Birinci Ergenekon davasının 110. duruşması
Birinci Ergenekon davasının 110. duruşmasına Ergün Poyraz, Ümit Sayın, Hayrettin Ertekin, Kahraman Şahin, Erkut Ersoy ve Alparslan Arslan dışındaki tutuklu 24 sanık katıldı. Duruşmada, tutuksuz sanıklardan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun avukatı Metin Çetinbaş, 923 sayfadan oluşan yazılı savunmasını tamamladı.
Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasının 110. duruşması sona erdi. Sanıklarının tutukluluklarının sürmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 28 Eylül Pazartesi günü saat 09.30'a erteledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya, Ergün Poyraz, Ümit Sayın, Hayrettin Ertekin, Kahraman Şahin, Erkut Ersoy ve Alparslan Arslan dışındaki tutuklu 24 sanık katıldı.
Tutuksuz sanıklar Güler Kömürcü Öztürk ve Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu da duruşmada hazır bulundu. Bugünkü duruşmada Alemdaroğlu'nun avukatı Metin Çetinbaş, 923 sayfadan oluşan yazılı savunmasını tamamladı.
'Kemal Alemdaroğlu'nun Ergenekon ile ilgisi yoktur'
Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun avukatı Metin Çetinbaş, müvekkili Alemdaroğlu'nun eski Genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ile yaptığı telefon görüşmesinin hiçbir suç unsuru teşkil etmediğini, ''herkesi suçlu gibi gören iddianame savcılarının bir siyasi dava yarattıklarını, bu yüzden işledikleri suçlar nedeniyle hesap vereceklerinin unutulmaması gerektiğini'' söyledi.
Alemdaroğlu'nun Kocaeli Üniversitesi eski rektörü ile yaptığı telefon görüşmesinin bir başsağlığı niteliğinde olduğunu, müvekkilinin diğer şahıslarla yaptığı görüşmelerde de örgütsel bir bağ olmadığının görüldüğünü ileri süren Çetinbaş, ''Örgütsel bir bağ olsaydı, bu konuşmalar telefonda yapılmazdı. Gizli kod isimleri kullanılırdı. Bunların olmamasının müvekkilimin suçsuz olduğunu gösterir. Hangi örgüt yöneticisi elemanları yakalandıktan sonra telefonla konuşur?'' dedi.
''Kemal Alemdaroğlu ne örgüt yöneticisidir, ne de Taksim toplantılarının Ergenekon ile ilgisi vardır'' diyen Çetinbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İlhan Selçuk, Doğu Perinçek, Kemal Alemdaroğlu örgütün üst düzey yöneticileri olsalar birbirleriyle böyle mi diyalog kurarlar? Tepeden aşağı talimat verilir. Aynı fotoğraf karesinde birleştirilmeye çalışılan insanlar arasında nazik, sosyal, insani ilişkiler vardır. Suç delili gibi takdim edilen şey, özel hayatın ihlali mahiyetinde bir delildir. Kemal Alemdaroğlu'nun halkı ve orduyu silahlı isyana teşvik eden konuşması yoktur. Alemdaroğlu, silah mı bulmuştur, birilerini mi öldürtmüştür, suikast mi yaptırmıştır? Türk Silahlı Kuvvetlerinin birilerine sorup da darbe yaptığı ne zaman görülmüştür? Geçmişteki darbelerin emir komuta zinciri içinde yapıldığı görülmektedir. Kemal Alemdaroğlu, hayatının her döneminde darbe karşıtı olmuştur.''
Kemal Alemdaroğlu'nun bir sivil toplum önderi ve Türk aydını olduğunu dile getiren Çetinbaş, müvekkilinin hükümete karşı muhalif görüşlerini dile getirdiğini ifade etti.
Çetinbaş, Rauf Denktaş, Mehmet Ağar, Deniz Baykal, Zeki Sezer, birçok bakan ve üst düzey yöneticinin Taksim toplantılarına konuşmacı olarak katıldığını hatırlatarak, ''O zaman bu kişiler de tutuklanmalıdır. Talatpaşa Komitesi'nin toplantılarına katılan başta Denktaş olmak üzere komite üyeleri de tanık olarak dinlenmelidir'' dedi.
Yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması istemi
Müvekkilinin ağzından ''yıkın, öldürün'' gibi talimat veren sözler çıkmadığını ifade eden Çetinbaş, Ankara'daki mitingde ''Ordu göreve'' pankartını taşınması için Alemdaroğlu'dan talimat alındığına dair bir beyanın da bulunmadığını kaydetti.
Çetinbaş, suçlamaların hepsinin asılsız, siyasi, yanlı ve ön yargılı olduğunu öne sürerek, müvekkilinin suçlaması için delil olmadığını savundu. Çetinbaş, şöyle devam etti: ''Alemdaroğlu'nun kendisinin de söylediği gibi Ergenekon denilen soytarılıkla hiçbir zaman alakası olmamış ve olamazda... Bu suçlama gerçekten bir komplodur. Hayali Ergenekon örgütü ve terör örgütüyle ilgili somut deliller olmadan yapılan arama, yakalama ve el koyma kararları hukuka aykırıdır. Yakalama, arama, el koyma şeklinde elde edilen delillerin duruşmada okunmamasını ve hükme esas alınmamasını talep ediyoruz. Müvekkilim Amerika Cerrahi Birliği'nin 2006'dan beri Türkiye temsilcisidir. Geçen yılki toplantıya dava nedeniyle katılamamıştır. Kaçma, delilleri karartma ve etkileme şeklinde hareket edeceğine dair hiçbir bulgu yok. 70 yaşındadır. Yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını ve duruşmalardan vareste tutulmasını istiyoruz.''
Çetinbaş, savunmasının ardından mahkeme heyetine sabırla dinledikleri için teşekkür etti. Tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek, duruşmaya verilen ara sırasında salondan ayrılırken Çetinbaş'a teşekkür ederek, esprili bir şekilde ''Hepimizin vekili oldunuz. Hepimizi savundunuz. Örgütün vekili oldunuz'' dedi.
Perinçek'in ifadesi
Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, ''Benim tutuklu olmamın tek bir gerekçesi var, Türkiye'ye karşı yürütülen bu plan'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde söz alan Perinçek, emniyet ve savcılık sorgusunda kendisine sorulan soruların nasıl berraklaştığının kovuşturma aşamasında ortaya çıktığını, Genelkurmay Başkanlığı, bakanlıklar ve MİT'ten gelen belgelerle bunların doğrulandığını ileri sürdü.
Kemal Alemdaroğlu, İlhan Selçuk, Emin Gürses'i tanıdığını ancak Veli Küçük ile hiçbir görüşmesinin olmadığını söyleyen Perinçek, bunun iddianamenin bir yerinde de belirtildiğine dikkati çekti.
Perinçek, Tuncay Güney ile hiç bir zaman görüşmediğini ve Güney'in Aydınlık dergisinde çalışmadığını ifade ederek, ''İP liderlerini burada tanıdınız. Hiç bunların içinde Tuncay Güney'e biraz benzeyen insan var mı? Koyun sürüsü içinde domuz gibi görünür. Tuncay Güney bunların arasında sırıtmaz mı?'' diye konuştu.
''Lobi belgesini yazan şerefsizdir"
Perinçek, örgüt belgesi olduğu iddia edilen ve davanın en önemli delilleri arasında gösterilen ''lobi belgesi''nin kendisiyle bir alakasının olmadığını savunarak ''Lobi belgesini yazan şerefsizdir. Böyle bir belge, Türkiye düşmanının yazacağı bir belgedir'' dedi.
Genelkurmay Başkanlığı ile iş birliği yaparak Kuzey Irak'a 24 bin adet silah gönderdiği iddialarının yalan olduğunun ortaya çıktığını dile getiren Perinçek, Ulusal Kanal'a 500 bin lira sağladığı iddialarının da doğru olmadığını söyledi.
Kendisi ile ilgili hiçbir şüphenin kalmadığını iddia eden Perinçek, şöyle konuştu:
''Ben burada siyasi sebeplerle bulunuyorum. Onun için aslanlar gibi yatıyorum. İş başka yere gelmiştir. Kürt açılımı, Ermeni açılımı. 15 gün sonra Kıbrıs açılımı. Türkiye bu planı bozacak. Harita çıkmış zaten ortada. Bu haritadan ne çıkar? Amerikalılar'ın bozgunu çıkar. Amerika Türkiye, Suriye, Azerbaycan, Irak ve Afganistan'ı parçalayacak. Sizlerin yurtseverliğine, dürüstlüğüne, hukukçuluğuna sesleniyorum; biz Türkiye'ye lazımız. Türkiye'yi öyle bir hale getirecekler ki en sonunda bizleri çağıracaklar 'kurtarın' diye. Benim tutuklu olmamın tek bir gerekçesi var, Türkiye'ye karşı yürütülen bu plan.'' Perinçek, konuşmasının ardından tahliye talebinde bulundu.
"Beni artık salıverin"
Tutuklu sanık Oktay Yıldırım da 27 aydır tutuklu olduğunu ifade ederek, ''Esaret altında üçüncü Ramazanı geçiriyorum. Çocuklarım büyüdü. Vicdanlarınıza sesleniyorum; beni artık salıverin'' dedi.
Tutuklu sanık Mehmet Demirtaş, tutuklu sanıklardan Ümit Sayın olduğu iddia edilen gizli tanık Anadolu'nun beyanlarını eleştirerek, bu beyanlar nedeniyle tahliye olamayacağını söyledi.
Demirtaş, ''Gizli tanık Anadolu'nun Ümit Sayın olduğunu söylemeyeceğim ama ben gizli tanığa tahliye istiyorum'' diye konuştu.
Tutuklu diğer sanık Kemal Kerinçsiz, mahkemede yaptığı konuşmaların savunma kapsamında değerlendirilmesi gerektiği dile getirerek, mahkemenin yarım saatlik konuşma sınırlamasını kaldırmasını istedi.
Tutuklu sanıklardan Oktay Yıldırım'ın avukatı Yıldırım Çavuşoğlu, Ümraniye'de ele geçirilen bombalara ilişkin emniyet raporunun 18 Haziran tarihli olduğunu, müvekkilinin ise 16 Haziran'da tutuklandığını ifade ederek, emniyetin bu raporu tekrar gönderdiğini ve tarihsiz olan kısmına elle 14 Haziran tarihinin atıldığını öne sürdü.
Çavuşoğlu, 6 Temmuz tarihli cevabi yazıda emniyet raporunda müvekkilinin 3, ekspertiz raporunda ise 1 adet parmak izinin yer aldığını kaydetti.
Parmak izinin yer aldığı şeffaf bandın mahkemeye teslim edilmiş olması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, şeffaf bandın getirilmesini, tüm sanıkların parmak izinin farklı kurumlar tarafından tekrar alınmasını istediklerini ifade etti.
Çavuşoğlu, Osman Yıldırım ile ilgili de ''61 yıl sonra hapisten çıkacak olan bir sanığın kanıtlanamayan beyanlarına nasıl güvenilebilir'' dedi.
''18 aydır altını temizliyorum"
Tutuklu sanıklardan Emin Gürses söz alarak, aynı koğuşta kaldığı davanın tutuklu sanıklarından Ümit Sayın'ın 18 aydır altını temizlediğini söyledi.
Ümit Sayın'ın çok hasta olduğunu, bunu ilgililere bir çok kez ilettiğini belirten Gürses, ''Zekeriya Öz'ün bana düşmanlığı var biliyorum. Ümit Sayın'a diyor ki (Emin hocanın burnunu biraz daha sürtelim)'' dedi.
Gürses, Ümit Sayın'ın bütün ailesinin profesör olduğunu ifade ederek, ''Ama Adli Tıp'taki 'fincancılar' buna rapor vermezler'' diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük, yargılamanın yavaş ilerlediğini ileri sürerek, ''Alparslan Aslan olsun ya da olmasın, Danıştay sorgusunun başlaması için gerekli tedbirleri almanızı talep ediyoruz'' dedi.
''Yazın tahliye edin"
Öte yandan, tutuklu sanıklarından Erol Ölmez mahkemeye gönderdiği dilekçesinde, işlemediği bir suç yüzünden cezaevinde tutuklu bulunduğunu ve daha fazla mağdur edilmek istemediğini bildirdi. Ölmez, dilekçesinde şunları kaydetti: ''Eğer beni bu zamanlarda tahliye yaparsanız hayata atılırım. Yok beni kışın tahliye etmek isterseniz ben bunu kabul etmem. Nedeni ise kışın tahliye olursam benim kalacak bir evim yok ve dışarıda kalırım. Sizden ricam lütfen beni kışın tahliye etmeyiniz. Sizden hürriyetimi geri istiyorum.''
Savcıdan avukat Çetinbaş hakkında suç duyurusu talebi
Taleplerin ardından söz alan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, eski DGM hakimi olan avukat Metin Çetinbaş'ın kaldırılan İstanbul 6 No'lu DGM'de verdiği Susurluk davası kararının bir bölümünü okudu.
Pekgüzel ''Az önce okuduğum bölümler, avukat Çetinbaş'ın imza attığı ve biz savcılara da okumamızı önerdiği mahkeme kararından alıntıdır. Burada verdiği kararla ve kendi görüşleri ile çelişen savunma yapması anlamlıdır'' dedi.
Çetinbaş'ın savunması sırasında, iddianame savcılarına Atatürk'ü hedef aldıkları yönünde ithamlarla, iftirada ve hakarette bulunduğunu söyleyen Pekgüzel, Çetinbaş'ın iddianame savcılarının yakın bir zamanda tutuklanacakları yönündeki beyanlarının da ''görev sırasında tehdit eylemini'' oluşturduğunu kaydetti.
Pekgüzel, Çetinbaş'ın gizli tanık Anadolu hakkındaki açıklamalarıyla, bu kişiyi terör örgütlerine hedef gösterdiğini dile getiren Pekgüzel, Çetinbaş hakkında İstanbul ve Silivri Cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Sanıkların, devam eden soruşturmaya delil toplandığı yönündeki iddialarına da yanıt veren Pekgüzel, soruşturma sırasında bir örgütün ortaya çıkarılamayabileceğini, savcıların delil toplamalarını yasaklayan bir hükmün de olmadığını belirtti.
Danıştay saldırısı zanlısı Alparslan Arslan'ın bürosunda ele geçirilen Ergenekon belgesinin getirilmesini isteyen Pekgüzel, Arslan'ın telefonuna Danıştay saldırısından önce gelen ve yanıtları olmayan şüpheli görülen mesajları okudu.
Pekgüzel, telefonun 17 Mayıs 2006'dan 5 yıl geriye dönük olarak tüm görüşme kayıtlarının getirtilmesini talep etti.
Kerinçsiz'in iddianamenin okunması konusunda usulsüzlük olduğu yönündeki açıklamasıyla ilgili de Pekgüzel, ''Bugüne kadar hiçbir davada iddianamenin baştan sona okunduğunu, birinci sınıf savcı olarak görmedik'' dedi.
Talepler üzerine iddianameyi haftalarca bizzat okuduklarını ifade eden Pekgüzel, yasada iddianamenin savcılar tarafından okunması konusunda bir açıklık olmadığını, iddianame okunduğu dönemde itiraz etmeyen sanığın bugünkü talebini iyi niyetle bağdaştırmadıklarını söyledi.
Danıştay ve Cumhuriyet saldırısı sanıklarına yeni avukat
Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik saldırılarla ilgili yargılanan sanıklara yeni avukat atanması için İstanbul Barosu'na yazı yazılmasını kararlaştıran heyet, avukat Metin Çetinbaş'ın talebi doğrultusunda Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve Güler Kömürcü Öztürk'ün yakalandıktan sonra haklarında yeni bir dinleme işlemi yapılıp yapılmadığının sorulmasını uygun gördü.
Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesine yönelik saldırılarla ilgili yargılanan sanıklar ile ana dosyada yargılanan sanıklar arasında menfaat çatışması bulunduğunu belirten mahkeme heyeti, dosyanın bazı sanıklarına baro tarafından atanan müdafiler dışında başka avukatların Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi saldırılarıyla ilgili yargılanan sanıklara atanması için İstanbul Barosu Başkanlığına yazı yazılmasına hükmetti.
Mahkeme heyeti, yarım saatlik konuşma sınırlandırılmasının kaldırılması yönündeki talebi ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin uygulamalarını da dikkat alarak reddetti.
Heyet, avukat Murat Ergül'ün hakkında soruşturması devam eden şüpheli Tuncay Güney ile ilgili 1 Eylül tarihli oturumdaki sözlü beyanlarında belirttiği ve zapta geçen e-mail adresleri ile ilgili talebi doğrultusunda, gerekli araştırmanın yapılması ve sonucundan bilgi verilmesi hususunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasını da hükme bağladı.
Mahkeme heyeti, Emekli Sandığı'na yazı yazılarak hakkında soruşturması devam eden Tuncay Güney'in sandıktan herhangi bir maaş alıp almadığı, alıyorsa hangi tarihten itibaren aldığı ve dayanağın ne olduğunun sorulmasını kararlaştırdı.
Danıştay saldırısı için mahkemeden araştırma
Mahkeme Heyeti, Ankara Ulus semtinde faaliyet gösteren Selvi Otel yetkilisine müzekere yazılarak, otelin 15, 16 ve 17 Mayıs 2006 tarihlerine ait defter ve bilgisayar kayıtlarının celp edilmesini hükmetti.
Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak Osman Yıldırım, Alparslan Arslan, İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu'nun Selvi Oteli'nde veya Ankara'daki diğer otellerde 15, 16 ve 17 Mayıs 2006 tarihlerinde kalıp kalmadıklarına ilişkin otel yetkilileri tarafından bildirim yapılıp yapılmadığını sorulmasına karar verdi.
Mahkeme heyeti, Ankara Emniyet Müdürlüğünden ayrıca Ankara ve civar ilçelerinde ''Aksu'' isminde otel olup olmadığını sorularak var ise 15, 16 ve 17 Mayıs 2006'ya ait defter ve bilgisayar kayıtlarını celp edilmesini istedi.
Danıştay binasının bulunduğu yer ve çevresindeki baz istasyonlarıyla Selvi Otel ve civarında bulunan baz istasyonlarının isimlerini sorulmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, 536 ile başlayan bir telefonun abone kimlik bilgilerini, bu telefon hattının kullanıldığı telefonların ayrı ayrı imei numaralarını, bu numaralar ile kullanılan tüm hat numaralarını 1 Haziran 2006'ya kadar arayan, aranan, mesaj alma, gönderme ve arama zamanını sırasıyla ilgili baz istasyonları adreslerini içeren ayrıntılı raporların ilgili kurumdan istenilmesini kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, soruşturması devam eden Tuncay Güney'e ait tüm soruşturma evrakının incelenmek ve iade edilmek üzere istenilmesine, incelendikten sonra bu şahısla ilgili yapılacak işlem konusunda karar verilmesini hükme bağladı.
Heyet, Veli Küçük'ün avukatı Zeynep Küçük'ün talebi doğrultusunda Danıştay dosyası sanıklarının tespit edilen tüm telefon numaralarının abone kimlik bilgilerinin ve bu telefon hatlarının kullanıldığı telefonların imei numaralarının, bu imei numaralarla kullanılan tüm hat numaralarının, 1 Haziran 2006 tarihine kadar arayan, aranan, mesaj alma, gönderme, arama zamanı ve süresiyle baz istasyonlarının adreslerini içerir ayrıntılı HTS raporlarını ilgili kurumdan istedi.
Mahkeme heyeti, bir kısım sanıklar ve müdafi avukat Metin Çetinbaş'ın savunma sınırlarını aşan beyanlarıyla ilgili olarak gereğinin takdir ve ifası için mahkeme tutanaklarının dijital ortamdan Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine ve sanık Selim Akkurt'un 1 Eylül 2009 tarihli celsede sarf ettiği sözlerin içeriği dikkate alındığında gereğinin takdir ve ifası için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılmasına karar verdi.
Daha önce dosya kapsamında Ceyhan Karagöz tarafından hazırlandığı belirtilen notlarla ilgili yazılan müzekkereye bu sefer Milli Savunma Bakanlığı'nın 7 Nisan 1995 tarihli Mehmet Gölhan imzalı evrakın da eklenmek suretiyle yeniden sorulmasını, aynı hususların titizlikle incelenerek cevap verilmesini ve gerekli belgelerin gönderilmesini kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, sanık Hayrullah Mahmut Özgür'ün sorgu ve savunması tespit edildiği gözönüne alarak, duruşmalardan vareste tutulmasına hükmetti.
Sanık Sayın'ın sağlık durumunun raporla tespiti istendi
Mahkeme Heyeti sanık Oktay Yıldırım'ın talebiyle ilgili olarakta Adli Tıp Kurumu'na gönderilen bilgilerin akıbetinin sorulmasını, sanık Ümit Sayın'ın rahatsız olduğu ileri sürüldüğünden Silivri Devlet Hastanesi'ne sevkinin sağlanarak, sağlık durumunun raporla tespiti ile tedavisi için gerekli işlemin yapılmasını istedi.
Belgelerde geçen biri Ankara, ikisi İstanbul Anadolu Yakası'ndan 3 sabit telefon numaralarının abone kayıt bilgilerinin sorulmasına, tüm bu telefon hatlarıyla 1 Nisan 2005 -1 Haziran 2006 tarihleri arasında yapılan görüşme dökümlerinin arayan ve aranan numaralar, kimlik ve adres bilgileriyle baz istasyonlarını, aranan,arayan numaraların abone bilgilerini de gösterir şekilde excel formatında ve CD halinde gönderilmesi için İletişim Hizmetleri Müdürlüklerine yazı yazılmasına karar verildi.
Mahkeme heyeti, ayrıca sanıklar Muzaffer Tekin, Oktay Yıldırım, Mehmet Zekeriya Öztürk, Osman Yıldırım, Mehmet Fikri Karadağ, Rasim Görüm, Alparslan Arslan, Fikret Emek, Emin Caner Yiğit ve Veli Küçük'ten ele geçen cep telefonları ile hangi sim kartlarının kullanıldığının ve bunların kulanım numaralarının sorulması konusunda görüş beyan etti
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Urla'da hasat 1 ay gecikme ile başladı:
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması