Cenazeler ne zaman Türkiye'ye getirilecek?

Taksim'de bir otelde düzenlenen ''Çözüm Süreçlerinde Liderlerin Rolü'' konulu konferansa katılan Kışanak, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Kışanak, Fransa'nın başkenti Paris'te öldürülen 3 kadının cenazesinin Türkiye'ye ne zaman getirileceğine ilişkin soru üzerine şunları söyledi:

''Bu konuda süreç tamamlanmış değil ve basında verilen tarihlerin hiçbiri doğru değil. Çünkü otopsi işlemleri Cuma günü akşam bitti. Otopsi işlemleri bittikten ve aileler cenazelerini aldıktan sonra, orada bu cenaze işlemlerini organize eden şirketler var. Aileler, bu şirketlerden birine vekalet verdi. Türk Büyükelçiliği ve Fransız makamlar arasında, gerekli bürokratik yazışmalar tamamlandıktan sonra böyle bir tarih açığa çıkacak. Şu an ortaya çıkmış bir tarih yok. Fakat geçmişteki uygulamalara bakarak ailelerin bir beklentisi var. Pazartesi günü resmi iş günü ve bu bürokratik yazışmalar başlayacak. 'En geç 2 gün içinde bu iş tamamlanır' diye bir beklentileri var. Şu anda cenazelerin ne zaman Türkiye'ye getirileceği konusunda, ortaya çıkmış bir tarih yok.''
Cenazelerin nerede defnedileceği yönündeki soruya da Kışanak, şu yanıtı verdi:
''Her 3 kadının da ailesi Paris'teydi. Avukatları aracılığıyla yasal süreci işletiyorlar, bürokratik işlemleri yaptırıyorlar. Kendilerinin bu konudaki kararlılığı önemli. Nasıl isterlerse öyle bir cenaze töreni olacak. Ama oradayken bize ifade ettikleri, 'herkesin kendi memleketinde defnedilmesi' yönündeydi. Sanırım, üçü birlikte Türkiye'ye getirilecek. Uçakla gidilebilen bir mesafeden sonra da karayoluyla kendi doğdukları topraklarda defnedilmek üzere, doğdukları yerlere gönderilecekler.''

''Profesyonel ve organize bir durumla karşı karşıyayız''

Bir gazetecinin, ''İç hesaplaşma denildi, sonra prokovasyon denildi, siz orada görüşmeler yaptınız. İzlenimleriniz nelerdir?'' sorusu üzerine Kışanak, şöyle konuştu:
''Açıkça şunu söylemek istiyorum ki olayın ilk dakikalarından itibaren bu işe yön vermeye çalışmak başlı başına bu olayı saptırmaya yöneliktir. Biz orada Fransa'da resmi makamlarla ve İçişleri Bakanlığı ile görüşmeler yaptık. Ne bize söylenmiş resmi bir bilgi ne de kamuoyuna yapılmış resmi bir açıklama var. Şu an da basında yer alan bilgilerin tamamı spekülasyon. Resmi bir kaynağa dayanan ve resmi bir kaynaktan açıklanan bir bilgi yok. İçişleri Bakanlığı'nın bize söylediği bilgi şudur; 'Büyük bir titizlikle ve büyük bir ciddiyetle soruşturmayı yürütüyoruz. Biz de bu konudan çok rahatsızlık duyuyoruz. Çünkü bizim ülkemizde böyle bir siyasi cinayetin işlenmesi asla kabul edilemez. Gerçeğin açığa çıkması için uğraşacağız.' Görüşmelerin ilk dakikasında bize söylediği cümle şudur; 'Çok profesyonel ve çok organize bir durumla karşı karşıyayız. Ama aydınlatmak için elimizden geleni yapacağız.' Bunun dışında kamuoyuna ve bize söylenmiş resmi bir bilgi yoktur. Polis yetkililerine ve Fransız makamlarına dayandırılarak üretilen bilgilerin tamamı spekülasyondur.''

Bir gazetecinin ''Başbakan Erdoğan, yurt dışı gezisinde İmralı'daki görüşmelerle ilgili 'Ruhu kararmışları oraya göndermeyiz' diye bir açıklama yaptı. Bu konuyla ilgili yorumlarınızı alabilir miyiz?'' sorusu üzerine Kışanak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Sayın Başbakan'a böylesi hassas bir süreçte, medya üzerinden konuşmanın, medya üzerinden tepki toplayacak ifadeler kullanmanın ,sürece bir faydası olmayacağı yönünde öneride bulunuyorum. Varsa bize söylemek istediği ve iletmek istediği bir görüşü, parlamentoda bulunan 4 siyasi partiden biriyiz, parlamentodayız, halktan yetki almışız. O parlamentodaki bütün partiler kadar, meşruyuz. Bizimle konuşabilir. Varsa bize ilişkin bir görüşü, yaklaşımı ifade edebilir. Bunun medya üzerinden sürekli polemik olarak sürmesinin ve sürdürmekte ısrar etmesinin, bizi cevap vermeye zorlayan cümleler kurmasının sürece hizmet etmeyeceğini ifade etmek istiyorum. Böyle bir hassasiyet içerisinde olmalarını da kendilerine öneriyorum.''