Bu albüm bir isyan
Doğa'nın yeni albümünün ismi “İsyanım Budur”. Yine soul, blues ve r&b albümün müzikal havasını veriyor ama tüm bunlara bu toprağın melodileri de eşlik ediyor. Albümde Doğu motifleri, Türk pop müziği, arabesk, biraz da nostalji var.
“Müziğin Doa”sı isimli ilk albümü ile adını duyuran Doğa yeni albümü "İsyanım Budur" ile döndü. Yeni albüm ise epey farklı. Dinleyiciyi ilk seferde sarıyor. Albümde Nazan Öncel'den Bergen'e, Selda Bağcan'dan Mirkelam'a pek çok özel ismin klasikleşmiş şarkılarının Doğa'ya ait yorumları var.
-R&B ve soul tarzıyla alternatif müzik dünyasına girmiştiniz. Soul, gospel, funk ve blues müziğin bir karışımıydı belki de yaptığınız. Peki, yeni albüme nasıl hazırlandınız, öncelikleriniz neydi ve istediğinize ulaşabildiniz mi?
Albüm sürecindeki şarkılar ve tarzlar; düşünsem aklıma gelip uygulayabileceğim bir şey değildi. Şu an birlikte çalıştığım Süheyl Atay ile bir süreç içerisinde onun bütün bu farklı şarkıları ve birbirinden değerli müzisyeni bulmasıyla albüm fikri doğdu. Ben de ortaya çıkan her şeyden çok memnunum.
Yine soul, blues, r&b tarzımı es geçmeyerek, yaşadığımız toprakların müziğini de içine katarak adı olmayan bir tarzda buluşturdum. Albümde en önem
verdiğim şeylerden biri, yarattığım tarzın, aslında hissettiğim müziğin dışına çıkmamak oldu.
-R&B’nin ruhunda dans da var. Müzik ile dans arasındaki sınırınız nedir?
Bu albüm için konuşursak, daha çok hüzün, yaşadığımız olaylara, aşklara, sorunlarımıza isyan ve biraz da siyah beyaz. Böyle bir albüm R&B vokaller
barındırsa da, dans etmek yerine daha başka şeyler hissettiriyor.
-Müziğiniz bir füzyon. Ona neler kattınız? Kesinlikle katılıyorum. Aslında şu an ne tarz yaptığımı ben bile bilmiyorum! Çok müzik dinliyorum ve sürekli bir şeyler üretiyorum. Doğu ve batının müziğini en iyi şekilde bir araya getirmeye çalışıyorum. Bir çok tarz insanın kendi özgürlüğünde bütünleşince yeni bir şey çıkıyor ortaya.
-R&B ve “blues” sizin için neler ifade ediyor? Blues ile büyüdüm, blues piyano çalmaya başladım. Hayatımın her zaman bir köşesinde var olacaktır. Zaman ilerledikçe blues müziğinin diğer dallarını keşfettim. Bunlar önce Soul sonra R&B oldu. İlk albümüm ağırlıklı olarak R&B, soul, blues, gospel, reggeatone gibi tarzlar arasındaydı. Şu an ise hepsinin yani; doğu motifleri , Türk pop, arabesk, biraz nostalji ve öte yandan soul, blues, R&B müziğini birbirleriyle tanıştırdım.
-“İsyanım Budur”un farkı ise ilk dinleyişte sarıyor. Bir Nazan Öncel şarkısı ile Bergen, Selda Bağcan ile Mirkelam yan yana geliyor.Her halde birbirinden farklı bu kadar şarkının ve usta müzisyenin bir araya geldiği albüm çok azdır. Aynı zamanda neredeyse her şarkı için farklı aranjörlerle çalıştık. Her aranjör koca bir albüm yapmak yerine bir kaç şarkıya odaklandı. Bu albümde yer alan herkesin sonsuz emeği var.
-Ayrıca söylediğiniz her şarkı size ait oluyor gibi. Şarkı seçimlerini nasıl yaptınız?
Albümün çıkması için şarkıları bir araya getirip fikir veren, gelişmem için elinden geleni yapan Süheyl Atay'dir. Ben uzlaştığımız fikirleri evde geliştirip
demolar hazırladım. Fikir alışverişinde bulunup, şarkılar hakkında nasıl ilerleyeceğimizi konuştuk. Ben de istemediğim, içime sinmeyen hiçbir şarkıyı
albüme koymadım.
-Albüm her anlamıyla iyi bir de ekip çalışmasının ürünü. Nasıl bir ekiple çalıştınız?
RUNLTD ile çalışmaya başlamamızdan itibaren sayısız değerli insanla tanıştım. Bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Şu an birlikte çalıştığım ekibi albümümün teşekkürler kısmında da görebilirsiniz. Hepsi benim yoldaşımdı, onları çok seviyorum.
-Besteleri yaparken nasıl bir ruh hali içindesiniz, mesela söz müzik vermek ya da müziğe söz yazmak nasıl bir yaratım süreci gerektiriyor?Bu çok değişken bir durum benim için. Bazen bir anda bir şarkının nakarat melodisi aklıma geliyor, hemen bir yere kaydediyorum ama devamı gelmiyor. O şarkı senelerce bekleyebiliyor. Bazen bir günde, hatta saatler içerisinde şarkının bittiği de oluyor. Saatler içerisinde yaptığım şarkılardan biri albümdeki “İsyan”. Sözleri Oğuzhan Akay bana yolladı ve ben saatler içerisinde besteyi bitirmiştim! İlk röportajımızda İzmir’den İstanbul’a yeni gelmiştiniz. Alıştınız mı bu şehire? Her İzmirli gibi orayı çok özleyip buradan vazgeçemiyor musunuz?
Şu an yine İzmir’e döndüm! İstanbul'a alışmıştım ama İstanbul benim için yaşanılacak şehir olmaktan çıktı ne yazık ki. Ayın yarısını İzmir'de yarısını İstanbul'da geçiriyorum.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke