"Bütçe açığı kontrol altına alınmalı"

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, bütçe açığının artık kontrol altında tutulması gerektiğini söyledi. İş adamları olarak öncelikle güven, istikrar ve öngörülebilirlik beklediklerini ifade eden Yalçındağ, öngörülebilirliğin yeniden sağlanabilmesi için de bir süredir Orta Vadeli Programı beklediklerini vurguladı.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.08.2009 - 11:54

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, bugün Konya'da düzenlenen Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada işsizliğin arttığına, büyüme oranının düştüğünü dikkat çekerek, Türkiye'nin bu dönemde yatırım ortamını son derece olumlu etkileyen son derece düşük faiz ortamıyla karşı karşıya geldiğini vurguladı. Yatırımcıları ve iş adamlarını yüreklendiren bu düşük faiz oranını tutabilmek için maliye politikalarının önemine dikkat çeken Yalçındağ, krizin ilk başlarında iç tüketimi artırmak amacıyla maliye politikalarında biraz daha gevşek davranmanın çok doğal olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Ama bu bize bir bütçe açığı getirdi. Bütçe açığı sorunu da faiz politikası üzerinde baskı yaratıyor diye düşünüyoruz. Bütçe açığının artık kontrol altına alınması gerekiyor. Bu yapılamazsa, ekonomide ciddi bir risk oluşturacak. Bu bizim ileriye dönük yatırımlarımızı ve büyüme hedefimizi kesinlikle olumsuz etkileyecektir."
 

"Öngörülebilirliğin yeniden sağlanması için orta vadeli program bekliyoruz"

İş adamları olarak öncelikle güven, istikrar ve öngörülebilirlik beklediklerini ifade ederek, öngörülebilirliğin yeniden sağlanabilmesi için de bir süredir Orta Vadeli Proğramı beklediklerini vurguladı. Orta Vadeli Program'da başlıca önemsedikleri konuların başında bütçe açığının nasıl kontrol altına alınacağının geldiğini belirten Yalçındağ, "Bunun için harcama kalemlerinin nasıl kontrol altına alınabileceği, bunun için gelirin nasıl artırılabileceği, buna yönelik yapısal reformlara yönelik gelir vergi reformunu önemsiyoruz. Bunların Merkez Bankası para politikalarına yardımcı olacağını düşünüyoruz. Büyümenin finansmanı Türkiye için son derece önemli. Bizim finans piyasalarımızın, özel sektörün gerekli yatırımı sağlamak için yeterli olup olmadığı, büyümenin finansmanının nereden sağlanacağı önemli konulardan biri. Diğer bekleyen yapısal reformlar da önemli başlıklar arasında. Kayıtdışı ekonomiyle yapıcı ve inanarak yapılacak sahici mücadelenin kaçınılmazlığını görmekteyiz. Uzun süredir konuşulmayan, TÜSİAD olarak bizim gündeme getirdiğimiz diğer bir başlık ise iç tasarruf. Uzak Doğu ülkelerine bakıldığında yüzde 50'lere varan iç tasarruf var. Ama dönüp belli bir büyüklüğe ulaşmış Avrupa ülkelerinde de iç tasarruf yüksek. Sürdürülebilir yüksek büyümeyi bu kadar az tasarruf oranıyla yapmamız mümkün değil diyeceğiz. İç tasarrufu bugünden gündemimize alır, gerekli mevzuatı yaparsak, iç tasarrufu yükseltme şansına sağlayabiliriz" dedi.

Tüm dünyanın, belki de geçtiğimiz 60-100 yılın en büyük ekonomik buhranını geçirdiğine dikkat çeken Yalçındağ, "Dünya ekonomi yönetimi bu buhranın 1920'de olduğu gibi bir takım önlemler aldığını ve aldığı gibi başarılı olduklarını da görüyoruz. Bu ekonomik krizden Türkiye'nin etkilenmemesi mümkün değildir. İlk çeyrekte yüzde 13'lere varan bir daralma yaşandı. İhracatımız doğal olarak pazarlar daraldığı için daraldı. Ancak son gelen sinyaller gösteriyor ki hem dünya hem de Türkiye ekonomisinde en kötüyü geride bıraktık. Peki bu krizden çıkışın hızlı olacağı anlamına mı geliyor? Böyle düşünmemeliyiz. Böyle düşünürsek yanlış bir saptama yapmış oluruz. Belki en kötüsünü geride bıraktık, ancak geçtiğimiz 3-4 yıldaki ekonomik canlanmaya ulaşmak için önümüzde daha uzun bir süreç var gibi görünüyor. Bu hem Türkiye hem de dünya için geçerli" dedi.
 

"İhracat pazarı artırma çalışmalarına devam edilmeli"

Türkiye'nin finansal kriz yaşamadığını belirten Yalçındağ, 2001 krizi sonrasında finans piyasalarını sağlam temeller üzerine oturtulmasının büyük bir avantaj olduğunu vurgulayarak, "Ancak 2001 krizinden sonra Türkiye toparlanmayı ihracatla yapmıştı. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle maalesef dünyadaki konjonktür uygun değil. Dünyadaki ticaret hacmi daraldı. İhracat yapabileceğimiz Pazar imkanları da son derece daraldı. Burada çok daha küçük ihracat yaptığımız ülkelere giderek, ihracat pazarımızı artırma çabalarını destekliyoruz. Bunlara devam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

Yalçındağ, ekonomiyi yöneten bakan ve bürokratların, STK'ların, iş hayatı içinde gelen yatırımcıların çözümü birlikte aramalarının katılımcı demokrasiye örnek oluşturduğunu ifade ederek, bu çerçevede düzenlenen EKK'nın faydalı olacağını vurguladı.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon