Çelik'ten 'sızdırma' açıklaması
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik İmralı süreciyle ilgili "Sızdırılan şeylerin Türk kamuoyu açısından pek kıymeti harbiyesi olduğunu sanmıyorum" dedi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında İmrali süreci ve 4.ç yargı paketıne ilişkin açıklamalarda bulundu
Çelik, 4. Yargı Paketi'nin Meclis'e sunulduğunu belirterek paketin çözüm süreciyle ilişkili olmadığını söyledi. 4. Yargı Paketi'nin aylar öncesinden hazırlığının yapıldığını anlatan Çelik, "Tabii buradan herkes kendine yönelik bir şey bulabilir mi? Onu bilemem, onu herkes inceleyecek, hukukçularımız inceleyecekler, 'Bunun sonuçları ne olur?' çıkarımlarında bulunacaklar ama peşinen şunu belirteyim, Türkiye AİHM'nde en çok şikayet edilen Avrupa Konseyi üyelerinden birisidir. 47 üyesi vardır, şu anda Rusya'dan sonra biz ikinciliği elinde bulunduran bir ülkeyiz. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bundan hepimizin rahatsız olması gerekiyor ve mesele bu rahatsızlığı gidermeye yönelik olduğu gibi esasen bu rahatsızlıklara sebebiyet veren vatandaşlarımızın özellikle insan hakları bağlamında, düşünce özgürlüğü bağlamındaki sıkıntılarının giderilmesine yöneliktir. Bunlar giderildiği takdirde bu insanlarda herhalde can sıkıntısından AİHM'e müracaat etmeyecektir" dedi.
Çelik, 2012 sonu itibarıyla AİHM'e 16 binden fazla müracaat olduğuna işaret ederek, "Orada Türkiye'nin mahkum olmasına yol açan özellikle yargılama usul ve esaslarına ilişkin olarak ama düşünce özgürlüğü ve insan hakları bağlamında yargılama usul ve esaslarına yönelik olarak, değişiklikler içeren bir kanun tasarısıdır. Hükümet tarafından getirilen bir kanun tasarısıdır ve 21 maddeden oluşmaktadır" diye konuştu.
Almanya'da bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın yaptığı bir açıklamanın gazeteciler tarafından farklı değerlendirildiğine işaret eden Çelik, "İçeride bulunan, tutuklu bulunan gazetecilerle ilgili özel bir çalışma söz konusu değildir" dedi. Çelik şöyle devam etti:
"Sayın Arınç, aslında bu 4. Yargı Paketi'nde Terörle Mücadele Kanunu'nun 6-7. maddelerindeki değişiklikten söz ettiğini, bunu kastettiğini söyledi. 4'ncü Yargı Paketi'nin dışında tutuklu gazetecilerle ilgili yeni bir kanun çalışmasının olmadığını buradan belirtmek isterim. Bununla ilgili çok sayıda bilgi var, yanlış bilgilenmeyin. İşin özü bu. AİHM'in temel itirazı şudur; suçun unsurları çok net bir şekilde belirlenmedikten sonra genellikle AİHM, o ülkenin aleyhine karar veriyor. 'Suç unsurlarını çok net bir şekilde belirleyeceksiniz, muğlaklık olmayacak' diyor. Burada esas üzerinde durulması gereken husus şudur, birisi şiddeti överse meşrulaştırmaya çalışırsa tehdidi, terör örgütünü överse bunu meşrulaştırmaya çalışırsa bunu özendirirse bu yine suç kapsamındadır. Ancak, bir örgütle ilgili olarak herhangi bir gazeteci diyelim bir örgüt mensubunun söylediği ifadeye kendisinin de katıldığını söylediği zaman bugün bu suç kabul ediliyor, bugün bu düzenlemeyle birlikte bu artık suç kabul edilmeyecektir. Yani bu düşünce özgürlüğü kapsamında olacaktır ama şiddeti terörü, tehdidi, bu anlamdaki şantajı eğer meşrulaştıran, onu özendiren, teşvik eden yazılar yazılırsa bunu yazan gazeteci kim olursa olsun suç işlemiş olur. Esasen terör suçuyla, terörü meşrulaştırma çabası aynı kapsamda değerlendirilmelidir." Çelik, sadece örgüt propagandası yaptığı için tutuklanan bir gazetecinin olmadığını ifade etti.
İpe un seriyorlar
Çözüm süreci başladığında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "yarım ağızla" CHP'nin de buna destek olduğunu söylediğini aktaran Çelik, "'Kredi veriyoruz, bazı şartlar var' dedi. Tamam bunlar da kabul ama sonra CHP içindeki ulusalcı kanadın bastırmasıyla şu anda Sayın Başkan Kılıçdaroğlu başta olmak üzere CHP'liler büyük çapta ağız değiştirdiler, gerek TBMM zemininde, gerek başka zeminlerde maalesef ipe un seriyorlar' ifadesini kullandı.
Böyle önemli bir meselede, kanı durdurmak için hükümetin gösterdiği çabada, "armudun sapı üzümün çöpü hesabı" yapılamayacağını anlatan Çelik, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Bu hesabı yaparsanız, bu ülkeye de bu ülkenin çocuklarına da yazık etmiş olursunuz. AK Parti'ye muhalefet edeyim derken, AK Parti aleyhinde kamuoyunu yönlendireyim derken, kendi çocuklarımıza, kendi ülkemize yazık etmeyelim. Ana muhalefet partisinin bu meselede, parmağını bile taşın altına koymasını biz önemsiyoruz, bırakın elini koymasını, parmağını bile koymasını önemseriz. MHP'nin tavrı zaten bellidir, MHP genel başkanı ve sözcülerinin söylediği ırkçı bir ruh halinin hezeyanlarından başka bir şey değil. Sayın Bahçeli kürsüye çıktığı zaman hakaretten, küfürden başka bir şey bilmiyor. Biz onlara aynı şekilde konuşmayacağımızı defalarca söyledik. Bugün yine söylemeyeceğim, ama tekrar söylüyorum; Sayın Bahçeli'nin ve birçok arkadaşının söyledikleri, başbakanımız, hükümetimiz ve partimizle ilgili söyledikleri, ırkçı bir beynin, ırkçı bir ruhun hezeyanlarından başka bir şey değildir. Evet biz ırkçılığı ayaklarımızın altına almışız, biz 76 milyon insanı kucakladık, kucaklamaya devam edeceğiz. Kürtçü ırkçıları da Türkçü ırkçıları da dinlemeyeceğiz."
Toplumun her kesiminin adeta nefesini tutmuş bu meselenin çözümünü beklediğini söyleyen Çelik, "Hükümet de adeta kafasını taşın altına koydu. Burada yapılması gereken sorumluluk duygusuyla hareket etmektir. Şu da şöyle dedi, bu da böyle dedi... Dedi, demiş diyeceklerle biz yola devam edemeyiz. Ne yaptığımızın farkındayız ve şuurundayız. Yolumuza devam edeceğiz. Ben MHP'yi de CHP'yi de daha sorumlu muhalefet yapmaya davet ediyorum. Her yaptığımızı beğenmek zorunda değiller, yaptıklarımızı eleştirmek onların en tabii hakkıdır, ama o mübarek bayramlık ağızlarını falan da açmasınlar" diye konuştu.
Zor bir işe talip olduk
Basına yansıyan İmralı tutanaklarına ilişkin de Çelik, "BDP'li milletvekilleri ile Öcalan ne konuşacaktı. Herhalde abdestin, namazın faziletlerini konuşmayacaklar" dedi. Çok hassas olunan bu süreçte kimsenin "armudun sapı, üzümün çöpü" hesabı yapmaması gerektiğine vurgu yapan Çelik, akan kanın durması ve anaların gözyaşının dinmesini istediklerini ve çok zor bir işe talip olduklarını belirtti.
PKK'nin elindekilerin bırakacağını açıklamasının olumlu olduğunu belirten Çelik, en kısa zamanda ailelerine kavuşma temennisinde bulunurken, bu konuya ilişkin gerekli birimlerin çalışmalarına devam ettiğini söyledi.
İmralı tutanaklarını sızdırılmasına ilişkin de Çelik, "Bu sızdırmayı kim yaptı, kime yaptırdı, nasıl yaptı, ne zaman yaptı, neyle yaptı bunu bilmiyorum ben. Eğer BDP'den bir hırsızlık olayı ise, hırsızı biliyorlarsa arkadaşlar hırsızı açıklasınlar" dedi.
2B arazilerine konusunda birilerinin siyasi rant devşirmeye çalıştığını söyleyen Çelik, geçmişte orada büyük bir kısmının işgalci göründüğünü ancak şimdi düzeltilmeye çalışıldığını söyleyerek, işlem bedeli alınmayacağını; ödemelerde faiz uygulanmayacağını kaydetti. 2B'den elde edilen gelirlerin bütçeyi denkleştirmek için kullanılacağı iddiaların doğru olmadığını anlatan Çelik, paranın tabi ve afet bölgeleri ile yeni orman alanlarının oluşturulması için kullanılacağını sözlerine ekledi.
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli'nin açıklamaları sahaya nasıl yansıdı?
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- PKK Suriye’nin Silahlı Kuvvetleri Oluyor
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- CHP ne yapmalı?
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Ölü ve yaralılar var!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!