BM'nin uyuşturucu raporu

BM Uyuşturucu Maddelerle Mücadele Kurulu'nun açıklanan raporunda, uluslararası sözleşmeler sayesinde önemli bir mesafe kat edildiği ifade edildi. Uyuşturucuyla mücadelenin kontrol altına alınmasının 100. yılı olduğunun hatırlatıldığı toplantıda, hâlâ aşılması gereken önemli birçok sorun olduğu da vurgulandı.

BM'nin uyuşturucu raporu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.02.2009 - 13:43

Kısa ismi INCB olan Uluslararası Uyuşturucuyla Mücadele Kurulu'nun 2008 raporunda kontrol altında tutulan ilaçlara herkesin ulaşamaması, hint keneviri ve uyuşturucu kullanımının engellenmesi ile ilgili sözleşme hükümlerinin uygulamasında karşılaşılan farklılıklar hâlâ birer sorun olduğu ifade edildi.

INCB tarafından yayımlanan 2008 raporunun ilk bölümünde, Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesi, 1971 Psikotrop Maddeler Sözleşmesi, 1988 tarihli Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri ile sağlanan ilerleme ve günümüzde karşılaşılan yeni sorunlar ortaya konuyor.

 

Elde edilen başarılar

INCB raporunda, uyuşturucu maddelerin uluslararası kontrol sisteminin oluşturulmasının 20. yüzyılda uluslararası işbirliği sonucu elde edilen en büyük başarılardan biri olduğu vurgulanıyor. BM üyelerinin yüzde 95'inden fazlası söz konusu sözleşmelere taraf. Bu da dünya nüfusunun yüzde 99'ına karşılık geliyor. Bu sayede söz konusu sözleşmeler uyuşturucu ile mücadelede en fazla rağbet gören araçlar arasında yer alıyor.

Morfinin küresel kullanımı 1987 yılında beş tonun altında iken bu rakam 2006'da 32,6 tona çıktığının hatırlatıldığı açıklamada, bu önemli artışa rağmen 2007 yılında, yasal kullanımının yasadışı yollara kaydığına dair hiç bir emareye rastlanmadığı da kaydedildi.

 

Ortada duran sorunlar

Raporda, 1961 ve 1971 sözleşmelerinin kaleme alındığı dönemde henüz HIV ve Hepatit C virüslerinin bilinmediği, ayrıca 1998 tarihli Uyuşturucu Talebinin Düşürülmesinin Ana İlkelerine Yönelik Bildirinin BM Genel Kurulu tarafından kabul edilmemiş olduğu hatırlatılıyor.

Her ne kadar DSÖ, morfin ve kokain dahil kontrol altında tutulan ilaçlara ulaşabilmenin bir insan hakı olduğunu söylemiş olsa da, bu ilaçlara yaklaşık 150'yi aşkın ülkede ulaşabilmek mümkün değil. DSÖ, bu nedenle, her yıl, 30 milyonu hasta olmak üzere yaklaşık 86 milyon kişinin orta ya da şiddetli ağrı tedavisi göremediğini tahmin ediyor.

Diğer bir sorun olarak da raporda hint keneviri ile ilgili sözleşme maddelerinin uygulanılışında karşılaşılan farklılıklar olduğu bildiriliyor. Dünya genelinde en fazla istismar edilen uyuşturucu maddeyi hint keneviri oluşturduğunun altı çizilen raporda, "Bu konudaki önemli bir gelişme ise son dönemde hint kenevirinin aktif maddesini oluşturan tetrahidrokanabinolün (THC) 1980'lere göre etkisinin artmasıdır. Bunun nedeni hint keneviri kullanımını da içeren tedavi yöntemlerine çeşitli ülkelerde artan oranda başvuruluyor olmasıdır" denilerek ancak, hint keneviri kullanımının psikolojik rahatsızlık ve şizofreni riskini de artırdığına ilişkin çeşitli emareler de bulunduğu kaydedildi.

 

Hint keneviriyle ilgili çalışmalar

Raporda, hint keneviri konusunda şu hususlara yer verildi:
"Hint kenevirinin en fazla ve en sıklıkla kullanılan yasadışı uyuşturucu olduğunu düşünürsek, hint keneviriyle mücadelenin gençlerden başlaması gerektiğini de görürüz. Kullanmalarına yönelik baskı ve imajlarına verdikleri önem nedeniyle gençler diğer yaş gruplarına göre daha fazla etki altına girme ihtimali ile karşı karşıyalar. Burada Hükümetlerin karşısındaki en önemli soru, bireylere kendi hayatlarına önem ve değer vermelerini sağlamak için nasıl bir politika ve slogan belirleneceğidir. Buna rağmen, BM Narkotik Maddeler Komisyonu son 10 yıl içinde uyuşturucuya karşı verilen mücadelenin en iyi ihtimalle orta seviyede kaldığını söylüyor"

 

İnternetten satış

Raporda, öne çıkan çarpıcı noktalardan biri de internet üzerinden satış yaparak başta gençler olmak üzere dış etkilere açık grupları uyuşturucu istismarına iten "yasadışı" eczanelerin internet suçları, önemli bir sorun olarak ortaya çıkması olarak ifade edildi.

Uyuşturucu kaçakçıları, emniyet güçlerinin takibine takılmadan haberleşme, sevkiyat ve para aklamak için interneti kullandıklarının kaydedildi raporda, "Bu alanda tüm ülkelerin mücadeleyi ortaklaşa yürütmesi gerekiyor" denildi.

 

Tavsiyeler

Raporun tavsiyeler bölümünde ise INCB, hükümetleri, önceliği başta gençler ve korunmaya ihtiyaç duyan grupların uyuşturucu istismarından korunmasına vermeye ve dünyanın çeşitli bölgelerinde bu alanda atılan başarılı adımlardan yararlanmaya çağırdı.

Milyonlarca hastanın gereksiz yere ağrı çekmesini önlemek amacıyla INCB, Hükümetleri, tüketimin az olduğu yerlerde analjezik (ağrı kesici) ilaçların makul oranlarda kullanılmasını teşvik etmeye çalıştığının anlatıldığı bu bölümde, kaliteli ağrı kesici ilaçların daha düşük fiyatlarla üretimi ve böylece yoksul ülke pazarlarına da aktarılabilmesi amacıyla hükümetlerin ilaç sektörü ile daha yakın çalışabileceğini düşünüldüğü ifade edildi.

INCB 2008 raporunun son bölümünde "Uluslararası uyuşturucu kontrol sistemi zamanın sınavından geçmeyi başarmış olsa da mükemmel değil. Gelişmeye açık olduğuna hiç şüphe yok ve tadilattan geçirilmeye elverişli" deniyor. INCB'nin, "hükümetleri, soruna kendi başlarına çözüm bulmaya çalışmak yerine tüm sistemin ahenkli ve uyumlu çalışması için çaba harcamaya çağırdığı" vurgulanıyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler