'Bana Atlantik ötesinden kumpas kurmuşlar'
Balyoz Planı davasının tutuklu sanıklarından emekli orgeneral Çetin Doğan, ''Benim hakkımda bazı çevreler Atlantik ötesinden kumpaslar kurmuşlar'' dedi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda yapılan duruşmaya, Halil İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 153 sanık ile tutuksuz yargılanan 22 kişi katıldı. Mahkeme heyetine başkanlık eden Ali Alçık, sanıkların tek tek isimlerini okuyarak gerçekleştirdiği yoklamanın ardından, önceki duruşmada sanık Halil İbrahim Fırtına ve avukatlarının savunmasının tamamlandığını, bugün çapraz sorguya geçileceğini bildirdi.
Çapraz sorguya geçmeden önce sanık ve yakınlarının duruşma salonundaki hal ve hareketlerine ilişkin bir uyarıda bulunmak istediğini belirten Mahkeme Başkanı Alçık, burada Türk milleti adına yargılama yaptıklarını, duruşmalarda bazı sanıkların oturdukları yerden savunma yaptıkları, bazılarının kendi aralarında yorum yaptıkları, seyircilerinde alkışladıklarını söyledi. Bunun mahkemeye saygısızlık olduğunu ifade eden Alçık, mahkemenin, buna karşı sanıkları duruşma salonuna almama ve seyircileri de salondan çıkarma yetkisinin olduğunu hatırlatmak istediğini kaydetti.
Eskişehir'de bulunan belgeler
Daha sonra çapraz sorgusuna geçilen emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına'ya soru yöneltmek için söz isteyen tutuklu sanık Albay Cengiz Köylü, polis raporunda, Eskişehir'deki bir evdeki aramada bulunan flash disklerdeki belgelerin 2003 yılına ait olduğunun anlatıldığını söyledi. Ancak bulunan belgeler arasındaki 926 sayılı TSK Askeri Personel Personel Kanunu'nun 49. maddesinde 2005'te yasallaşan bir düzenlemenin bulunduğunu vurgulayan Köylü, dolayısıyla ele geçtiği iddia edilen yeni belgelerin sahte olduğunu öne sürdü. Köylü'nün bu açıklamaları sırasında sanıkların kendi aralarında konuşmaları üzerine Mahkeme Başkanı Alçık, sanıklara mahkemeye karşı saygısızlık yaptıklarını söyleyerek uyarıda bulundu.
Bunun üzerine söz alan tutuklu sanık Cem Gürdeniz, bu yapılanların sanıklara yönelik bir saygısızlık olduğunu belirterek, ''Her 6 ayda bir yeni belgelerle, dijital verilerle burada tutulmamız saygısızlıktır. Saygı karşılıklıdır. Her bulunan belgeyi bize delil olarak sunmayın'' dedi. Sanık Halil İbrahim Fırtına da söz alarak, savunmaları sırasında her bastığı yerden yeni belge çıkması durumunda buna şaşırmaması gerektiğini anlattığını kaydederek, ''Gölcük'teki bu belgeleri de bu kapsamda değerlendiriyorum. Bunu bekliyordum. Daha savunmam bitmeden orada eksiklik olduğunu düşündüler ki tamamlama zorunluluğu hissettiler'' şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık Köylü tekrar söz alarak, ''Cuma günü çılgın delillerim var. Talepler bölümünde arz edeceğim'' dedi. Emekli Oramiral Özden Örnek de yeni çıkan belgelerde kendisiyle ilgili ağır suçlamaların bulunduğunu, bunu yazanın İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğündeki bir polis olduğunu, en azından bir savcının bu hukuki sürece katkıda bulunması gerektiğini ifade etti.
Fırtına'nın çapraz sorgusu
Duruşmada çapraz sorgusu yapılan Fırtına, kimseden emir almadığını, kendi emrindeki komutanlardan hiçbirine görev vermediğini, akademi öğrencisine değil de komutana emir verilmesi gerektiğini söyledi. Fırtına, hastanede tedavisi devam eden ve hakkında yakalama kararı çıkarılan sanıklardan Ergin Saygun'a geçmiş olsun dileğinde de bulundu.
Üye hakim Ali Efendi Peksak da, dosyadaki 18 numaralı klasörde ''Ergenekon'' sanıklarından Fikret Emek'ten ele geçirilen 5 numaralı disk ile Muzaffer Tekin'den elde edilen 16 numaralı CD'de, Fırtına'nın da katıldığı belirtilen bir toplantıdan söz edildiğini, Fırtına'nın burada ''Kasırga'' kod adını kullandığının yer aldığını söyledi.
Peksak, toplantıda Fırtına'nın ''Hükümet yol almaktadır. Değiştirme şartlarını bulmamız lazım. Halkın ümidi bu hükümette olmamalı. Yerel seçimleri hafife almamalıyız'' şeklinde beyanda bulunduğunun iddia edildiğini de kaydetti. Sanık Fırtına ise, ''Bu isimleri hiç tanımıyorum. Yüz yüze gelmedik. İsmen ve cismen tanımıyorum. Niye bana böyle bir şeyi söylüyorlar, onu da bilmiyorum. Eğer bunlar darbe günlükleriyle ilgiliyse de, o konuda savcıya uzunca bir ifade vermiştim'' dedi.
Eskişehir'deki belgeler
Hakim Murat Üründü de, Eskişehir'deki aramada Oraj ve Suga planlarıyla ilgili belgelerin çıktığını belirterek, Fırtına ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'e bu belgeleri inceleyip inceleyemediklerini sordu. Fırtına'nın belgelere sadece baktığını dile getirmesi üzerine, 15 adet belge olduğunu belirten Üründü, ''Önceki açıklamalarınız geçerli mi?'' diye sordu. Açıklamalarının geçerli olduğunu ifade eden Fırtına, ''Önüme çıkanların ne olacağını görüyorum'' dedi. Öte yandan sanıkların oturdukları yerden konuşmaya devam etmesi üzerine Fırtına, ''İzin verirseniz tamamlamak istiyorum'' diyerek sanıkları uyardı.
Fırtına, Hakan Büyük'ü tanımadığını anlatarak, kendisinin 2003 Ağustos ayında emekli olduğunu, Büyük'ün de aynı dönemde geldiğini belirterek Büyük ile karşılaşmadığını, görünce de tanıyıp tanıyamayacağını bilemediğini söyledi. Üründü'nün, dava konusu belgelerin Büyük'ün evinde de ele geçirildiğini ifade etmesi üzerine Fırtına, ''Ben şaşırmıyorum artık. Bunlar bana yöneltilmiş acayip bir şey. Bizi hedef almışlar, kellemizi almak istiyorlar. Biz bu millete hizmet ettik. Gerçek bu. İster inanın ister inanmayın. Çıldıracağım artık'' şeklinde konuştu.
Özden Örnek ise yaklaşık 9 saat savunma yaptığını, 11 numaralı CD'nin sahte olduğuna ilişkin 83 tespit sunduğunu dile getirerek, ''Her çıkan yeni belge CD 11'e gönderme yaparsa bu sahtedir. Nereden çıkarsa çıksın. Önemli değil. İçeriği 11 numaralı CD'ye gönderme yapıyor'' dedi. Eskişehir'de ele geçirilen belgeleri dün akşam incelediğini belirten Örnek, hakim Üründü'nün ''11 numaralı CD'nin dışında da belge var'' sözleri üzerine, ''Bunların hiçbiri gerçek değil. Büyük'ün ismini ilk defa okudum'' diye konuştu.
Avukatların talepleri
Sanıklardan Mehmet Yoleri'nin avukatı Eyüp Sabri Gürsoy da, dosyaya gelen Eskişehir'deki aramalara ilişkin belgelere değinerek, kanaatlerini açıklayan polisler ile gazeteci Mehmet Baransu hakkında mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını istedi. Sanık avukatlarından Kemal Yener Saraçoğlu da, dosyadaki dijital kayıtların ihbar maillerine dayalı olarak bulunduğunu, ancak ihbarı yapanların kaynağının belirlenmediğini söyledi. Saraçoğlu, Eskişehir'deki aramaya ilişkin ihbarı yapan kişinin belirlenmesiyle ilgili bir çalışma yapılıp yapılmadığının savcılıktan sorulmasını talep etti.
Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın avukatı Hüseyin Ersöz de, bugüne kadar ihbar e-postalarının kimler tarafından gönderildiğinin tespit edilmediğini, Eskişehir'dekini gönderenin de tespitinin yapılmadığını ileri sürdü. Bu aramayla ilgili arama ve el koyma kararının da olmadığını ifade eden Ersöz, mahkemenin bu verilerle ilgili hukuka uygunluk denetimi yapmadan soru yönelttiğini söyledi.
Ersöz, ''Bu soruşturmayı kim yürütüyor? Kolluk mu, yoksa iddia makamı mı?'' diyerek, bu hukuka aykırı halleri bir kenara bırakarak suç üretmek amacıyla yazılan tutanakta kanaatlerine yer veren polislerin de, sanıkların tahliye edilmesi yönünde görüş bildiren İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay'a cevap verdiklerini savundu. ''Bakın, 'icra hareketlerine geçilmiştir' diyorlar. Ne cürettir'' diyen Ersöz, mahkemenin acil olarak öncelikle bu dokümanların hukuka aykırı olup olmadıklarına ilişkin bir karar vermesi gerektiğini ifade etti. Duruşma, Nejat Bek'in savunmasının alınmasıyla devam ediyor.
'Vardiya Bizde Platformu' üyeleri balon uçurdu
Balyoz Davası sanıklarının yakınlarının oluşturduğu ''Vardiya Bizde Platformu'' üyeleri, duruşma salonu önünde balon uçurdu. Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonu önünde bir araya gelen ve yakınlarının fotoğraflarının basılı olduğu tişörtleri giyen platform üyeleri, ''Yanlı mahkeme istemiyoruz'', ''Türkiye askerine sahip çık'' şeklinde slogan attı.
Grup adına basın mensuplarına açıklama yapan emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın eşi Nilgün Doğan, 23 Nisan'da yaptıkları açık görüş taleplerinin reddedildiğini ifade ederek, ''Burada bizim bütün Anayasal haklarımız çiğneniyor. Eşlerimize savunma yaptırmıyorlar, avukatlarımıza dava açıyorlar. Sahte belgelerden sorular soruyorlar. Artık bunlar tahammül sınırlarını aştı'' dedi.
Gruptakiler daha sonra, ''Yakınlarımızın da tıpkı bu balonlar gibi özgür kalmasını istiyoruz'' diyerek, yanlarında getirdikleri beyaz ve sarı renkli balonları uçurdu. Platform üyeleri, eylemlerinin ardından duruşmayı izlemek üzere mahkeme salonuna girdiler.
'Eğer darbe planı olsaydı neden kaydedilsin'
Duruşmada savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Nejat Bek'e üye hakim Ali Efendi Peksak, ''iddianamede yer alan plan seminerinde imzanız var. Katılmadığınız plana imza atmak doğru mu?'' diye sordu. Bek de, bu plan seminerinin bir süreç olduğunu, hazırlık ve sonuç aşaması bulunduğunu belirterek, kendisinin parafının bulunmasının kurmay başkanlığında görevli olmasından kaynaklandığını kaydetti. Karargahta emir verme yetkisinin olmadığını dile getiren Bek, plan seminerlerinde görevi gereği koordinasyonu sağladığını anlattı. Bek, seminerdeki ses kaydının ordu komutanının emriyle alındığını ifade ederek, bunun arşivde bulunması konusunun da komutanın emrine bağlı olduğunu söyledi.
Bunun üzerine söz alan emekli Orgeneral Çetin Doğan, ''Ben bunun kaydını aldım. Eğer bir darbe planı olsaydı neden kaydedilsin. Ben 'kayıt altına alınsın' dedim'' şeklinde konuştu. Söz konusu harp planının provasız olduğunu anlatan Doğan, ''Burada maksadını aşan ifadeler olmuş olabilir. Ama bu bir eğitim programıdır. Bu emri ben verdim'' dedi. Nejat Bek, Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş'ın, ''Söz konusu seminerin koordinesini siz yaptınız. Daha önce böyle bir şey yapıldı mı?'' sorusuna seminerin sadece bir defa yapıldığı yanıtını verdi.
'Plan seminerinde neden görüntü kaydı yok?'
Savcı Kırbaş'ın, ''Bu seminer provasız yapıldı. Başka provasız yapılan seminer oldu mu?'' sorusuna Bek, ''Hayır. Provasız yapılan da var yapılmayan da. Bu komutana bağlı'' cevabını verdi. Savcının, ''seminerde ses kaydı alınıyor da neden görüntü kaydı alınmadı?'' sorusuna, araya giren Çetin Doğan, ''Ordunun o zaman görüntü almasına imkan da yoktu, lüzum da yoktu. Ses almak için bir görevli, bir subay var. Hiçbir plan seminerinde görüntü kaydı alınmadı. Ses kaydı yapılması emrini de ben verdim'' diye yanıt verdi.
Doğan, Savcı Kırbaş'ın ses kaydının alınmasına neden gerek duyulduğu şeklindeki sorusuna da, ''Bu seminerdeki çok ciddi konular için...'' diye cevap verdi. Savcı Kırbaş'ın ''Bu seminer ciddi, diğerleri ciddi değil miydi?'' sorusu üzerine Doğan, şunları kaydetti: ''Bunun iftira olduğunu bile bile bunun içinde olanları lanetliyorum. Allah belalarını versin. Benim 1997 yılında Korgeneral iken hakkımdaki imzasız bir mektubun 'Ergenekon' davasında bulunduğunu biliyor musunuz? Benim hakkımda bazı çevreler Atlantik ötesinden kumpaslar kurmuşlar. Ama bunu başaramayacaklar. İyi ki ses kaydını almıştım yoksa bugün ses kaydı olmasaydı bu iftira çok daha ileri gidebilirdi.'' Duruşma, diğer sanıkların savunmasıyla devam ediyor.
'Müvekkilim sorulara yanıt vermeyecek'
Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Mustafa Korkut Özarslan, dava konusu seminerin hiçbir konu gizlenmeden yapıldığını belirterek, hiçbir delile dayanmayan, kanaatlere dayalı tüm suçlamaları reddettiğini söyledi.
Özarslan'ın avukatı Tolga Akalın ise Gölcük'ten sonra Eskişehir'den de dosyaya yeni deliller gönderildiğine dikkati çekti. Bir taraftan kovuşturmanın, diğer taraftan da soruşturmanın yapılmasının ceza yargılamasının mantığına ters olduğunu ifade eden Akalın, ''Yeni sahte deliller üretilmeye başlandı. Burada bir yargılamadan bahsetmek mümkün değil. Bu yargılama değil, tiyatro faaliyetidir. Biz tiyatronun ilk perdesinde sahne almayacağız. Defalarca sahteliği ispatlanan bu iddialar karşısında susma hakkını değil, 'gülme hakkını' kullanıyoruz. Müvekkilim sorulara yanıt vermeyecek'' dedi.
Başkan Ali Alçık, avukat Akalın'ın mahkemeyi tiyatroya benzetmesinin savunma kapsamını zorladığını belirterek uyardı. Özarslan'ın yanıtlamayacağını söylemesi üzerine soru sorulmadı. Tutuklu sanıklardan emekli korgeneral ve MHP İstanbul 1. Bölge milletvekili adayı Engin Alan da ''Biz bu ömrü onurumuz, şerefimiz itibarımız için yaşadık. Bu değerlerimizi hedef alan, fırsat bilen alçaklarca hayasızca saldırmasına zemin yaratarak, tek bir satırı bile doğru olmayan düzmecelerle dolu bu rezil iddianameyi baştan sona şiddetle reddediyorum. Olmayan şeyin ispatı olur mu?'' diye konuştu.
İmzasız dijital belgelerin delil kabul edilemeyeceğini, iddia sahiplerinin iddialarını ispatla mükellef olduklarını ifade eden Alan, ''Bu ülke, bu devlet, bu memleket bölünmesin diye hayatlarını hiçe sayan yiğitlere, kahramanlara 'cuntacı, darbeci' diyen, haddini bilmeyen densizler zamanı gelince yaptıklarının hesabını, hukuki bedelini mutlaka ödeyecektir. Bundan kaçış yoktur. Adaletten kaçsalar da tarihten kaçamayacaklardır'' şeklinde konuştu.
Özkök ve Yalman'ın yanıtlaması istenilen sorular
Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman'ın ''Ben bilmem o bilir, zamanı gelince konuşurum'' gibi sözler söylediklerini belirten Alan, bu sözlerin davaya hiçbir katkısı olmadığını söyledi. ''Zaman bu zaman. Bu iki general bu mahkemeye gelip bize açık ve net bir şey söylemelidirler. Balyoz diye bir şey var mı yok mu? Balyoz yoksa mesele de yok'' diyen Alan, Özkök ve Yalman'ın ''Balyoz Planı var'' diyorlarsa yanıtlamalarını istediği soruları şöyle sıraladı: ''Balyoz varsa neden bu konuda komutan olarak yetkilerini kullanmadılar, gereğini yapmadılar. Neden seminerden 5 ay sonra 2003 Ağustos'taki şurada Fırtına generali ve Örnek amirali çok yetkili kuvvet komutanlıklarına getirdiniz? Neden seminerden 5 ay sonra Şükrü Sarıışık Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğine getirildi. Metin Yavuz Yalçın neden Harekat Başkanlığına getirildi? Beni tankı, topu, tüfeği olmayan pasif bir göreve atamak yerine Türkiye'nin Yunanistan bölgesinden sorumlu olan 2. Kolorduya komuta görevine neden devam ettirdiniz? Bu iki emekli komutan bu soruların yanıtını vermedikçe sağlıklı yargılama yapılamaz. Biz de burada suçsuzuz diye debelenir dururuz. Bir yandan da Eskişehir'de olduğu gibi tezgahlar sürer gider.''
Alan, mahkemeden semineri gözlemci olarak izleyen 15 subayın da tanık olarak çağrılmasını isteyerek, gözlemci raporunun açıklanmasını istedi. Yeni belge sırasının İstanbul ve Bursa Jandarma Komutanlıklarına geldiğini belirten Alan, ''Hayırlı haberlerinizi, ihbar mektubu gibi düzmece belgelerinizi bekliyoruz'' dedi. Engin Alan savcılık ifadesine ilişkin düzeltme yapmak istediğini belirterek, ''Bana Atatürk'ün Büyük Nutku'nda Anadolu isyanları sırasında iç tehditler konusundaki sözlerini söyleyip söylemediğim sorulmuştu. O zaman hatırlamamıştım. Evet söyledim'' diye konuştu. Alan'ın avukatı Ayhan Nacak da tahliye kararı veren hakimlerin çocuk mahkemelerine gönderildiğini belirterek, oluşan korku ve endişe nedeniyle hakimlerin yarım saat içinde tutuklama kararı vermek zorunda kaldıklarını ileri sürdü.
Nacak, ''23 yıl dağlarda yaşamış, terörle mücadele etmiş, 5 kere 1 saniye farkla ölümden dönmüş kişiyi terörist ilan ettiniz'' diyerek, mahkemenin dava konusu belgelerin ordudan nasıl çalınıp çalınmadığına ilişkin araştırma yapması gerektiğini söyledi. ''Burada olanların suçsuz olduğuna Allah'a inandığım kadar inanıyorum'' diyen Nacak, darbe çalışmalarının gizli olduğunu, 3 kişiden fazla olunca buna darbe denilemeyeceğini savunarak, ''Burada bir tek Hasan Mutlucan kalmış. O da olsa tam olurdu'' dedi.
Tutuklu sanıklardan eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık ise suçlamalarla ilgili dolaylı ya da dolaysız bir alakasının olmadığını, atılı suçu işlemediğini belirterek, ''Kendimizden bir korkumuz olsa, bir sıkıntımız olsa tedbirleri önceden alırız'' dedi. Sarıışık, ''Suçlamalar tamamen subjektif değerlendirmeler, yorum ve kanaatlerden oluşup, hukuki dayanaktan yoksun, tamamen asılsız iddialardır. 44 yılımı, TSK'nın kutsal çatısı altında geçirdim. 66 yıllık yaşamım boyunca yasalara ve hukuka aykırı hiçbir oluşum ve faaliyetin içinde bulunmadım'' diye konuştu. Duruşma, Sarıışık'ın savunmasıyla sürüyor.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke