Bakana yumurtalı protesto

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, protesto nedeniyle koridordan geçirilerek, arka taraftaki Su Ürünleri Fakültesinden dışarı çıkarıldı. Çıkışta bekleyen, protestocu öğrencilerden bir grup, şemsiyelerle dışarı çıkarılan bakana yumurta fırlattı. 6'sı kız 8 öğrenci gözaltına alınarak, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğüne götürüldü.

Bakana yumurtalı protesto
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.03.2010 - 10:09

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, İstanbul Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Kulübü'nün düzenlediği, ''2. Ulusal Çalışma Ekonomisi ve Yönetim Kongresi''nin açılışında, canlı bir geleneğe, tarihi bir birikime, zengin bir kültüre sahip olan Türkiye'nin, bilgiyi takip etmek kadar, bilgiyi üretmeye de odaklanması gerektiğini söyledi. Daha iyi, adil, güzel ve zengin bir dünya inşa etmek için, Türkiye'nin insanlığa söyleyecek bir sözü, bir teklifi muhakkak olması ve üniversitelerin buna öncülük etmesi gerektiğini ifade eden Ergün, bir ülkenin başarısının, o ülkenin insanlarının başarılarının bir toplamı olduğunu kaydetti.

Ergün, ''Bu nedenle, işimiz ve vazifemiz her ne olursa olsun, bu ülke için gereken katkıyı üretmeli, her gün bir önceki günden daha iyi işler yapmaya çalışmalı, günlük ve yerel başarılara değil, uzun soluklu ve dünya çapında başarılara odaklanmalıyız'' dedi. Türkiye'nin ekonomik anlamda güçlenmesi için, üreten ve ihracat yapan, dünya kalitesinde mal üreten bir özel sektör kimliği oluşturmaya ihtiyacı olduğunu söyleyen Ergün, Türkiye'nin uluslararası festivallerde ödül alan sinema filmlerinin, yönetmenlerinin, dünyada okunan yazarların, üniversitelerde dünya genelinde ses getiren ve tartışılan araştırmaların, tezlerin sayısının artması gerektiğini belirtti.

Nihat Ergün, şunları kaydetti: ''Özellikle iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde, dünyadaki mevcut literatüre önem verildiği gibi, kendi tezlerimizi geliştirmeye de ağırlık verilmesi gerektiğine inanıyorum. Kendi ülkemizde faaliyet gösteren firmalarımız için, kendi geleneğimizden ilham alan, dünyaya da seslenmeyi ihmal etmeyen bir yönetim tarzı oluşturmalıyız. İstanbul Üniversitesi bu değerlerin en çok farkında olması ve öncülük etmesi gereken bir üniversitedir. Ahi Teşkilatlarını daha iyi incelesek, dünyayı küresel bir krize götüren ekonomi ve finans sistemine bir eleştiri, bir teklif bulacağımızı düşünüyorum.Bu ve buna benzer daha birçok konuda kültürümüz, dünya çapında ses getirebilecek düşünce sistemine sahiptir.''
 

'İstanbul Türkiye'nin aynası'

Türkiye, lider bir ülke olacaksa, sadece dünyadaki gelişmelerden etkilenen değil, dünyadaki gelişmelere yön veren bir ülke olacaksa, bu gibi çalışmalara ağırlık vermesi gerektiğini ifade eden Ergün, ''Bugün kamu ve özel sektör olarak, dünyanın her yerine açılmış, her coğrafyaya adım atmış, her topluma Türk ürünlerini ulaştırmış durumdayız. Bu başarıları kalıcı hale getirmek ve daha ileri noktalara taşımak için, şimdi dünya ülkelerine kültür ve sanat eserlerimizle, fikir, makale ve tezlerimizle de gitmemiz gerekiyor'' dedi. Bakan Ergün, İstanbul'un, Türkiye'nin bir aynası olduğunu ve İstanbul'un yüzünün aynı anda hem Anadolu'ya hem de dünyaya dönük olduğunu, son derece önemli imkanlara sahip olan bu şehirde, bir süreliğine de olsun yaşayan bir insanın, dünyaya açılmaktan, sınırlarını zorlamaktan, kabuğunu kırmaktan asla geri kalmayacağına inandığını vurguladı.
 

'Beklentilerimizin de ötesinde olumlu sonuç çıkmaya başladı'

Türkiye ekonomisinin, gerçekleştirilen yapısal reformlar ve siyasi istikrar sayesinde 2003-2008 arasında ortalama yüzde 6 büyüme kaydettiğini ve bu dönemde üst üste 27 çeyrek büyüyerek bir rekor kırdığını anımsatan Ergün, 2009 yılının ilk üç çeyreğinde küresel ekonomik krizin gölgesinde küçülme yaşandıysa da son çeyreğinden itibaren bulutların dağılmaya başladığını söyledi. Ergün şunları belirtti: ''İçinde bulunduğumuz yılın daha ilk aylarından itibaren açıklanan çoğu ekonomik gösterge, 2010 yılında, başarılarımıza kaldığımız yerden ve daha büyük bir hızla devam edeceğimizi gösteriyor. Orta vadeli programımızda 2010 yılı için yüzde 3,5 oranında mütevazı bir büyüme tahminimiz var; ancak IMF, Dünya Bankası, OECD gibi kuruluşlar, Türkiye'nin bizim tahminimizden daha fazla büyüyeceğini ifade ediyorlar. Aslında Türkiye'de birçok yorumcu bunu ortaya koymakta. Biz bu yılın zor ama başarılı bir yıl olacağını söylüyorduk, ilk iki ayın sonuçlarına baktığımızda, özellikle bütçe gerçekleşmeleri ve dış ticarette, beklentilerimizin de ötesinde olumlu sonuçlar çıkmaya başladı.''
 

Protesto

Öte yandan, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fen Fakültesi'nde bir grup öğrenci, burada bir konferansa katılacak olan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ü protesto etti. Fen Fakültesi bahçesinde toplanan ve üzerinde ''Üniversitenin kapısı AKP'ye kapalı...'' yazan pankart taşıyan yaklaşık 40 kişilik öğrenci grubu, konferansa katılmak üzere bina içine girmek istedi. Çevik Kuvvet ekipleri kapı önünde öğrencilerin içeri girmesine izin vermezken, alkış ve ıslıklarla protestolarına devam öğrenciler, slogan atan Fen Fakültesinin ana girişine kadar ilerledi. Burada protestolarına devam eden öğrencilere, dışarıdan da bazı öğrencilerin alkış ve düdüklerle destek verdiği gözlendi.

 

'Bankaları hep eleştirdik'

Ergün, Türkiye'nin, dünyanın büyük bunalımdan sonra yaşadığı en büyük küresel krizi, en az etkiyle atlatmanın yoğun mücadelesini verdiğini ve bu mücadeleden de başarıyla çıkışının söz konusu olduğunu söyledi. Amerika ve Avrupa'da kriz sürecinde çok sayıda banka ve finans şirketi zor günler geçirirken, Türkiye'de finansal sistemin krizden neredeyse hiç etkilenmediğini, hiçbir banka ve finans kuruluşunun ciddi bir zorluk yaşamadığını vurgulayan Ergün, şöyle devam etti: ''Ülkemizde 'madem kriz herkesi etkiledi bankacılık sektörünü de etkilemeliydi' diyenler var. Evet bankaları hep eleştirdik; 'küresel krizde elini taşın altına daha fazla koymalıydılar, KOBİ'lere daha fazla kredi vermeliydiler, kredi musluklarını bu kadar kısmamalıydılar, kredileri erken geri çağırmak yolunu seçmemeliydiler...' 'Krizden bankalar da zarar görmeliydi' fikri ne kadar doğru olabilir? Avrupa'da, Amerika'da bankalar, firmalar çöktüyse finans sisteminin ekonominin üzerine yıkılmış olmasındandır. Eğer Türkiye'de finans sistemi ekonominin üzerine yıkılmış olsaydı, o zaman sadece bankalarımızın değil devasa şirketlerimizin de çöküyor olduğunu, birçok işletmenin patır patır kapanıyor olduğunu görecektik. Eğer Türkiye'de bankalar, finans sistemi ekonominin üzerine çökmüş olsaydı bankalar da finans sistemi de batmış olacaktı.''
 

'Demokrasi, istikrar, üretim birbiriyle yakından ilişkili'

Konuşmasında siyasi istikrar ve güvenin önemine dikkati çeken Ergün, Türkiye'de istikrar ve güvenin azalmasının yatırımcılar için olumsuzluk olacağını ifade etti. Bundan dolayı bütün riskleri ortadan kaldıracak bir yaklaşım içinde olmak gerektiğinin altını çizen Ergün, ''Düşünün bir ülkede 'acaba önümüzdeki hafta darbe olur mu, erken kalkan darbe yapar mı, sistem değişir mi, siyasi istikrarsızlık olur mu, bir kaos meydana gelir mi?' Herkesin kafasında bu soru işaretleri olursa kim neye yatırım yapsın? Yapar mı? Yapmaz. Dolayısıyla demokrasi, hukuk, siyasi istikrar, yatırım, üretim hepsi birbiriyle çok yakından ilişkilidir. Türkiye, bunların her birini birden inşa etmelidir'' şeklinde konuştu.
 

'Afrika'da erken pozisyon için kollarımızı şimdiden sıvadık'

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, krizin özel sektörün yatırım ve ihracat heyecanını kırmadığını, kriz ortamında dahi yeni pazar ve yatırım arayışlarının devam ettiğini belirterek, Afrika ülkelerine gerçekleştirdikleri ziyaretlere değindi. Nihat Ergün, ''Önümüzdeki yıllarda Afrika pazarının önemli bir ilerleme göstermesi bekleniyor ve biz bu pazarda erken pozisyon almak için kollarımızı şimdiden sıvadık. Son bir yıl içinde Afrika ülkelerinde 10 yeni büyükelçilik açtık. Bunun da semeresini gördük. Birkaç yılda Afrika kıtası ile ticaret hacmimiz 5 milyar dolardan 20 milyar dolara çıktı'' diye konuştu.

'Yalancının mumu yatsıya kadar bile yanmıyor'

Global finansal krizde bilgilerin saklanmasının, gizliliğin önemli etken olduğuna işaret eden Ergün, ''Ülkeler kendi içinde de şeffaf bir politika takip etmelidir. Gizlilik diye bir şey 21. yüzyılda olamaz. Eskiden gizli saklı işler yapma imkanı vardı. 21. yüzyılda gizli saklı iş yapma imkanı yoktur. Olamaz da... 21. yüzyılda ne kadar gizliyseniz o kadar zayıfsınız, ne kadar şeffafsanız o kadar güçlüsünüz. Gizlilik büyük zafiyettir, şeffaflık büyük bir güçtür. Yalancının mumu yatsıya kadar bile yanmıyor. Çok hızlı bir şekilde yanlışlıklar, gizlilikler ortaya çıkabiliyor'' diye konuştu. Türkiye'nin son yıllarda ekonomide, sosyal hayatta, demokraside çok büyük bir değişim yaşadığını, birikmiş sorunlarını çözüme kavuştururken, geleceğin Türkiye'sini kurmanın çabasını da etkin bir şekilde gösterdiğini vurgulayan Ergün, ''Önce kötü gidişatı tersine çevirdik, sonra iyiye doğru ilerlemeye başladık. Ancak her ne kadar önemli bir mesafe alsak da henüz bu ülkeye ve insanımıza yakışan seviyelere gelmedik. Bu sürecin aynı şekilde devam etmesi ve Türkiye'nin daha büyük sıçramalar yaşaması için, gençlerimize büyük sorumluluk düşüyor'' dedi.

'Çalışarak zengin olmak mecburiyetindeyiz'

İşsizlik sorununa da değinen Ergün, şöyle devam etti: ''Bizim işsizliği azaltmak için hem iş gücüne yeni katılanlara iş üretmemiz, hem de mevcut işsiz stoğunu eritmemiz gerekiyor. Sanayide toparlanmanın başladığı nisan ayından bu yana sanayi istihdamının her ay ılımlı bir şekilde yükselmesi de umutlarımızın artmasına vesile olmuştur. İşsizliği çözmenin yolu yeni yatırımları, üretimi, ihracatı artırmaktan, dünyaya açılmaktan, girişimci bir ruh kazanmaktan geçiyor. Biz petrol veya doğalgaz zengini ülke değiliz. Biz çalışarak, üreterek zengin olmak mecburiyetindeyiz. Bizim başka yolumuz yok. Bizim en önemli kaynağımız insan potansiyelimiz, ilişkilerimiz, yaratıcı kabiliyetimizdir. Bunu bilerek hareket etmeliyiz.''
 

Bakana yumurta

Öte yandan Bakan Ergün, sabah başlayan protesto nedeniyle koridordan geçirilerek, arka taraftaki Su Ürünleri Fakültesinden dışarı çıkarıldı. Çıkışta bekleyen, protestocu öğrencilerden bir grup, şemsiyelerle dışarı çıkarılan bakana yumurta fırlattı. Yumurtalar bakanın makam aracının yanına düştü.

 

Olayla ilgili 8 öğrenci gözaltına alındı

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'e yumurtalı saldırı yapan 6'sı kız 8 öğrenci gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, İstanbul Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Kulübü tarafından düzenlenen ''2. Çalışma Ekonomisi ve Yönetim Kongresi''ne katılan Bakan Ergün, sabah saatlerindeki protestolar nedeniyle koridordan geçirilerek, arka taraftaki Su Ürünleri Fakültesi'nden dışarı çıkarıldı. Bu sırada, protestocu öğrencilerden bir grubun, şemsiyelerle dışarı çıkarılan Ergün'e yumurta fırlatması üzerine olaya polis müdahale etti. 6'sı kız 8 öğrenci gözaltına alınarak, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler