'İmralı Mızıkacıları' da uygun adımlarla yürüyüş halindedir. Ayrıca 12 kötü adam devrede, sözde barış yanlıları kademede, iblis denetimde, Barzani gözetimde ve topu aynı karededir. Türkiye içten oyulmakta, bütünlüğü lime lime koparılmaktadır. Barış sözleri mermi, demokratikleşme sözleri kimyasal silah, özgürlük sloganları öldürücü ve salgın virüs gibi kullanılmaktadır.''
Paris'teki cinayetler
Paris'te işlenen terör örgütü üyesi 3 kadın cinayetine de değinen Bahçeli, şunları söyledi:
''Bu puslu ortam içinde, Paris'te PKK militanlarının infaz edilmesini fırsat bilenler, bunu Türkiye'de yürütülen müzakereleri hızlandırmak için atlama taşı olarak formüle edecekler ve bundan sonra provokasyonlarını hızlandırabileceklerdir. Militanların Türkiye'deki defin işlemleri esnasında PKK'nın meydan okuma ve isyan provaları, muhtemeldir ki sinir ve sabırları iyice gerecektir. AKP Hükümeti, aksi yönde bir kurgu ve planı yoksa, yine köşeye sıkışacak, verdiği tavizler yine başını ağrıtacak, Türk Milleti eşkıyanın intikam ve şiddetle özdeş tavırlarına istisnasız şahit olacaktır. Gelişmeler provokasyonlara, infaz ve cinayetlere ortam açmış, belirsizlikten nemalanan karanlık simalara açık kapı bırakmıştır. Paris'teki hadisenin, süren müzakerelere ivme vermek, AKP'yle kanlı ve silahlı pazarlıkları kızıştırmak adına bir müdahale olduğu ihtimali yabana atılmamalıdır.''
BDP'nin Paris'teki olaydan sonra ortalığı ayağa kaldırdığını ve tehditvari ifadelerini arkası arkasına sıraladığını dile getiren Bahçeli, ''AKP'li Başbakan Yardımcısı üzülmüş, CHP'li bir milletvekili taziye turuna çıkmıştır. Tüm yaşananlar bize, AKP eşittir BDP artı CHP artı PKK gerçeğine bir kez daha işaret etmektedir'' diye konuştu.
'Yabancı beslemesi arkadan kurma piyonlar'
Bahçeli, adını söylemediği bir gazetecinin MHP'yi asıl bölücü olarak gösterdiğini de anlatarak, ''Bize bölücü diyebilmek için bir insanın Allah korkusundan ve kul utancından uzaklaşması yeterlidir. Geçmişinde devrimci şiddet, cuntacılık, 9 Martçılık, darbecilik, iftiracılık, demokrasi düşmanlığı, özgürlük karşıtlığı bulunan birisinin, bugün bize demokratlık taslaması, özgürlük dersi vermesi zırvayla bile örtüşmeyecektir'' dedi.
Bu gazeteciye Ömer Seyfettin'in ''Sivrisinek'' isimli hikayesini okumasını öneren ve Efruz Bey karakteriyle kendisini kıyaslamasını temenni eden Bahçeli, ''Bizim sözlerimizi bölücülük olarak niteleyenler, milletimizin kardeşlik hissiyatına kem gözle bakan içimizdeki yabancı beslemeleri ve arkadan kurma piyonlardır'' diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ABD basınından Esad iddiası