'Bazı restorasyon çalışmaları yavaş ilerliyor'

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Lokali'nden gazetecilerle birlikte Topkapı Sarayı'na yürüyen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, burada restore edilen Dış Karakol Binası ile çevresinde yapılan düzenlemeler hakkında bilgi verdi. Saraya girmeden önce Ayasofya Müzesi'nin arka girişinde restore edilen Padişah türbelerinde yapılan çalışmaları da anlatan Günay, burada türbe mimarisinin özgün eserlerinin sergilendiğini kaydetti.

Saray içinde Dış Karakol Binası önünde açıklama yapmadan önce gazetecilerin yerlerini almasını bekleyen Günay, ''Oturan ve susan gazetecileri çok seviyorum. Karakola hoş geldiniz. İlk defa bu kadar gazeteciyi topluca karakola sokan bakan olarak tarihe geçeceğimi zannediyorum ama bu güzel bir karakol'' diye espri yaptı. Günay, 1800'lerin sonu ile 1900'lerin başında Nizamiye Karakolu olarak yapılan binayı, 2007 sonunda fark ettiğinde, ilgi çekmeyen, kararmış, son derece kötü durumdaki bir yapı olduğunu ve lojman olarak kullanıldığı bilgisinin kendisine verildiğini anlattı.

Arka bahçesinin ise bitki ve çöp yığınlarıyla dolu olduğunu ve tarihi duvarlara yaslanmış gecekonduların bulunduğunu hatırlatan Günay, Türkiye Seyehat Acenteleri Birliğinin (TÜRSAB) desteğiyle burada oturanların çıkarılarak proje geliştirildiğini ve binayı temizleyip restore ettikten sonra Feriye Lokantaları ile anlaşarak işletilmek üzere 8 yıllık kira sözleşmesi yaptıklarını söyledi. Arka bahçedeki çöp ve bitki artıklarını kaldırdıklarında da arkeoloji çıktığını belirten Günay, ''Burada da Aya İrini ibadethanesinin görevlilerinin oturduğu saray kalıntısı çıktı'' dedi.

Sur-u Sultani içinde tarihi dokuyla bağdaşmayan ne kadar yapı varsa çıkarmaya ve tarihi dokuyla bağdaşan yapıları da Topkapı Sarayı'nın hizmetine sunmaya çalıştıklarını anlatan Günay, bu çerçevede Matbaa Lisesini boşalttıklarını, İç Tedarik Komutanlığı'nın giyecek deposu olarak kullandığı 4 tane tescilli büyük avlulu yapıyı da istediklerini, taleplerine prensip olarak hak verildiğini kaydetti. Günay, ''Silah, kaftanlar, kumaşlar, çini personel depomuzun çok acil, daha ferah depo ve teşhir alanlarına ihtiyacı var. Biz bu tarihi mekanda sıkışmış ürünlerimizi çürüme noktasında bir sıkıntıyla muhafaza etmeye çalışırken, bu tarihi depoların şu anda bir giyecek deposu olarak Milli Savunma tarafından kullanılması haklı değil. Bu sorunun acilen çözülmesine ihtiyacımız var'' diye konuştu.
 

İstanbul Arkeoloji Müzesi

Arkeoloji Müzesi'nde de yenileme çalışması yaptıklarını kaydeden Günay, şöyle konuştu:
''Bu müze, dünyanın en önemli en zengin müzelerinden birisi, ama geçen yılki ziyaretçi sayısı 200 bin civarındaydı. İstanbul'a 7 milyon ziyaretçi geliyor, Arkeoloji Müzesi'ne 700 bin insan gelmiyorsa, bu ciddi bir sorundur. Şimdi Arkeoloji Müzesi'ni ele aldık. Topkapı ile birlikte orada da bütünüyle yenileme çalışması yapıyoruz. Bizim hedefimiz gelecek yıl 1 milyona yakın bir rakamın Arkeoloji Müzesi'ne gelebilmesini ve önümüzdeki yıllarda da milyonlarla ifade ettiğimiz bir rakımın bu müzeyi ve mekanları görmesini sağlamaktır. Arkeoloji Müzesi'ni dünya çapında bilinen bir müze olarak kayıtlara geçirmeyi başarmamız gerekiyor.''

Topkapı ve Ayasofya'yı ziyaret edenlerin sayısının yılda 2 milyonu aştığını, ancak bu rakamların mütevazı olduğunu ifade eden Günay, Luvre Müzesi'ne gelen ziyaretçi sayısının yılda 8 milyona ulaştığını söyledi. Ertuğrul Günay, ''Biz 2-2,5 milyon gibi rakamlara sevinmemeliyiz. Daha İstanbul'a 8-10 milyon getiremedik. İstanbul 10-5-20 milyon rakamlarını görmelidir. Ziyaretçi güzergahlarını, gezi mekanlarını, teşhir mekanlarını güzelleştireceğiz, daha çok mekanları teşhire açarak ziyaretçi trafiğini daha yaygın rahat hale getirmeye çalışacağız'' dedi.
 

Fener - Balat - Zeyrek'teki restorasyon çalışmaları

Bir gazetecinin, Fener, Balat ve Zeyrek'teki rehabilitasyon çalışmalarının yavaş gittiğini hatırlatması üzerine Günay, şunları söyledi: ''Haklısınız, çok yavaş gidiyor. Ben bizim çalışmalarımızı elimizden geldiği kadar yakından takip ediyorum. İlgili öteki kurumların da daha gayretli olması lazım. Zeyrek'te de Tekfur Sarayı'nda da Anemas Zindanları'nda da aynı sıkıntımız var. Elimizden geldiğince bu çalışmaları hızlandırmaya çalışıyoruz. Bütün bu restorasyon çalışmaları bizim tarafımızdan yapılmıyor. İlgili öteki kurumların da İstanbul'un dünyanın özel bir mekanı olduğunu bilerek, hem temizlik konusuna hem de tarihsel mekanları ayağa kaldırmak konusuna daha fazla sahip çıkması gerekiyor.'' Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bilgilendirmenin ardından restoran olarak işletilen Dış Karakol Binası'nın bahçesinde gazetecilerle kahve içti.