Boyner'den 2023 beklentisi

TÜSİAD Teknoloji, İnovasyon ve Bilgi Toplumu Komisyonu tarafından İstanbul Modern Sanat Müzesi Konferans Salonu'nda düzenlenen ''Yaratıcı Fikirlerden İnovatif Girişimlere'' konferansında Ümit Boyner, yeni fikir ve girişimlerin daha en bastan cesaret kırıcı faktörlerle karşılaşabildiğini, bunu aşmanın öncelikle kendine inanmayı, inandığını kararlılıkla savunmayı ve hiçbir zaman vazgeçmemeyi gerektirdiğini söyledi.

Toplum olarak, farklı düşünenlere yönelik bakış açısının da değişmesi gerektiğini, sıra dışı olanlara tahammül gösterme değil, fikirlerine ciddiyetle kulak verme ve fikirlerin yeşermesini destekleyici bir ortam oluşturabilmesi gerektiğini kaydeden Boyner, ancak yeni fikirlerle girişim heves ve becerisine sahip bireylerin var olduğu bir toplumda, başarılı inovatif girişimlerin ortaya çıkacağını, yeni ürün ve hizmetler geliştirilip, büyüme imkanları yaratılabileceğini aktardı.

Bu ortamı yaratmanın temel şartının, eğitim sisteminin yaratıcı, yenilikçi ve analitik düşünebilen bireyler yetiştirebilmesi olduğuna dikkati çeken Boyner, ''İnsan gücümüzün potansiyelini harekete geçirecek en temel unsur bu olacaktır. Bununla birlikte, girişimciliğe fırsat veren, yüksek katma değerli üretimi odak noktası yapan, riskli yatırımları teşvik eden bir ekonomik yapı da inovasyonun ve teknolojik gelişmenin yapı taşı olarak karşımıza çıkıyor. Özgün fikirler katma değeri yüksek çözüm, hizmet ve ürünlere dönüştüğünde, dünyamızı değiştirme gücüne sahip. 1899'da Amerikan Patent Dairesi başkanının icat edilecek her şeyin zaten icat edilmiş olduğunu söylediği günlerden, teknolojideki muazzam gelişmelerin sektörleri hatta günlük hayatımızı derinden etkilediği günlere geldik'' diye konuştu.

Boyner, ülkelerin dünya pazarında rekabet üstünlüğüne ve refaha ulaşmasının yolunun teknoloji, ARGE ve inovasyondaki üstünlükten geçtiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Ancak ülkemizin ekonomisinin büyüklüğüne oranla yenilikçi ürün, hizmet ve süreç geliştirmek konusunda uluslararası karşılaştırmalarda geride olduğumuzu görüyoruz. Girişim sermayesi, insan kaynağı, inovasyon için internet kullanımı, uluslararası araştırma ağlarına katılım, triadik patentler gibi istatistiklerimize göz atınca OECD ülkeleri arasında son beş ülke içinde olduğumuzu görüyoruz.
Öte yandan ARGE'ye ayrılan kaynakların artışı bakımından ülkemizde son yıllarda olumlu gelişmeler yaşanıyor. 2023'te milli gelirin yüzde 3'ünün ARGE'ye ayrılması, bunun yüzde 2'sinin özel sektörce gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Bu hedeflerin gelişmiş ülkeler seviyesini yakalamak için yapılacak çalışmalarda önemli bir itici güç olacağına inanıyorum.''

''Girişimcilik, yarattığı rekabetle hep daha iyinin hedeflemesini sağlıyor''

Boyner, teknoloji ve inovasyon ortamının geliştirilmesi yolunda, buluşun ticarileşmesi süreçlerinin etkilileştirilmesi, rekabet öncesi işbirliklerinin artırılması, akademi-sanayi arasındaki etkileşimi geliştirecek teknoloji transfer ofisleri, ARGE teşvik mekanizmalarının daha verimli kullanılması gibi konulardaki çalışmaları hızlandırmak gerektiğini kaydetti.

Böylelikle mevcut ürün yelpazesini de farklılaştırarak, dünya piyasasında sıradanlıktan çıkaracak bir düzeye getirilmesi gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biliyoruz ki, girişimciler ve küçük ölçekli işletmeler, servis ve bilgiye dayalı sektörlerde önemli bir rol oynamaları dolayısıyla ekonominin merkezinde yer alırlar. Girişimcilik, yarattığı rekabet ortamında kişilerin hep daha iyiyi hedeflemesini sağlıyor. Bu açıdan bakıldığında genç firmaların yenilikçi bir iş dünyası için ne kadar önemli olduğu açıktır.

Yaratıcı Fikirlerden İnovatif Girişimlere Konferansı kapsamında biz de mikro ve küçük ölçekli firmaların başarı hikayelerini ön plana çıkarmayı hedefledik. Bugünkü panel oturumumuzda dinleyeceğimiz firmalarımızın hepsinin ayrı ayrı örnek teşkil edecek hikayesi var. Firmalarımızı ve temsilcilerini bu anlamda kutluyorum. Yaratıcı fikri olup da iş fırsatına çevirmeyi düşünen tüm genç girişimcilere ilham vermelerini diliyorum.''

''Daha yaşanabilir bir dünya için tasarıma gerek var''

TÜSİAD Onursal Başkanı ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı da TÜSİAD'ın varlığını yaratıcılığa ve yenilikçiliğe borçlu olan girişimcilerin oluşturduğu bir kuruluş olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
''Bu yaratıcı ve girişimciler tasarımın da önemini çok iyi biliyorlar. Kuruluşlarında tasarımlarında atılımları sürekli kılmak için çaba gösteriyorlar. Bu yöndeki gayretleri destekliyorlar. Daha çok satış, rekabet, yeni ürünler ve daha yaşanabilir bir dünya için tasarıma gerek var. Bunun için de girişimcilerin tasarıma, tasarımında girişimciler ihtiyacı vardır. Her olumlu amaç için girişimcilerin çabalarını ortaya koymak için çaba gösteren TÜSİAD'ın bu toplantıyı düzenlemesini memnuniyetle karşılıyoruz. Yaratıcılık, geçmişin değil geleceğin koşullarına göre düşünemeye verdiğimiz bir isimdir. Gerçekten de yaratıcılık ve girişimcilik geleceğin gereklerine göre davranmaktır. Yaratıcılık ve girişimciliğin kurumsal hale getirilip, planlanması gerekiyor. Bu yöndeki çabalara ne kadar erken başlanırsa o kadar yardımcı olur.''