Bölgesel ağrı sendromu, en çok masabaşı çalışanları etkiliyor
Boyun, bel fıtığı ve siyatik ağrısıyla sıkça karıştırılan ve yanlış tedavi sonucunda hayat konforunu etkileyip, iş gücü kaybına sebep olan bölgesel ağrı sendromunun daha çok masabaşı çalışanlarda görüldüğü bildirildi.
Acıbadem Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Selda Özçırpıcı, yaptığı yazılı açıklamada, diğer hastalıklarla karıştırıldığı için gözden kaçırılabilen sorun nedeniyle hastaların, şiddetli ağrılarla yaşamak zorunda kaldığını belirtti.
Kötü çalışma koşullarıyla çalışma şartlarına uygun ergonominin olmamasının, cep telefonu kullanımının artmasının, sendromun en önemli nedenlerini oluşturduğuna işaret eden Özçırpıçı, "Masabaşında uzun süre çalışmak, bilgisayar kullanmak, telefonu başla boyun arasında sıkıştırarak konuşmak, duruş bozuklukları, stres, ağır yük taşımak, uzun süre ayakta kalmak sendromu tetikleyebiliyor" ifadesini kullandı.
Masa, diz üstü bilgisayar, cep telefonu kullanımı sonucunda oluşan duruş bozukluklarıyla stres düzeyinin artmasına bağlı olarak sendromun giderek daha sık görüldüğüne dikkati çeken Özçırpıcı, şunları kaydetti: "Ağrı kronik seyirli olduğu ve çok şiddetli boyutlara ulaşabildiği için hastanın yaşam kalitesini bozuyor ve iş gücü kaybına yol açıyor. Sendrom genellikle bel veya boyun fıtığıyla siyatik gibi başka hastalıklarla karıştırılıyor ve sıklıkla gözden kaçıyor. Ağrı kesiciler ağrıyı dindiremediği için hastalar tanı konuluncaya dek ağrılarla yaşamak zorunda kalabiliyor. Üstelik ağrılar bazen hastaların acil servise başvurmalarını gerektirecek kadar şiddetli olabiliyor. Güçlü ağrı kesiciler hastaları kısa süre rahatlatsa da ağrılar tekrar başlıyor. Eklem dışı romatizma grubunda yer alan sendrom kaslarda veya bağ dokusunda gelişen gergin bantlardaki tetik noktalardan kaynaklanıyor."
Prof. Dr. Özçırpıcı,hastalığın kaslarda ağrıyla, buna eşlik eden spazm, batma, uyuşma, karıncalanma, çekilme, eklem hareket açıklığında kısıtlılık, tutukluluk ve yorgunluk gibi birçok yakınmayla seyrettiğini vurgulayarak, "Bu yakınmalara terlemeyle üşüme de eklenebiliyor. Belirtiler tutulan kas grubuna ve ağrının yansıdığı bölgeye göre değişiyor" değerlendirmesinde bulundu.
'Tedavi hastanın yüzünü güldürüyor'
Sendromun neden oluştuğunun tam olarak bilinmediğini, genetik yatkınlığın yanı sıra, duruş bozukluğu, stres, demir ya da D vitamini eksikliği gibi faktörler nedeniyle de ortaya çıkabileceğini aktaran Özçırpıcı, tedaviye ilişkin şu bilgileri verdi: "Hastalığın kesin bir çözümü olmasa da günümüzde pek çok tedavi seçeneği mevcut. Burada önemli olan tetikleyici faktörü bulup, hastaya uygun tedaviyi seçmek. Ağrının giderilmesi için sıcak-soğuk uygulamalar, fizik tedavi ajanları, tetik nokta enjeksiyonları, kuru iğne tedavisi, nöralterapi, germe-gevşeme egzersizleriyle şok dalga tedavisi gibi pek çok seçeneğin arasından hasta için en uygun olan belirleniyor. Ağrıyı tetikleyen faktör bulunup düzeltilebilirse tedavide oldukça başarılı sonuçlar alınıyor."
Özçırpıcı, oturma ve vücut pozisyonunuza dikkat edilmesi, stresten kaçınılarak, uyku, beslenme ve egzersiz programlarının düzenlenmesinin ağrıları önleyebileceğini kaydetti.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği