Benim bu düzene isyanım bitmez
Mahmut Alınak siyasetçi, yazar ve avukat ama daha ötesinde haksızlığa karşı sesini yükselten bir sivil itaatsiz. Bu yüzden yarın 62 yaşında yine cezaevi yolunu tutacak. Karakolda tanık olduğu bir işkence olayına sessiz kalmadığı için. Alınak, “O gün orada susmuş olsam, hayat boyu kendimden utanacaktım” diyor.
Temel hak ve özgürlükler karnesi her daim kırıklarla dolu olan Türkiye’de kimi isimler var ki kişisel hikâyeleri adeta ülkenin demokrasi mücadelesi tarihinin de bir özeti. 62 yıllık ömrüne mahkemelerde hem sanık hem savunma makamında yer alarak 8 kez mahpusluk, en ağırından işkenceler, 2 dönem milletvekilliği, 7 ayrı kitapla yazarlık sığdıran bir isim olan Mahmut Alınak bu isimlerden biri. 5 çocuk, 4 torun sahibi Alınak, geçen hafta yazdığı bir mektupla, “Diktatörlüğün hüküm sürdüğü Türkiye’de demokrasi ve özgürlükler için nöbet tutulan yerler” diye tarif ettiği cezaevinde 9’uncu nöbetine başlayacağını duyurdu. Bu son hapislik kararının nedeni, Alınak’ın tanık olduğu bir işkence vakası karşısında “Bu canavarlıktır, hayvanca bir uygulamadır” sözleriyle tepkisini dile getirmesiydi. Bir tutanakla hakaret ettiği suçlamasıyla hakkında açılan ve kendisinden şikâyetçi olan polisler dışında bir tanığı olmayan davada Alınak’a, mahkemenin “suç işlemeye eğilimli olduğu” tespiti üzerine üst sınırdan 14 ay 17 gün hapis cezası verildi. Alınak’ın tepki gösterdiği olayın mağduru olan Tahsin Orman’a işkence yapılmasıyla ilgili savcılık herhangi bir soruşturma dahi açmadı. Orman, eşiyle kavga ettiği için gözaltına alınıp birkaç gün de tutuklu kalmasına neden olan davada ise beraat etti. Kısacası, işkencenin mağdurunun da, buna tepki gösterenin de cezaevine girmiş olacağı olayda sadece işkenceciler hakkında dava açılmadı. “Eğer o gün o korkunç tablo karşısında susmuş olsam, hayat boyu hep suçluluk duyacak ve kendimden utanacaktım” diyen ve cezası geçen hafta Yargıtay’da onaylanan Alınak için cezaevinde 9’uncu nöbet yarın başlayacak. Alıncak, cezaevi öncesi değerlendirmelerde bulundu.
‘Canım acıyor’
Alınak, siyasetçi, yazar ve avukat olmasından çok her zaman sivil itaatsiz, haksızlığa karşı sesini yükselten ve aynı zamanda yazılarını topladığı kitabın adına atfen bir “makale teröristi” olarak daha çok tanınıyor. Sivil itaatsiz biri olmasının nedenini de “Düzenin daha çocukken vurduğu darbelerin şiddetini şu yaşımda hala aynı derecede hissediyorum. Canım acıyor” diye açıklıyor. Canını acıtanların ne olduğunu herkesin anlayacağı bir dille sıralıyor sonra: “13 yaşında 31 kurşunla Uğur Kaymaz öldürüldüğünde, Roboskili köylüler bombalanarak katledildiğinde, 9 yaşındaki Ceylan Önkol havan topu mermisiyle parçalandığında hissediyorum. Küçücük Berkin Elvan gaz fişeğiyle, Ethem Sarısülük kurşunlanarak öldürüldüğünde, gencecik Ali İsmail Korkmaz sivil faşistlerce linç edildiğinde de hissediyorum. Devletin kendisi terör örgütüdür ve kurban seçerken diline, dinine, ırkına bakmaz. Hedef seçerken tek kıstası vardı devletin terörist olduğunu ve ona karşı mücadele etmek gerektiğini bilenler. Bu nedenle benim bu düzene isyanım bitmez.” Alınak, “Cesurluk değil ama önemli” dediği sivil itaatsizlik eylemlerinin yaygınlaşmasının Türkiye’nin ihtiyacı olan devrimin yapıtaşlarını döşeyeceğine inanıyor. “Sivil devrimin yolu sivil itaatsizlikten geçer. Bu tür eylemler sistemi kilitler. Kurulu düzen kilitlenirse onu söküp atmak daha kolay olur” derken romantik değil aksine inançlı. “Halkın halkla birlikte iktidarı” için siyaset yapmak istediği yeri, “bu eylemleri ve sivil yapıyı” kuracak gençlerin yanı. Öyle bir siyasal hareket olursa balıklama atlar, kölesi olurum” diye tarif ediyor.
‘Kürt muhalefetini kontrol etmek...’
“Gençlerin bir damla kanını binözgür ülkeye değişmem” diyerek çatışmasızlık sürecini önemli bulduğunu söylese de Alınak, Kürt açılımının bekası için AKP ve Recep Tayyip Erdoğan seviciliği yapmayan bir Kürt siyasetçi olmayı tercih ettiğini, bu yüzden de her zaman gerçekleri dile getirmeye çalıştığını söylüyor. “Roboski katliamından sonra Erdoğan Şırnak’a gidecekti. Şırnak halkına seslendiğim bir yazı yazdım ve başbakanı neden karşılamamaları gerektiğini ‘Botan’da Tayyip Erdoğan’ı karşılamak cinayet ortaklığıdır’ diye anlattım. Yani çatışmasızlık var eyvallah ama çatışmaları yaratan sorunlar ortada duruyor. Bu süreçten çıkacak olanın adı ne özgürlük ne de demokrasi olacak” diyor Alınak. Nedenini şöyle açıklıyor:
“Sürecin direksiyonunda bulunan Recep Tayyip Erdoğan Kürt muhalefetini kontrol altında ve düzen içinde tutmaya çalışıyor o kadar. Niyeti Kürt meselesini çözmek değil kendi siyasal kariyeri doğrultusunda yönetmek.”
Can yakan keşif
Yediği ve tanık olduğu dayaklar sonucu Kürt olduğunu, anadilinin de Kürtçe olduğunu öğrenen Alınak’ın tüm yaşamı da canını yakan bu keşifle şekillendi. Ülkenin en can alıcı meselesinin özetini de “Kürt Devletinde Türk Olmak” başlıklı bir yazısında şöyle anlatıyordu: “Bir Kürt devleti olsaydı ve o devlet başka halkları haklarından mahrum etseydi, ben o devletin Kürt’ü olmayı içime sindiremezdim. Hiç düşünmeden Kürtlükten feragat eder, haklarından yoksun bırakılanlardan biri olurdum.”
Alınak’ın, ilkokuldayken dayak atılarak öğretilen ana dili Kürtçe’nin konuşulmasının yasak olması kendisinin de ağır işkencelerle dolu bir tutuklulukla geçirdiği 12 Eylül darbesinden sonra bir kanunla resmileşmişti. Cuntanın zulmünün de öznesi olan Alınak, 1987 genel seçimlerinde SHP’nin Kars adayı olarak TBMM’ye girme hakkı kazanınca dokunulmazlık zırhı sayesinde cezaevinden uzak kalabildi. Dört yıl sonraki seçimlerde ise HEP-SHP ittifakının Şırnak adayı olarak seçimi kazandı. Gerçi milletvekilliğine atıfla söylememişti ama bir yazısında dile getirdiği gibi, “Bazılarımız özgür olduğumuzu sanabiliriz. Bizim özgürlüğümüzün sınırı devletin kırmızı çizgileridir. Bu çizgilere dokunduğumuzda, kim olduğumuza bakılmadan gönderileceğimiz yer hapishanedir” diyen Alınak’a dokunulmazlığın da bir sınırı olduğunu öğrettiler.
Meclis kürsüsünden yaka paça indirildi
Meclis kürsüsünden yaka paça indirildi İlk tecrübesini yaşatanlar kendisi gibi milletvekilleriydi. Meclis kürsüsünde, aynı köyden biri asker biri
PKK’li iki gencin mezarları başında annelerinin gözyaşı döktüğünü belirterek savaşın son bulması gerektiğini anlatan Alınak, diğer partilere mensup milletvekillerinin saldırısıyla kürsüden yaka paça indirilmişti. Bundan kısa süre sonra da bir grup Kürt milletvekiliyle birlikte dokunulmazlığı kaldırılıp
Meclis’ten alınıp cezaevine konuldular. Alınak, her dönem haksızlıklara karşı çıkmaktan geri durmadığı gibi sivil itaatsizlik eylemleriyle de kurulu düzeni rahatsız ettiği için mahkemelerin müdavimi oldu. O yüzdendir ki internette adı en çok davalar ve tutuklamalarla anılanlardan birisi.
2 yıl önce tahliye edilmişti
9’uncu kez cezaevine girecek olan Mahmut Alınak 2 yıl öncesine kadar KCK davalarının hapislerde tutulan binlerce tutuklusundan biriydi. 2011 Aralık ayında KCK’ye yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Alınak, 7 aylık bir hapislikten sonra Temmuz 2012’de tahliye edilmişti. Tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi’ni, “Gri bir sessizliğin ölüm gibi çöktüğü mezarlıklar” diye tanımlayan Alınak’ın yeni adresi Kars Cezaevi olacak. İnternette yapılacak olan kısacık bir araştırma dahi Alınak’ın “kendinden utanacağı bir suçluluk duygusuna kapılmamak” için ne kadar çaba harcadığının bir özeti gibi. İnternet arama motorunda Mahmut Alınak ismini aramaya kalktığınızda karşınıza çıkan sonuç sayısı 168 bin. Burada anlatılan biyografisinde kendisinden “yazar, avukat ve siyasetçi” diye bahsedildiği için bu kadar sonuç çıkması normal. Hatta az bile. Sırayla yazarsak, avukat diye aradığımızda 19 bin 400, yazar denildiğinde 11 bin 600, milletvekili yazınca 109 bin sonuç çıkıyor. Eğer “dava açıldı” diye belirtirsek Mahmut Alınak tam 60 bin 500 yazının konusu oluyor. “Mahmut Alınak tutuklandı” yazıldığında karşımıza çıkan sonuç sayısı 36 bin 100. Sık tutuklansa da Alınak’ın tek şansı, göreceli olarak ifade etmek gerekirse çok uzun süreler için olmamasıydı. 15 günle 10 ay arasında değişen sürelerle 8 kez hapse giren Alınak toplamda yaklaşık 3 yıl hapislik yaşadı. Alınak, Kars’ın Digor ilçesinde 1952’de doğdu, Ankara Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.
En Çok Okunan Haberler
- Ülkü Ocakları'ndan protesto: MHP'li başkandan tehdit!
- İşte 150 bin liranın aylık getirisi...
- Motorcular şikayetçi oldu!
- İki ünlü markanın balları sahte çıktı!
- Nasuh Mahruki'den ilk açıklama Cumhuriyet'e
- ‘Çalışanı yok, müdürü 90 bin lira maaş alıyor’
- 'Alnı secdeye düşenlerin iktidarında...'
- Atatürk 'sticker'ına basan kişiyi uçarak dövdü
- ‘21 futbol sahası alan işgal edildi’
- Rektör Tunçsiper’e suç duyurusu