'Bu anayasa ile devam etmek mümkün değil'

NATO Dışişleri Bakanları toplantısı için Brüksel'e giden Ali Babacan, düzenlediği basın toplantısında dünya ve Türkiye gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Sivil anayasa çalışmalarıyla ilgili gelen bir soru üzerine, Babacan mevcut anayasa ile ''Türkiye'nin ilelebet devam etmesinin mümkün olmadığını" belirtti.

'Bu anayasa ile devam etmek mümkün değil'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.12.2008 - 13:40

NATO Dışişleri Bakanları toplantısı için Brüksel'e gelen Ali Babacan, düzenlediği basın toplantısında, iki gün sürecek NATO toplantısında öncelikli gündem maddelerinin Gürcistan'da yaşanan çatışmanın ardından Rusya ile ilişkilerle Gürcistan ve Ukrayna'nın NATO üyeliği perspektifinin korunması olduğunu, toplantının sonuç bildirisi üzerinde NATO üyelerinin henüz uzlaşma sağlayamadığını ve tartışmaların devam ettiğini belirtti.
Türkiye'nin Gürcistan ve Ukrayna'ya ilişkin tutumunu ''her iki ülkenin NATO ilişkisini sağlam tutmak ve hatta ileri götürmek'' şeklinde özetleyen Babacan, bu konuda hararetli tartışmalar yaşanmasını beklediğini ifade ederek, ''İlişkilerin geriye götürülmesi yanlış mesaj olur'' dedi.

Dışişleri Bakanı Babacan, Gürcistan'ın Abhazya ve Güney Osetya sorunlarına tarafların anlaşacağı çözüm bulunamaması ve Ukrayna'da devam eden iç siyasi sorunların ve kamuoyunda NATO üyeliğinin güçlü destek görmemesinin, her iki ülkeyi NATO üyeliğine hazırlayacak Üyelik Eylem Planı'na kabul edilmeleri ihtimalini zayıflattığını bildirdi.

Babacan, ''Her iki ülkenin de farklı sebeplerle NATO konusunda zamana ihtiyaçları olacak gibi görünüyor'' diye konuştu.

 

Türkiye- AB süreci

Babacan, Fransa'nın AB Dönem Başkanlığı süresinde sermayenin serbest dolaşımıyla bilgi toplumu ve medya olmak üzere iki fasılda daha müzakerelerin başlamasını beklediklerini kaydederek, ''Fransa'nın üçüncü fasılla ilgili diğer üyeleri ikna çabalarının maalesef sonuç vermediğini'' söyledi.

''Bizim reform sürecimiz fasılların açılmasına, kapanmasına bağlı değil'' diyen Babacan, halkın yaşam standartlarını yükseltecek reformları adım adım hayata geçirmeye devam edeceklerini vurguladı.

TBMM gündeminde AB ile alakalı 10'u genel kurulda ve 20'si komisyonlarda olmak üzere 30 yasa bulunduğuna işaret eden Babacan, bakanlıkların yaptığı çalışmaların da az ya da çok AB ile alakalı olduğunu belirtti.

Babacan, ''Ancak Türkiye-AB ilişkilerinde bizi heyecanlandıran, meraklandıran konular çok fazla olmayacak'' diyerek, 2009'da Kıbrıs'la ilgili gelişmelerin bunun istisnası olabileceğine dikkat çekti.

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB ile müzakerelerin hızından memnun olmadıklarını ve bunu muhataplarına sürekli aktardıklarını, buna karşılık AB çevrelerinden ''çok fena bir hızla gidilmediği, bunun korunması halinde pek çok tahminden daha iyi bir sürede Türkiye'nin üyeliğe hazır hale geleceği'' şeklinde değerlendirmeler aldıklarını anlattı.

Babacan, ''Tarama sürecinin üzerinden iki sene geçmiş, hala raporunu bize vermiyorlar. Bunun örneği yok. Görüşmelerimde AB tarafında bunun mahcupluğunu seziyorum'' şeklinde konuştu.

Ali Babacan, Türkiye ekonomisi ve makro ekonomik istikrar için de AB sürecinin ''elzem olduğunu'' vurgulayarak ''AB reformlarının Türkiye'nin uzun vadeli siyasi istikrarının garantisi olduğunu'' ifade etti.

Aksi halde ''her an demokrasi ve hukuk kazaları çıkabileceği'' uyarısında bulunan Babacan, AB sürecinin Türkiye'yi yerli ve yabancı yatırımcılar açısından öngörülebilir, güvenilir ve istikrarlı bir ülke haline getirdiğine işaret etti.

 

Sivil Anayasa

Babacan, sivil anayasa çalışmalarıyla ilgili bir soru üzerine şunları kaydetti:
''Ulusal Programa bakacak olursanız, oradaki adımların pek çoğu az ya da çok anayasa düzenlemeleri de gerektirecek adımlar. Bunlar yeni bir anayasa şeklinde mi gündeme gelir ya da kapsamlı anayasa değişikliğiyle mi ya da küçük konular gündeme geldikçe 3-5 maddelik değişiklikler gibi mi olur, reformların zamanı yeri gelince karar verilebilecek konular.
Bizim Ulusal Programa bakan herkes görür ki, Türkiye'nin çok kapsamlı bir anayasa değişikliğine ihtiyacı var. Bu, bir gerçek, bunu kabul etmemiz lazım. Bu anayasa ile Türkiye'nin ilelebet devam etmesi mümkün değil. Ha, devam etmeye çalışırsak da Türkiye'de sık sık yol kazaları olacaktır, sıkıntılar olacaktır. Bu arzu ettiğimiz istikrar ortamını, gerçek istikrar ortamını hiçbir zaman yakalayamayız. Bunun için de el birliğiyle toplumun geniş kesimlerinde sağlayacağımız, sağlamaya çalışacağımız mutabakatla hareket etmemiz gerekecektir.''

Ali Babacan, ''Malum Türkiye şimdi bir seçim dönemine giriyor. Sadece Türkiye'de değil, seçim sürecindeki ülkelerde bazı adımların atılması güç olabilir. Milletvekilleri seçim bölgelerine yönelebilir. Dolayısıyla belki seçimden önce çok sayıda düzenleme beklemek gerçekçi olmaz. Seçim döneminden sonra ben daha farklı adımlar olabileceğini, Meclisin daha reformlara konsantre olacağını düşünüyorum. (TBMM gündeminde) Önümüzde Türk Ticaret Yasası var, bu bittikten sonra bütçenin 31 Aralık'a kadar tamamlanması gerekiyor. Araya bayram tatili giriyor. 1 Ocaktan sonra da seçimlere 3 ay kalıyor. O dönemde Meclisin tam 100 yüzde mesaide çalışmasını beklemek gerçekçi olmayabilir diye düşünüyorum'' dedi.

Bakan Babacan, ''Önemli olan hedeftir, o yönde ilerlemektir. Bazen bu hızlı, bazen yavaş oluyor, ama doğru hatırlıyorsam 'görünen köyün uzağı olmaz' şeklinde bir atasözü var. Eğer hedefi görüyorsanız, ulaşacağınız köyü orada görüyorsanız, artık uzak değildir demektir. Yavaş da olsa, hızlı da olsa, aralarda dinlenseniz de, ara ara koşarak gitseniz de, o hedefe doğru artık Türkiye devam ediyor. O hedefi sürekli olarak önümüzde tutmak, kollamak, ona doğru ilerlemek önemli. O hedefi kaybettiğinde, o zaman nereye gideceği belli olmayan bir Türkiye ile karşı karşıya kalırsınız ki, o doğrusu hiç kimse için iyi olmaz diye düşünüyorum'' şeklinde konuştu.

 

Hindistan- Pakistan gerginliği

Babacan, Hindistan'daki terör saldırısının ardından gerginleşen Hindistan-Pakistan ilişkilerinin hatırlatılması üzerine, iki ülke ilişkilerinde ''çok daha dikkat gerektiren bir döneme girildiğini'' belirterek, ''aklıselimle hareket edilmesi, iyi bir iletişim sağlanması, iyi bir istihbarat paylaşımı, güvenlik güçlerinin birbiriyle temas halinde olması ve her iki ülkenin birbirine güvenebilmesi'' gerektiğini vurguladı.

Ülkelerin küreselleşen terörle mücadelede bireysel çabalarla çok fazla başarı gösteremeyeceğini belirten Babacan, ''ortak düşman terörizmse, buna karşı ortak hareket edilmesi becerisini önemsediğini'' ifade etti.

NATO Dışişleri Bakanları toplantısının ardından AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile görüşecek olan Babacan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bakanlar toplantısı için Helsinki'ye hareket edecek. Babacan, burada Yukarı Karabağ sorunuyla ilgili olarak Minsk Grubu eş başkanlarıyla buluşmalarının ardından Azeri ve Ermeni meslektaşlarıyla da ayrı ayrı görüşecek.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler