Balyoz davasında gerginlik

Balyoz davasında Orgeneral Bilgin Balanlı'nın savunma yaptığı sırada izleyicilerden aldığı destek mahkemede gerginliğe neden oldu. Hakim tezahüratlara müdahale ederken, Balanlı'yı da uyardı.

Yayınlanma: 15.08.2011 - 08:49
Abone Ol google-news

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonunda yapılan duruşmada söz alan Orgeneral Bilgin Balanlı, çok sayıda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubunun, somut delillere dayanmayan iddialar nedeniyle soruşturmalara tabi tutulduğunu ve halen tutuklu olarak yargılandığını ifade ederek, tutuklamaların, hukuka, hakka, adalet ve vicdani değerlere uygun olmadığını kaydetti.
Söz konusu soruşturma ve davanın planlı ve komplo olduğunu öne süren Balanlı, ''TSK ve onun kahraman personeli üzerinde açıkça oyun oynanmaktadır. TSK'nın şerefli personeline iftira atanları, ortaya çıkarmak cumhuriyet savcılarının görevidir. Vatan ve milletimize hizmet etmenin kutsal bir vatan borcu olduğu inancını yüreklerimize kazıdık. Ettiğimiz yeminle, vatan, cumhuriyet ve vazife uğruna canımızı seve seve vereceğimize namusumuz üzerine ant içtik. Yeminimize her zaman sadık kalacağız. Canımız pahasına görev yaptık ve yapacağız'' diye konuştu.

Balanlı, 44 yıllık görev süresi içinde pilot olan 80 devre arkadaşından 23'ünün şahadetine tanık olduğunu belirterek, ''Şehit olan bir çok arkadaşımın parçalarını araziden topladım. Şehit olan kardeşlerimin görevini de yerine getirmek için daha çok ve azimle çalıştım'' dedi.

"Kartal'ın başının koparılmasıdır"

Sahte dijital verilerle hazırlanan belgelere dayanarak tutuklandığını savunan Balanlı, şöyle konuştu:
''Bu durum TSK mensupları ve onların ailelerine, hukuk kullanılarak yapılan bir zulüm ve haksızlıktır. Bununla birlikte bu tutuklamalarla yıllardır hayatımız pahasına büyük emekler ve özverilerle elde ettiğimiz rütbelerimiz ve makamlarımız ellerimizden alınmıştır.
TSK'ya karşı yürütülen bu çirkin iftira kampanyası sonucu gerçekleştirilen tasfiye operasyonu, maalesef başarıya ulaşmış gibi gözükmektedir. Gerçekten başarılması halinde ise kaybeden TSK, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti olacaktır.
TSK'ya karşı yürütülen bu çirkin iftira kampanyasında son olarak Eskişehir tertibi ile büyük ölçüde Hava Kuvvetlerinin hedef alındığı anlaşılmaktadır. Bu komplonun amacı, 100. kuruluş yılını kutlayan 'Kartal'ın başının koparılmasıdır.' Hava Kuvvetlerimizin bugün ulaşmış olduğu, bu gücünden çekinen bazı güçlerin, bu komploda rolünün olduğu muhakkaktır.''

Balanlı'ya uyarı

Sanık Bilgin Balanlı konuştuğu sırada, salondaki izleyiciler tarafından alkışlama ve ıslık sesleri duyuldu. Mahkeme Başkanı Ömer Diken, ıslıklayanların dışarı çıkmasını, aksi takdirde kameralar tarafından tespit edileceğini söylemesi üzerine izleyicilerden ıslık çalan bir kadın dışarı çıktı. Mahkeme başkanı Diken, alkışlayanları da uyararak, ''Burası arena değildir'' dedi.

Balanlı'nın sözünün kesilmesine itiraz etmesi üzerine de başkan Diken, ''Duruşmayı yöneten benim, keserim. Sesinizi yükseltmeden konuşun'' dedi. Balanlı da herkesin sesini duyması için yüksek sesle konuştuğunu ifade etti.

Balanlı, ''Darbeye teşebbüs etmek'' ile suçlandıklarını, ancak bu suçlamayı asla kabul etmediklerini ifade ederek, sahte belgelere karşı cevaplarını ve kanıtlarını savcılara ve hakimlere ifade ettiğini, ancak değerlendirmeye alınmadığını gördüğünü söyledi.
''Hakkımdaki, haksız ve hukuka aykırı tutuklamaya sevk ve tutuklama kararı anlaşılan önceden verilmişti'' diyen Balanlı, şunları söyledi:

''TSK mensubu olarak, uğruna ölmeye yemin ve ölesiye hizmet ettiğimiz yüce Türk ulusu adına karar verenleri, bizi haksız ve hukuka aykırı olarak Hasdal'da esir eden zihniyeti görmek, beni ve arkadaşlarımı düşmana esir düşmekten daha fazla üzmüştür. Çünkü, savaşta karşınızda bir düşman vardır ve esir düşmüşsünüzdür. İnsan savaşta bile düşmanına saygı duyar. Belki de bizim bilmediğimiz şey, şerefli TSK'ya karşı kirli ve alçak bir savaşın sürdürüldüğüdür.
14 yaşından beri bu şerefli üniformayı giyen bir askerim. yıllardır uçuş birliklerinde, pilotluk ve komutanlık yapmış, başarıları takdir edilerek, en üst rütbeye ulaşmış bir savaş pilotuyum. Benim bundan sonraki savaşım ise beni haksız ve hukuksuz olarak tutuklayan TSK'yı hedef haline getirerek, bu kirli ve alçak sistemi sürdüren sisteme ve insanlara karşı olacaktır. Bu amacımı, 49 yıldır onur ve gururla taşıdığım TSK üniformasını çıkardıktan sonra da sade bir Türk vatandaşı olarak devam ettireceğim.''

Gölcük'te yapılan aramalarda, ele geçirilen belgelerde isiminin geçtiğini öğrendiğini söyleyen Balanlı, ''Şaşkınlık içinde bunun ne olduğunu anlamaya çalışırken, bir dergide aleyhime gerçek dışı bir yazı yayınlandı. Nisan ayının sonlarında ise ele geçirildiği öne sürülen sahte dijital veriler basında yer aldı. Bu durum hedef kişi olarak seçildiğimi, açık olarak ortaya koyuyordu. Hiç ilgim olmamasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi topraklarını bombalatma hazırlığı yaptırdığım bile utanmadan öne sürüldü'' şeklinde konuştu.

Bilvanis çiftliği

Tutuklu sanık Balanlı, Bilvanis Çifliği ile ilgili de şunları kaydetti:
''Haberle konu olan yerle ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı tarafından benimle ilişkilendirilen imzasız dijital verinin gerçek olmadığı açıklaması yapılmış olmasına rağmen, bu resmi açıklama dahi adli makamlar tarafından ciddi bulunmamış ve dikkate alınmamıştır. Bu durum hiçbir şekilde anlaşılabilir ve kabul edilebilir değildir.
Bu mahkemede, yargılanan yalnızca iddia edilen darbeye teşebbüs hareketi ise bu konuda yazılı veya sözlü olarak, hiçbir direktif almadığımı ve hiçbir kimseye direktif vermediğimi ifade ediyorum.''

Balanlı, 29 Temmuz tarihinde emekli olan eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'in veda açıklamasına atıfta bulunarak, bir kısmını okudu. ''Bu çirkin ve insafsız komployu hazırlayan ve onlarla alçakça iş birliği yapanlara, Türkiye CUmhuriyeti'ne, TSK'ya ve onun kahraman personeline zarar verenlere, bunun hesabını yüce Türk ulusu ve Türk yargısı bir gün mutlaka soracaktır'' diyen Balanlı, mahkeme heyetinin adil olmasını, sadece hukuk kuralları içinde kalarak tahliye kararı verilmesini ve yeni bir duruşma salonunun temin edilmesi de dahil olmak üzere duruşmanın aralıksız sürdürülmesi için gerekli tedbirlerin alınarak, davanın süratle sonuçlandırılmasını talep etti. 

Duruşma, 3 Ekim 2011 gününe ertelendi.

 

İstenen cezalar

Sanıkların, ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs'' suçunu işledikleri belirtilen iddianamede, Orgeneral Bilgin Balanlı, Korgeneral Turgut Atman, Tümgeneraller İsmail Taş, Nedim Güngör Kurubaş, Bülent Kocababuç, Tuğgeneraller Mehmet Eldem, Mustafa Erhan Pamuk'un da aralarında bulunduğu 28 sanığın, eylemlerine uyan ve lehlerine olan eski TCK'nın 147 ve 61/1. maddeleri uyarınca 15 ile 20'şer yıl arasında hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

 

'Sivil memur'un kimliği belli oldu

Balyoz Planı soruşturması kapsamında nöbetçi mahkemece 6 albay ile birlikte tutuklanan ve ''sivil memur'' olduğu belirtilen 1 kişinin, HAVELSAN Genel Müdürü Ömer Faruk Yarman olduğu öğrenildi.

Balyoz Planı soruşturması kapsamında İstanbul Merkez Komutanlığı'na bağlı görevlilerce Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne getirilen 9 şüpheliden tutuklanan 7'si arasında HAVELSAN Genel Müdürü Ömer Faruk Yarman da bulunuyor.

Yarman, 6 albay ve 2 astsubay ile birlikte soruşturmayı yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar tarafından ifadelerinin alınmasının ardından tutuklanma istemiyle İstanbul Nöbetçi 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edilmiş ve mahkemece yapılan sorgusunun ardından, Gölcük Donanma Komutanlığından ele geçirilen belgelere ilişkin, ''darbeye teşebbüs etmek'' suçundan tutuklanmıştı. Yarman ile birlikte 6 albay da tutuklanırken şüphelilerden 2 astsubay ise serbest bırakılmıştı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler