Başbakan: Seçilme yaşı düşsün

Başbakan Erdoğan, "18 yaşına seçme yaşını veren, bu yetkiyi veren anlayışa diyorum ki, Madem 18'e sen bu yetkiyi verdin, gelin 18'e seçilme imkanını da verelim" dedi.

Yayınlanma: 05.10.2012 - 09:00
Abone Ol google-news

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Davutpaşa Kampüsü'nde, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) 2012-2013 eğitim ve öğretim yılı açılışında konuştu.

Üniversite için en büyük tehlikenin, dogmatizm, tek tipleşme, değişime ve gelişime kapalı olmak olduğunu söyleyen Erdoğan, ''Üniversiteyi bir ideolojik aygıt olarak gören ve kullanan anlayış, uzun süre, farklılıkları zenginlik olarak kabul eden, hür düşünceyi esas alan gerçek üniversite ortamının oluşmasına mani olmuştur. Oysa üniversite, fikirlerin etiketlendiği, zararlı-yararlı diye ayrıma tabi tutulduğu bir yer olmamalıdır. Gençlerimize ideolojinin deli gömleği giydirilmemelidir'' dedi.

Erdoğan, Davutpaşa Kampüsü'nde, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) 2012-2013 eğitim ve öğretim yılı açılışı, fahri doktora ve 11 tesisin toplu açılış törenine katıldı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerin, evrensel bilginin peşinde olan, insanlığın ortak değerlerini, ortak kazanımlarını geliştiren kurumlar olduğunu ve böyle olması gerektiğini ifade etti.

Bunun için bilimsel özgürlük kadar özgünlüğe de ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Kendi içinde çoğulculuğu sağlayamamış, özgür düşünceyi hazmedememiş bir üniversite yapısının özgün üretimde bulunabilmesi mümkün değildir. Bu sebeple üniversitenin kendi içine kapanmaması, dış dünyaya açık olması, toplumla irtibatını sıkı tutması gerekiyor. Az önce değerli rektörümüzden şunu öğrendim. Burada ülkede hiç bir üniveersitenin sahip olmadığı dev bir konferans salonu, adeta bir kongre merkezi mevcut. Buradan sadece üniversite değil, farklı sosyal birimler de istifade edebilecek. Bu çok çok anamlı, bu üniversite ile halkın kaynaşması anlamına gelecektir. Dışarıdan gelenin bir üniversite, bir bilim yuvasının kokusunu alması bile ona farklı bir hava verecektir. Bu atmosfer çok önemli.

Üniversite için en büyük tehlike, dogmatizmdir, tek tipleşmedir, değişime ve gelişime kapalı olmaktır. Nitekim Türkiye'de bazı dönemlerde üniversiteler, tasfiye ile tek tipleştirmeyle anılmıştır. Üniversiteyi bir ideolojik aygıt olarak gören ve kullanan anlayış, uzun süre, farklılıkları zenginlik olarak kabul eden, hür düşünceyi esas alan gerçek üniversite ortamının oluşmasına mani olmuştur. Oysa üniversite, fikirlerin etiketlendiği, zararlı-yararlı diye ayrıma tabi tutulduğu bir yer olmamalıdır. Gençlerimize ideolojinin deli gömleği giydirilmemelidir. Bunu başarmak saygıdeğer hocalarımın herhalde en önemli görevidir. Üniversitede fikirlerin çarpışmasından, yarışmasından hakikat ortaya çıkmalı. Müsademe-i efkardan barika-i hakikat doğar. Bunu yakalamak durumundayız. Bunların bir bölümü kütüphane arşivlerinde kalır. Ama bir bölümü de toplumun önünde yepyeni ufuklar açar, insanlığın ortak değerlerine katkıda bulunur. İşte o düşünceleri, o teknikleri, o yenilikleri bulmak için, üniversitelerin olabildiği kadar geniş bir fikir yelpazesine zemin oluşturması şarttır.''

 

"Helga'dan Hans'tan geri kalır ne yanımız var"

Bizim Hans’tan Helga’dan geri kalır ne yanımız var? Biz onları aşabilecek zekaya sahibiz. Hocalarımız da var, öğrencilerimiz de var.

Biz istiyoruz ki Türkiye örnek gösterilen ülke olsun. Türkiye’ye bakan artık hayranlıkla baksın. Bize bakan heyecan bulsun, aşk bulsun, başarmak için her şeye sahibiz. Yeter ki inanalım.

Üniversiteler evrensel bilginin peşinde olan insanlığın ortak değerlerini geliştiren kurumlardır. Bunun için bilimsel özgürlük kadar özgünlüğe de ihtiyaç var. Kendi içinde çoğulculuğu sağlayamamış üniversitenin özgün üretimde bulunması mümkün değildir. bu sebeple üniversitenin kendi içine kapanmaması, toplumla irtibatını sıkı tutması gerekiyor. Az önce rektörümüzden şunu öğrendim. Burada, dev bir konferans salonu, adeta bir kongre merkezi mevcut.

Üniversitelerde en büyük tehlike dogmatizmdir, değişime kapalı olmalıdır. Nitekim Türkiye’de bazı dönemlerde üniversiteler tek tipleştirmekle tanımlanmıştır. Üniversiteyi ideolojik aygıt olarak kullanan anlayış, uzun süre hür düşünceyi esas alan gerçek üniversite ortamının oluşmasına mani olmuştur. Oysa üniversite fikirlerin etiketlendiği, zararlı-yararlı denildiği bir yer olmamalıdır. Gençlerimize ideolojilerin deli gömleğini giydirmemelidir. Üniversitede fikirlerin yarışmasından hakikat ortaya çıkmalı. 

 

''Hükümet olarak eksiğimizin olduğunu söylüyorum''

Başbakan Erdoğan, üniversitelerin öğretim yanında, öğrenci yetiştirme yanında, araştırma-geliştirme faaliyetlerine de yoğunlaşmalarını istediklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Yani bu kurumlarımızı öğretim kurumları olarak tanımlarsak eksik kalır, eğitim ve öğretim bunu birlikte anlamak ve anlatmak durumundayız. Eğitimi olmayan öğretim, yani teori pratik olmadan bir anlam ifade etimyor. Bu işi iç içe birlikte yürütmemiz lazım. Hükümet olarak, bu alana, her yıl artan şekilde destek veriyor, kaynak ayırıyoruz. Ama burada hükümet olarak eksiğimizin olduğunu söylüyorum. Çünkü şu anda bizim milli bütçeden yüzde 2'yi yakalamamız gerekiyordu, henüz bunu yakalayamadık. Maalesef yüzde birin biraz altında kaldık. Bunu yakalayacağız, 2023'te de milli bütçeden yüzde 3'e ulaştıracağız. Geçtiğimiz 10 yılda araştırma geliştirme harcamalarında 3 kat artış var ama yeterli değil. Çünkü gelişmiş ülkelerin, gelişmikte olan ülkelerin yakaladığı o oranı bizim de tutturmamız lazım. Şu anda araştırma geliştirme harcamalarına ayrılan kaynağı gayrı safi milli hasılamızın yüzde 1'ine yaklaştırdık; hedefimiz 2023 yılında bu oranı yüzde 3'ü yakalamak. Bu yolda çok çalışacağız, çok emek harcayacağız. Son 150 yıllık tarihimizde hep birilerini örnek aldık. Hep başkalarının modellerini getirip ülkemizde uygulamaya uğraştık. Başkalarına hayranlığımız tarihimize, köklerimize ve değerlerimize yabancılaşmamıza yol açtı. Artık bu dönem geride kaldı. Biz istiyoruz ki, Türkiye örnek gösterilen bir ülke olsun. Türkiye cazibe merkezi olsun. Türkiye'ye bakan artık hayranlıkla baksın. Bize bakan ümit bulsun, heyecan bulsun, aşk bulsun. Başarmak için her şeye sahibiz; yeter ki buna inanalım. Biz inanıyoruz. Sizlerin de, bilhassa gençlerimizin de inandığını biliyoruz, görüyoruz.''
 

18 yaş açıklaması

Biz 30 yaşından 25 yaşına seçim yaşını indirmede bize ne hendekler attırdılar. Bu biz size güvenmiyoruz demektir.

İlk defa buradan seslendiriyorum. 18 yaşına seçme yaşını veren, bu yetkiyi veren anlayışa diyorum ki “Madem 18’e sen bu yetkiyi verdin, gelin 18’e seçilme imkanını da verelim"

 

Üniversitede olağanüstü tedbir

Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın katılması, Davutpaşa yerleşkesinde olağanüstü tedbirlerin alınmasına sebep oldu.

Yerleşke girişinde öğrenciler tek tek arandı. Fakültelerine minibüslerle taşınan öğrencilerin yürümesine izin verilmedi. Çeşitli birimlerden sivil polisler topluca üniversiteye girdi. Kısa aralıklarla yerleşke içine dağıtılan sivil polisler kimseye göz açtırmadı. Başbakan Erdoğan 'ın konvoyu saat 10.15'te yerleşkeye bu olağanüstü önlemler eşliğinde girdi. Erdoğan'ın makam aracının girdiği güzergâha hiçbir araç alınmadı.

Erdoğan’ın Çarşamba günü katıldığı Ankara Üniversitesi akademik yıl açılış töreninde öğrencilerin protestoları olmuş, 19 öğrenci gözaltına alınmıştı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler