Basının usta kalemi Mustafa Ekmekçi anıldı: En çok ezilenlerin gözü, kulağı, diliydi

“Eskimiş yıkık evlerle dolu bir yel, Konya bozkırından basının başkentine yaşar köy adam” mezar taşının başındaki ilk dörtlük onun. Türkçeyi en iyi kullanan kalemiyle, geride bıraktıkları; her yıl olduğu gibi ölümün 24’üncü yılında da Ankara’da Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki kabri başındaydı gazeteci- yazar Mustafa Ekmekçi’nin. Eşi Aldoğan Ekmekçi, çiçeklerle dolu mezarda, mezar taşını okşuyor, eski günleri anıyordu. Aldoğan Ekmekçi’nin gözü doldu ve “24 yıl oldu onu kaybedeli ama hala anılarıyla, fikirleriyle, dostluklarıyla ayakta diye düşünüyorum” dedi. 

Arkadaşları ve meslektaşları da Ekmekçi’nin mezarı başındaydı. Her yazısında okurlarını heyecanlandırdığı Cumhuriyet Gazetesi çalışanları da Ekmekçi’yi unutmadı. Ekmekçi’nin basın özgürlüğü için mücadele verdiği Çağdaş Gazeteciler Derneği üyeleri de oradaydı, mezarının başında onu anılarıyla andılar.

“EKMEKÇİ GİBİ DÜŞÜNMEK ZORUNDAYIZ”

İlk sözü eski CHP milletvekili, gazeteci-yazar Mustafa Balbay aldı. Balbay, Ekmekçi’nin köşe yazılarını en az yabancı sözcükle yazan kişi seçildiğini hatırlattı. Ekmekçi’yi ne zaman ansalar bugüne ilişkin paylaşılacak bir şeyler olduğunu söyleyen Balbay, şunları belirtti:

“Belki Mustafa Kemal’ın Gençliğe Hitabesi'nin medya ayağını yaşıyoruz bugünlerde. Bütün medya kaleleri işgal edilmiş, medyanın yazarları değil, patronları satın alınmış diye başlayıp, bütün kalemler kin ve kan akıyor diye başlayabiliriz. Bugünkü medya için. Ama biz Mustafa Ekmekçi gibi düşünmek zorundayız. Her zaman ne yapmak gerekir diye sormak zorundayız.”

“EN ÇOK EZİLENLERİN GÖZÜ, KULAĞI, DİLİYDİ”

Ekmekçi ile beraber Çağdaş Gazeteciler Derneği’nde aynı dönem yöneticilik yapan gazeteci-yazar Rahmi Yıldırım, Ekmekçi için “Toplumun her kesiminden ama en çok da ezilen insanların gözü, kulağı, diliydi” sözleriyle andı.

Ekmekçi’nin arkadaşı gazeteci - yazar Işık Kansu, ona mezarının başında şöyle seslendi:

“Her türlü arkadan vurmaya, her türlü ihanete rağmen, en büyük baskılara rağmen, her gün tehditlere rağmen, Cumhuriyet gazeten dimdik ayakta. Mücadelesini sürdürüyor. Senin yetiştirdiğin çocuklar, evlatlar devraldı görevi.”

“CUMHURİYET GAZETESİ’NİN ÇINARLARINDANDI”

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sertaç Eş, gazeteciliğe Ekmekçi’nin yanında başladığını anımsatarak, “Cumhuriyet Gazetesi’nin çınarlarından biri. Benim gazetecilik öğretmenlerimden birisi” dedi.

“HER 21 MAYIS ÖVÜNÇ VE HÜZÜN GÜNÜ”

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkan Can Güleryüzlü, Ekmekçi’nin derneklerini kimliklendirdiğini ve onurlandırdığını belirterek, “Her 21 Mayıs bizim için biraz övünç, biraz hüzün günü. Çünkü aramızdan ayrıldığı gün ama aynı zamanda kendisini tanımanın onurunu, açtığı yolun devamında yürümenin birlikteliğini paylaşıyoruz” diye konuştu.

MUSTAFA EKMEKÇİ KİMDİR?

1927'de Hadim’de doğdu. Konya Lisesi’ni bitirdi. Babasının ölümü üzerine İstanbul Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenimini yarım bıraktı. Açılan bir memuriyet sınavını kazanarak kısa bir süre memurluk yaptı. Fakat yazar olarak çalışmak istiyordu. Öğüt, Vatan, Ulus, Milliyet, Öncü, Yeni Ortam, Yankı ve Cumhuriyet gazetelerinde çalıştı.

Milliyet Gazetesi’nden aldığı tazminat ile “Tüm” dergisini yayınladı. Fakat maddi sıkıntı nedeniyle 4 sayıdan sonra yayına son verdi. Daha sonra Türk Haberler Ajansı ve Yankı Dergisi’nde iş yaşamına devam etti. 1975 yılında Cumhuriyet Gazetesi’ne girerek yazmaya devam etti. Bu iş, ölümüne yani 1997 yılına kadar sürdü.

Evlilik yaşamına 1970 yılında Aldoğan Ekmekçi ile giren Ekmekçi’nin Eylem ve Özlem adlarında iki kızı ve Günce ve Çınar adlarında iki torunu var.

Ekmekçi’nin kendine özgü bir yazım tarzı vardır. Tür olarak sohbet-fıkra karışımıdır. Yazılarını “Gün ola Harman ola” “Kılçıklı Balıklar”, “Domuzuna Yazılar”, “Tilkiyle Kuyruğu”, “Çarıklılar”, “Eylül Yazıları”, “Öksüz Yamalığı” isimli kitaplarda toplamıştır.

Ekmekçi, Türk Dil Kurumu 1964 ve 1974 yılları Gazetecilik Ödüllerini aldı.