Başbakan'dan Kılıçdaroğlu'na ağır sözler
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuşuyor. Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Erdoğan "kongreden çıkmakla lider olunmuyor" dedi.
Partisinin grup toplantısının açık bölümünde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilk olarak hafta içinde geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayatını yitiren AKP Ordu Milletvekili Harun Çakır ve Teyfik İleri'nin eşi için ayırdı. Erdoğan, "Hakka yürüyen ordu Milletvekilimiz Harun Çakır'a Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesinin yakınlarının arkadaşlarının başta Ordulu vatandaşlarımız olmak üzere tüm milletimizin başı sağolsun. Harun kardeşimizin mekanı cennet olsun. Allah ondan razı olsun diyorum. Adnan Menderes'in bakanlarından İmam Hatip okullarının kurulmasına emeği geçmiş Tevfik İleri'nin muhterem eşleri Vasfiye Anamızı da Hakka uğurladık. Rahmet ve minnetle yad ediyor, İleri ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.
Salı günü grup toplantısını, İzmir'deki açılış ve temel atma sebebiyle gerçekleştiremediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Socar ve Turcas grubunun İzmir Aliağa'da inşa edeceği rafinerinin temelini Aliyev ile birlikte attık" dedi. Erdoğan daha sonra Van depremine değindi. Başbakan Erdoğan şöyle devam etti: "Van depremini üzerinden 9. günü tamamladık. Arama kurtarma hasar tespit çalışmalarında artık son safhaya ulaştık. Van merkezde arama çalışmaları sona erdi. Erciş'te de tamamlanmak üzere. Bin 792 artçı sarsıntı meydana geldi. Yaptığımız uyarılar ve aldığımız tedbirlerle artçıların kayba neden olması önlendi. Yaraların sarılması yardımların dağıtılması depremzedelerin geçici barınaklara yerleştirilmesi büyük ölçüde tamamlandı. Kaybettiğimiz vatandaş sayısı 601. 4 binin üzerinde vatandaşımız yaralandı. 188 vatandaşımızın enkaz altından canlı olarak kurtarılması bu süreç içerisinde ayrı bir başarı örneğidir, diye düşünüyorum. 3 bin 686 kamu personeli 762 STK mensubu çalışmalarını sürdürüyor. 7'si hava ambulansı olmak üzere 177 ambulans halen görev yapıyor. Çadır sayısı 44 bin 164'e ulaştı. 2 bin 310 Mevlana Evi kuruldu. Başbakanlık kaynaklarından depremzedeler için gönderilen para 13 milyon TL. Bu, bir yardım ödeneğidir. Başbakanlık yardım hesaplarında da 10 günde Suudi Arabistan'dan gönderilen 50 milyon dolarla 118 milyon TL toplandı."
'Çok daha sağlıklı, sağlam şekilde'
Van ve Erciş'in "Çok daha sağlıklı, sağlam şekilde" yeniden inşa edileceğini ifade eden Erdoğan, "Bu tip afetlere karşı dayanıklı hale getireceğiz. Başta komşularımız olmak üzere depremzedelere yardım gönderen yardım talebinde bulunan taziye mesajı gönderen tüm ülke halklarına teşekkür ediyorum" diyerek şöyle devam etti: "Türkiye 74 milyonla dünyaya örnek teşkil edecek bir dayanışma örneği sergiledi. Desteklerini hissettiği siyasi partilere sanatçılara sivil toplum örgütlerine, spor kulüpleri ve sporcularımıza belediyelere işverenlere yardım ve katkıları için teşekküre diyorum. Devletimizin tüm kurumlarına buradan AFAD, TSK, emniyet teşkilatı gibi tüm kurumlarına, AKUT gibi STK kuruluşlarına çok çok teşekkür ediyorum. Verdikleri mücadele her türlü takdirin üzerindedir. Edirne'den Kars'a Sinop'tan Hatay'a herkes Van'daki vatandaşlarımıza, yurtdışından seferber olanlara ülkem milletim adına sonsuz teşekkür ediyorum.Yayın kuruluşlarının ve STÖ'nin kampanyalarına katılan vatandaşlarıma teşekkür ediyorum."
Van için tek tek teşekkür etti
Van'a yardım için örnek teşkil edecek isimleri tek tek okuyan Erdoğan, "gönlü zengin" bu isimlere konuşmasında da tek tek teşekkür etti. Erdoğan şunları söyledi: "İstanbul sokaklarında kağıt toplayarak geçimlerini sağlamaya çalışan, ama kazandıklarını Van'a gönderecek kadar da gönlü zengin olan kardeşlerime teşekkür ediyorum. Sakarya'nın Hendek ilçesinde tekerlekli sandalyesinden balon satarak bir günlük kazancıyla iki battaniye alan Murat Çetin kardeşime milletim adına teşekkür ediyorum. Harçlıklarını biriktirdikleri küçük tasarruflarını Van'da ki kardeşlerine gönderen tüm yavrularımıza şükranlarımı sunuyor, gözlerinden öpüyorum. Silivri'de Van için gönderdiği battaniye arasında 5 bin lirasını unutan kardeşime de bunu bulup sahibine iade eden depremzede kardeşime de teşekkür ediyorum. Trabzon'da yetiştirme yurdunda bisiklet almak için biriktirdiği 61 lirayı gönderen Muhammed Demirci'ye Muhammed'e bisiklet alarak ödüllendiren işadamına da teşekkür ediyorum."
'Nifak girişimleri, enkaz altında kaldı'
Türk Milletinin aziz bir millet olduğunu "Mağduriyetin rengine ırkına coğrafyasına aldırış etmediğini" hatırlatan Başbakan Erdoğan, "On yıllardır bu milleti birbirinden ayırmak soğutmak için her türlü nifak girişimi Allah'a şükür Van'da enkazın altında kalmıştır" dedi. Türk Milletinin hamurunun "Sevgi, hürmet ve aşkla" yoğrulduğunun altını çizen Erdoğan şöyle devam etti: "Bu millet kardeşlikle, dostlukla birbirine kenetlenmiş yekvücut olmuştur. Milletimizin birliği bütünlüğü kardeşliği bir günde değil bin günde değil binlerce yılda oluşmuştur. Yüzlerce olayda bunlar test edilmiştir. Senlik benlik ayrılık gayrılık, bizim aramıza sızamaz. Kimse bu milletin içinden ötekiler çıkararak düşmanlar üretemez. Van depreminden sonra yaşananlar bin yıllık kardeşlik hukukumuzun ne kadar sağlam olduğu bir kez daha ortaya koşmuştur. Herkesin yardım elini uzattığı böyle bir günde tahrikten fitne fesattan medet umanların çıkması deprem kadar yüreklerimizi dağlamıştır. Kimlerin istismarcı olduğu kan ve gözyaşından beslendiği kimlerin de bu ülkede birlik ve beraberlik için mücadele ettiği Van depreminde açık net ortaya çıkmıştır. Türkiye Van'da Erciş'te enkaz altında kalanların acısıyla kıvranırken örgüt uzantıları Van Belediyesine ait garajda 3 günlük yas ilan ediyorlar. Deprem için yas ilan etmiyorlar, öldürülen teröristler için yas ilan ediyorlar. Bunların sahte Cuma namazı kıldıran sahte imamları da İstanbul'da sahte para operasyonunda tutuklanıyor. Bunlar depremden ne kaldırırız ne götürürüz bunun derdindeler. Deprem acısını nasıl istismar ederiz onun peşindeler. Bütün Türkiye yaraları sarmak için seferber olurken Azra bebeğin kurtulması ile sevinirken bunlar Van kırsalında güvenlik güçlerine karşı tuzak kuruyor."
'Küçük bebekleri hedef almak ne demektir?'
Bingöl'de canlı bomba saldırısıyla hayatını kaybeden kadının çocuklarını kurtarmak için teröristin üzerine kapaklandığını söyleyen Başbakan Erdoğan, "Bir annenin üç çocuğu önünde havaya uçması ne demektir? Küçük bebekleri hedef almak ne demektir? Herkesin can kurtarma derdinde olduğu saatlerde insanların canına kastetmek nasıl bir canavarlıktır" diyerek şöyle konuştu: "Acaba terörist taziyesinde boş gösterenler, Mehmet Çelik'i katleden Hatice kardeşimizin 16 yaşındaki Veyselini ağır yaralan teröristin ailesine de taziyeye gidecekler mi? Kınama cümlesi kurabilecekler mi? Terör örgütü sadece insanımızın yaşamına kastetmiyor insanı değerlere demokrasiye barış ve istikrara, kardeşliğimize kastediyor. Bu değerleri ağzından düşürmeyenlerin terör örgütünün bu cinayetlerine ses çıkarması gerekmez mi? Herkes gösterdiği tepkiyle takındığı tavırla asaletini karakterini ortaya koyar. Ama bunlar bunu yapamazlar neden çünkü bunlar sipariş üzere geldiler. Emir komutayla geldiler. O şekilde gelenler kalkıp da bu ifadeleri kullanma asaletini ortaya koyamazlar. Kim nasıl davranırsa davransın, burası çok önemli Selahaddin-i Eyübi'nin torunları artık cinayetlere haksızlıkları hukuksuzluklara artık kahramanca tavır alıyorlar. Benim Kürt kökenli vatandaşım artık korkmadan bu canilere (yeter artık, benim adıma öldürme, elinin kanını bana bulaştırma) diyor. Allahın izniyle milletimiz sabır ve dirayetiyle bu kanlı örgütün maskeleri de tek tek düşüyor. Şurası son derece önemli, teröre karşı çok yoğun bir mücadele veriyoruz. Çok kararlı şekilde terörün üzerine gidiyoruz.Yapılacak ne varsa onu yapıyor atılabilecek hangi adım varsa onu atıyoruz Ancak bunu yaparken demokrasiden haklardan özgürlüklerden asla ve asla taviz vermiyoruz. Bölge halkının zarar görmemesi için kılı kırk yaran bir hassasiyetle harekete diyoruz. Terör ile bölge halkını birbirinden ayırıyor, kimseye zarar gelmemesi için büyük dikkat gösteriyoruz. Güvenlik güçlerimizin bu hassasiyeti bölgede büyük takdir görüyor."
Terör örgütünün bu hassasiyeti kırmak, "sivillerin zarar görmesi için her türlü tahriki sergiliyor ama güvenlik güçlerimiz sabırla bunların üstesinden geliyor" diyen Erdoğan, "Şundan herkes emin olsun güvenlik özgürlük dengesinden asla taviz vermeyeceğiz. Eskiye dönüş kesinlikle söz konusu olmayacak" dedi. 90'lı yıllara dönme kaygısını yersiz olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "bugün herkes görüyor. Günlük yaşamı etkileyecek hiçbir olumsuzluğa geçit verilmediğini herkes daha iyi anlıyor. Demokrasi ve hukuk zaafa düşürmeden terörle etkin bir mücadele yürütüyoruz. Terör örgütünün tuzaklarına da düşmüyoruz" diye konuştu.
Terör örgütünün Kürt kökenli vatandaşların temsilcisi olmadığının da altını çizen Başbakan Erdoğan, Doğu ve Güneydoğudaki vatandaşların topyekün, sempatizan olarak yaftalanamayacağını da ifade etti. Medya ile yaptığı toplantının eleştirilmesini de değerlendiren Erdoğan, "Ana muhalefet ve muhalefet bunu sansür girişimi olarak gördü. Terör medya ilişkisi üzerine yapılan tartışmalardan bunların haberi yok" diyerek şöyle devam etti: "Propaganda terörün oksijenidir dedik. Medya farkına varmadan terörün sözcülüğünü yapabiliyor dedik. Başka ülkelerde yaşanan tecrübeleri anlattık. Hassasiyetleri anlattık İspanya, İngiltere'yi anlattık. Ekranlardaki görüntülerin haber vermenin ötesine geçip, ülkenin doğusuyla batısını kuzeyiyle güneyini karşı karşıya getirebileceğini söyledik. Deprem sonrasında kimi mecralarda orta konan ırkçı ve ayrımcı görüş ve imaları şiddetle redediyor ve kınıyoruz. Diyorum ki bugün, gelin Azra bebeği görelim, gelin Trabzon'dan bisiklet için biriktirdiği parayı Van'a gönderen Muhammed'i görelim. Ne kendilerine ne bu ülkeye millete hayırlı bir iş yaparlar. Terör olaylarını hükümet yıpratma vesilesi görenler terör örgütünün ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey yapmazlar, Bunu 12 Haziran seçimleri öncesinde de yaşadık. Her türlü başlıklar atıldı, köşe yazıları yazıldı Ne oldu? Benim milletim ne dedi Yüzde 50 dedi. Yüzde 50 ile AK Parti dedi. Demek ki milletin bu işi çok yakından takip ediyor Kendisini kucaklayanları görüyor. Atılan adımları verilen mücadeleyi veriyor. Yeri gelince de bunu gayet güzel takdir ediyor. AK Parti grubundan sağduyulu ve sorumlu açıklamalar yapan tüm siyasi partilere de teşekkür ediyorum. Toplumu 74 milyonuyla dayanışma ve kucaklaşmaya çağıran tüm genel başkanlarına siyasilere sivil toplum örgütlerine teşekkür ediyorum."
29 Ekim kutlamaları
Grup toplantısında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına da değinen Erdoğan, "Kurtuluş ve kuruluşta emeği geçen tüm şehitler başta Gazi Atatürk olmak üzere gazilerimizi şehitlerimizi bir kez daha minnetle yad ediyorum. Gerek Van depremi gerek Çukurca'daki saldırı nedeniyle kutlamaların abartılı yapılmaması için başbakanlık olarak bir genelge yayınladık" diyerek, "Bu anlamda ne ilktir ne de tektir. Geçmişte de çeşitli afet dönemlerinde vakar ve ağırbaşlılık içinde yapılması şenlik havasında yapılmaması için kararlar alınmıştır" dedi.
Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Örneğin 99'de Sakarya depreminin ardından DSP-MHP-ANAP hükümeti genelgeyle iptal etmişti. Milletin anlayışla karşıladığı bu kararı. CHP'nin geleneksek istismarcı reaksiyonunu bir kez daha hayata geçirdi. Çünkü bunların bu ülkenin geçmişiyle de alakaları yok Huylu huyundan vazgeçmez Can çıkar huy çıkmak. CHP 29 Ekim törenleriyle ilgili bildik refleksini gösterdi. Cumhuriyetin sahibi şu ya da bu değil cumhuriyet cumhurundur. Yani 74 milyonundur. 88 yıl boyunca nasıl ki sevinçleri hep birlikte yaşadıysak hüzünleri de yaşadık. Sevinci de kederi da paylaşmaya devam edeceğiz. Kimse meseleyi farklı yerlere çekmesin. Kimse AK Partiye hükümete cumhuriyet dersi vermeye de kalkmasın Türkiye Cumhuriyeti elitlerin, seçkinlerin, belli zümre ve grupların değil 74 milyonun topyekun cumhuriyetidir. Bunu böyle bilin. AK Partinin 9 yıl boyunca kaydettiği en önemli başarılarından biri cumhuriyeti cumhurla buluşturmak ve barıştırmak olmuştur. Daha ileri demokrasi kalkınma dayanışma ve kardeşlikle. Bu karalı mücadaleyi sürdürecek ve cumhuriyetimizi dimdik en güçlü şekilde geleceğe taşıyacağız. CHP eğer değişmek gayretindeyse bu paranoyalarından sıyrılmak zorundadır. Millete empoze ettiği korkular gelişmenin önünde engel olmuştur. CHP eğer değişim iddiasında, arzusundaysa en başa genel başkanını üslubunu sorgulamak zorundadır."
'Kayseri meselesinde çok kötü çaktın'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine gönderdiği mektubu da değerlendirerek, "İddialarından dolayı özür dilemesi gereken genel başkan, her sıkıştığı anda Kayseri meselesine sarılıyor. Ama karşılıksız çekle namı maruf olan kişiyi milletvekili yapıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, bak ben buradan söylüyorum, sen bu Kayseri melesinde çok kötü çaktın" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun kendisine bir mektup gönderdiğini, bunu da aynı gün basına dağıttığını söyleyen Başbakan Erdoğan, "Sayın Başbakan diye başlayan saygılarımla diye biten bir mektup. Ancak bu ifadenin arasında mektubun kalan bölümü maalesef bir genel başkana yakışmayacak edep adap sınırlarını zorlayacak bir üslupla kaleme alınmış" dedi. AKP Grubunda, Kılıçdaroğlu'na cevap yazdığını 1-2 güne göndereceğini de kaydeden Erdoğan şöyle devam etti: "Konu Kayseri ile ilgili iddialar. Neymiş, orayla ilgili niye bir müfettiş göndermemişim. İnceleme başlatmamışım. Yine Elazığ'la ilgili iddialara Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış. Malzemesiz kaldıkça Kayseri, Elazığ'a sarılıyor. TBMM Genel Kurulu'nda bu iddiaları dile getirdiği anda belgesiyle deliliyle iddiaların yalan olduğunu ortaya koydum. Bir kez daha yanıltıldığı sınıfta kaldığını yani çaktığını hemen oracıkta ispat ettim. İddialarından dolayı özür dilemesi gereken genel başkan her sıkıştığı anda Kayseri meselesine sarılıyor ama karşılıksız çekle namı maruf olan kişiyi milletvekili yapıyor. Karşılıksız çekleriyle maruf. Böyle bilinir. Güya kendi partisi içindeki yolsuzlukları örtme gayreti içine giriyor Bana gönderdiği bir defter değil bir kağıt parçası. O da zaten yargıya teslim edilmiş durumda. Şüphelinin emniyetteki ifadesi saklandı dediler, yalan çıktı. Avukatın otel parası belediye tarafından ödendi dediler, yalan çıktı. Her iddiaları yalan ve iftira çıktı Sayın Kılıçdaroğlu bak bek buradan söylüyorum. Sen bu Kayseri melesinde çok kötü çaktın. Kayseri'yi artık yargıya bırak da 'yamyamları doyuramıyoruz' diyen kendi belediye başkanının ifadelerine bak."
'Kongreden çıkmakla lider olunmuyor'
Ana muhalefetin, Türkiye'nin çok gerisinde kaldığını söyleyen Erdoğan, "Başkan demekle başkan olunmuyor. Kongreden çıkmakla da lider olunmuyor" dedi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na detaylı bir mektupla cevap verdiğini ifade ederken, "Tabi bununla da kalmayacak. Bunları devam ettirecek çünkü sermaye yok" değerlendirmesinde bulundu.
Filistin'in üyeliği
UNESCO'nun Filistin'i üye olarak kabul ettiğini de hatırlatan Başbakan Erdoğan, "107 ülkenin evet oyuyla 14 ülkenin hayır oyuyla 54 ülkenin çekimser kalmasıyla neticelendi. İnşallah bundan sonraki oylamalarda yine bu hoşgörüyle bu kabulle gerçekleşir ve Filistin'i görmeyi arzu ettiğimiz yerlerde büyük bir güçle görürüz" diyerek ülke dışındaki gelişmelere ilişkin şu bilgileri verdi: "Öneren karar tasarısının ortak sunucuları arasında Türkiye olarak yer aldık. Dün bir hak teslim edildi. Filistin UNESCO'da saygın yerini aldı. BM üyeliğini de destekliyoruz. Bu üyelikle birlikte başlayan yeni sürecin Filistin'i hayırlı olmasını diliyor, kendilerini kutluyorum. TBMM'nin yoğun gündemi var. Ama bunun yanında da çevre ülkelerde de gelişmeler devam ediyor. Malum, Tunus seçimlerini yaptı. Ve Tunus'ta inanıyorum ki yeni bir dönem başarıyı şekilde kurulacak bir koalisyon hükümetiyle devam edecektir. Demokrasi hak ve özgürlüklerin egemen olduğu yeni bir süreç kurulacak olan hükümete Türkiye'den başarılar diliyoruz ve yaptığımız ziyarette Tunus'a da uğramış tüm liderlerle görüşme imkanımız olmuştu. Düşüncelerimizi onların bize sordukları sorulara cevap vermiştik. Uluslararası toplumun da sıkıntı olmadan neticelenen bu seçimle birlikte Tunus'un yeni döneminin inanıyorum ki demokrasi hak ve özgürlükler noktasında sıçramalara vesile olacağını ve Tunus halkı arzuladığı o aydınlık günleri yaseminin güzel kokusuyla buluşarak görecektir. Mısır'da gelişmeler devam ediyor ve yine seçime hazırlanıyor. Ay sonunda seçimler başlayacak farklı bir seçim sistemiyle devam edecek süreç var. Seçimleri de Mısır demokrasine hak ve özgürlükler noktasına yeni bir döneme vesile olmasını diliyoruz."
Suriye konusu
Suriye'deki gelişmeleri, "Hiç mi hiç iyi değil" sözleriyle niteleyen Başbakan Erdoğan, "En üzücüsü Suriye'dir. Gelişmeler hiç mi hiç işi değil Gayet kötü bir süreci zulme dayalı bir süreç yaşıyoruz" diyerek "Bir kişinin öldürülmesi, tüm insanlığın öldürülmesi gibidir. Ama ne yazık ki şu anda yüzlerce insanı katleden öldüren, ben inanıyorum ki onlar şehittirler" dedi. Erdoğan Suriye değerlendirmelerine şöyle devam etti: "Bu iktidar güce dayalı bir iktidardır. Bu iktidar elindeki silah gücüyle halkını susturmanın gayreti içinde olan bir iktidardır. Bizim 9 yıl önce başlayan bir dostluğumuz vardı. Ama ne yazık ki bu dostluğumuzun kıymeti Suriye iktidarı tarafından bilinmedi. Tavsiyelerimiz hiçe sayıldı ve çevrede çıkar ilişkisine dayalı yaklaşımlara sırtını dayamak suretiyle karakteristik babadan devredilen yapıyı halka zulmederek gösteriyor. Bu sürece bizim sessiz kalmamız mümkün değil ve süreçle ilgili olarak biz de gerekli yaklaşımlarımızı ortaya koymak durumundayız ve koyacağız. Ve hala şu reformu yapıyorum. Reformlar bir anda olmaz 40 yıl olağanüstü hal sürdüren bir ülke adama sormazlar mı (ne zaman değişeceksin) diye. Onlarca yıl sürdürülen zulümler sorulmaz mı? Bunları bizzat ben şahsım yaşadı. Kendilerine sorduk bize cevap vermediler, veremediler. Ben inanıyorum Suriye halkı da şu anda o şanlı direnişinin neticesini alacaktır diye düşünüyorum. Demokrasi gerçek manada demokrasi Suriye'de de kendini gösterecek ve hak özgürlükler orada da er ya da geç Suriye halkının hakkı olarak kendisi tarafından elde edilecektir."
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı