"CHP nasıl olsa kapatılmaz diye mi düşündünüz?" (08.03.2015)
Muhalefet partilerine ’Anayasayı değiştirelim parti kapatma olmasın’ çağrısı yapan Davutoğlu, 2010’daki Anayasa değişikliğine destek vermeyen CHP’ye de böyle seslendi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Mardin’de düzenlenen “Türkiye’de Kadının Değişen ve Gelişen Konumu” konulu panelde konuştu. Davutoğlu "CHP'ye kapatma davası açılacak" haberlerine değinerek, "Gelin hemen yarın beraber anayasa değişikliğini yapalım, derhal parti kapatma meselesini tümden bitirelim" dedi.
<video:229079>
İşte Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları:
Bizim kültürümüz kadına saygı üzerine kurulmuştur. Bizim inancımız kadına şiddete dayanmaz. Kuran’da bir suredir. Nisa suresi.
8 Mart kadınlar günü belki modern dönemde her bir gün ile bunlar hatırlanır, anneler babalar günü kadınlar günü gibi. Bizim ise her günümüz muhabbetle aile içindeki muhabbetin dayandığı, anneye hürmet gösterilen her gün kadınlar günüdür bizim için. Elinin öpüldüğü her gün, eşe muhabbetle bakılan her gün bizim için kadınlar günüdür. New York'ta da zikrettim, bütün o vasıflar dışında, üç kız çocuğunun babası olarak da hitap ettim dedim. Resullullah'ın kız çocuklara ayrımcılığı nasıl yok ettiğini biliriz biz.
“BUGÜNLERDE ÇÖZÜM SÜRECİ YENİ BİR AŞAMAYA GELDİ”
Bugün Türkiye için zamanın ruhu nedir diye sorsalar, çözüm süreci üzerinden sağlanan kardeşlik ve barış ortamıdır derim.
Kadınlarımızın evlat acısı çekmemesi için, eşlerin beklememesi için biz çözüm süreci dedik. Biz hep birlikte Türkiye'yiz. Dili mukaddes kılan dilin kendisi kadar barışı ihtiva etmiş olmasıdır, barışa çağırmasıdır. Bugünlerde çözüm süreci yeni bir aşamaya geldi. Silahları bırakma çağrısıyla birlikte artık, başlattığımız çözüm süreci önemli bir aşamaya gelmiş bulunuyor.
“ONLAR ARASINDA BİR AYRIM GÖZETİRSEK BU MAKAMLAR BİZE HARAM OLSUN”
Ben gözyaşıyla bana sarılan şehit annesinin gözyaşıyla, Diyarbakır anneleri olarak son dönemde kahramanca mücadeleye çıkan annelerin gözümün önünde ağladıklarını hissettiklerinde de aynı acıyı hissettim. O çocuklar bizim çocuklarımız. Onlar arasında bir ayrım gözetirsek bu makamlar bize haram olsun.
“HDP'Lİ VEKİLİN YAPTIĞI YORUMLARA ÇOK ÜZÜLDÜM”
Bir kaç gün önce bir milletvekilinin, kadına yönelik şiddet konusunda İslamiyet’i suçlayan bir dil kullanması konusunda HDP'li vekilin yaptığı yorumlara çok üzüldüm. İslam rahmet merhamet dinidir. Biz İslamiyet’in özüne gittiğimizde, o merhamet üzerinden yeni bir Mardin, Mezopotamya yeni bir Türkiye inşa edeceğiz.
Buradan dört partinin kadın vekilleri el ele verip biz de kardeşlik diyoruz diye ortak bir mesaj yayınlasalar ne güzel olurdu. Bütün vekillere çağrıda bulunuyorum, bizim vekillerimiz de burada onlara da talimat veriyorum. Ümit ederiz ki şu veya bu taraf adına konuşan bütün siyasi partiler de bu zihniyette buluştular.
Biraz önce zikrettim. Silahlar sustuğunda diller konuşmaya başlar, gönüller konuşmaya başlar. Zihinlerin konuştuğu yer siyasettir. Hangi görüş zikredilirse zikredilsin meydanlardır. Ama Mardinliler hiçbir zaman şiddeti bu sokaklarda görmemiş olan Mardinliler, 6-7 ekim olaylarında da şiddet ortamını gördüler. Buradan hem Mardin'e bütün güneydoğu Anadolu’daki kardeşlerime seslenmek istiyorum. Tekrar şiddeti hakim kılmak 6-7 Ekimde yaşanan acıları yaşatmak isteyenlere karşı el ele veriniz.
“GELİN BERABER YAPALIM”
Konuşmasında, "CHP'nin kapatılacağı" iddialarına da yer veren Davutoğlu, demokratik siyasetin olduğu bir yerde parti kapatmanın olamayacağını söyledi.
Çarpıcı ve utanç verici bir kapatma davasına muhatap olmuş bir parti olarak, her zaman "Partileri halk açar, halk kapatır" dediklerini hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Kimsenin bu ülkede parti kapatılmasını mazur görmesi mümkün değildir. Ama madem ki böyle bir kaygı var, buradan bir çağrıda daha bulunuyorum muhalefet partilerimize. Daha Meclis faaliyetini gösteriyor, seçime de vakit var. Hemen yarın gelin, hep beraber bir Anayasa değişikliğiyle parti kapatılmasını imkansız hale getirelim. 2010'da biz Anayasa reformu yaparken, diğer partiler buna destek vermediği için siyasi partilerin kapatılması 3 oy gibi az bir oyla, referanduma sunulamamıştı, 327 oyda kalmıştı. O zaman sizler hep şunu düşünmüştünüz belki muhalefet partileri olarak, özellikle CHP, 'Nasıl olsa CHP hiç kapatılmaz, kapatırsa CHP kapatır ama CHP kapatılmaz.' Tek parti döneminden gelen alışkanlık, 12 Eylül dışında da olmadı. Onun için ona 'hayır' dediniz, MHP'de 'hayır' dedi, ama ilginç olan HDP'de 'hayır' dedi. Yani en çok parti kapatmaya muhatap olan HDP'de 'hayır' dedi ve o geçmedi, AK Parti oyları yeterli olmadı. Şimdi buradan sesleniyorum, işte güzel bir şans."
Amerika'dar gelir gelmez, AK Parti Grupbaşkanvekili Mustafa Elitaş'ı Resmi Konut'a çağırarak, "Hemen bir hazırlık yapın, muhalefet partisi grupbaşkanvekilleriyle konuşun ve derhal Türkiye'de geçmişte büyük bir demokrasi ayıbı olan parti kapatma meselesini tümden bitirelim" dediğini aktaran Davutoğlu, "İşte Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum; Böyle bir kaygınız varsa gelin, 2-3 saatte biter bu iş. Hepimiz, 550 milletvekilinin imzasıyla bir daha Türkiye'de, demokrasisi de parti kapatma utancının yaşanmayacağı bir Anayasa değişikliğini hep beraber oylayalım, kabul edelim" ifadesini kullandı.
"Parti kapatma şiddet kültürüdür"
"Hepimiz 550 milletvekilinin imzasıyla, bir daha Türkiye'de demokraside parti kapatma utancının yaşanmayacağı bir anayasa değişikliğini hep beraber oylayalım, kabul edelim" çağrısında bulunan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama bunu yapmıyorsanız, eğer bunu yapmayacaksanız buradan söylüyorum. Bir takım vehimler üzerinden, bir takım kaygılar üzerinden eğer mağduriyet edebiyatı yapıp, bizi kapatacaklar diyerek ağlayıp sızlanarak halkın üzerine giderseniz, biz de halkın huzuruna gider ve deriz ki: 'Bizim bu teklifimize onlar hayır dedi.' Bir daha söylüyorum; AK Parti olarak hiçbir zaman herhangi bir partinin isterse bize karşı sert muhalefet yapıyor olsun, hiçbir partinin kapatılmasına rıza göstermeyiz, onlarla birlikte demokrasi mücadelesi veririz. Bundan da ilkesel olarak hiçbir taviz vermeyiz. Çünkü parti kapatma da demokraside bir şiddet kültürüdür. Fikirle yenemediğin bir siyasi partiyi şiddetle kapatmadır. Ona karşıyız."
Kadınlarımıza dönük, son dönemde yüreğimizi dağlayan kadına yönelik şiddetteki gelişmeler. Özgecan artık bir simge oldu. Ama Özgecan'ın katledilmesinden sonra onunla birlikte simge olan babası Mehmet Aslan'dı. Buradan Özgecan'ın babasına selam ediyorum. Bir kız babası olarak, kızlarımın herhangi birinin saç teline bir şey değse yüreğine ateş düşen bir kız babası olarak, Mehmet Aslan'ın acı içinde hiçbir intikam duygusu yaşamadan herkesi merhamete çağıran o gür sesi var ya işte bu toprakların sesidir.
Biz bu çerçevede bütün bir halkımızı seferberliğe çağırıyoruz. Kadına yönelik şiddet konusunda hepimizin aynı tutumda birleşmesi lazım. Benim anam rahmetlinin söylediği bir deyiş vardı. "erkeğin kötüsü erkeğe el uzatır. Kadının kötüsü çocuğa el uzatır" En namert erkek zayıf kadına el uzatan erkektir. En acımasız kişi çocuğuna şiddetle muamele eden kişidir. O çocuk gözüne baktığında babada, disiplini ama muhabbeti görmek ister. Annede merhameti görmek ister. Merhamet ve muhabbet ortamında yönelen çocuk, vali olmuşsa şehir ahalisine muhabbetle bakar. Polis olsa, en merhametli şekilde davranır. Bizim hepimizin en öncelikli görevlerimizin başında bu anlamda merhameti egemen kılmak vardır.
Bu mesele bütün dünyaya has bir oldu. Kadın cinayetleri Avrupa’da en fazla görülen yerler demokratik olarak en gelişmiş olarak görünen yerler aslında. İsveç'te, ABD'nin gelişmiş eyaletlerinde de bu problem var. Hem kadınlarımıza annelik gibi onurlu bir vazife yürütürken destek olmamız lazım, kadınlarımız sosyal hayatta görev aldıklarında onların önünü açmamız lazım. Kadınlarımızın üzerine bu yükün çifte yük olarak gelmemesi için her türlü düzenlemeyi yapmamız lazım. 2002-2012'de ana kız okuldayız kampanyasıyla 2 milyon kişi katıldı. Bugün 919 bin öğretmenden 499 bini kadın öğretmen. Ben de ilkokulda iki kadın öğretmenden feyz almıştım, Allah rahmet eylesin. Annemizle öğretmenimizi ayırt etmezdik. Kadın ve erkek öğretmenlerimiz çocuklarımızı yetiştirirken bu merhametle yetiştirmesi büyük önem taşıyor. Sağlık bakanlığında, görev yapanların 523 binden 325 bini kadın. Akademisyenlerin yüzde 41'i kadın akademisyenler. Bu oranlar 2002'den önce çok düşüktü. Milletvekilleri itibariyle 2002'de, milletvekili oranı yüzde 4'tü. Son seçimde yüzde 14. İnşallah bu daha da artacak.
ÖZGECEN BİR SİMGE OLDU
Özgecan'ın şehit edilmesinin hemen sonrasında Antalya'daki konuşmamda vurguladığım yeni seferberlik başlatma ihtiyacımız var. Bugün Mardin’den bu seferberliği başlattığımızı ilan ediyorum.
2006'da kadına yönelik şiddet ulusal eylem planı yaptık. 2012'de ikinci aşamaya geçtik. bugün de 2016-2019'u kapsayacak eylem planını sizlerle paylaşacağım.
Altı ana düzenlemeden oluşuyor. birincisi yasal, ikincisi farkındalık oluşturma, üçüncü koruyucu hizmet unsuru, dördüncü sağlık hizmetleri, beşinci kurumlar arası koordinasyon, altıncısı şiddet uygulayanlara uygulanacak çalışmalar.
Elektronik destek sistemi pilot uygulaması. Bu şu demek. Denetimli serbestlikle uyguladığımız çalışmayı kadına yönelik şiddet konusunda uygulayacağız. Mahkumun nereye gittiği takip ediliyorsa, şiddet konusunda eğer herhangi bir tehlike söz konusuysa, elektronik bir sistemi devreye sokacağız. Ankara ve İzmir'de sistemin pilot uygulamasını başlatıyoruz. 6284 kanunun etki analizi çalışmalarını yapıyoruz, yeni düzenlemeleri devreye sokacağız. Önemli bir tanesi de ihtisas hakimliğinin kurulması, özel yetiştirilmiş hukukçularımızın bulunacağı hakimliğin kurulması.
İkincisi farkındalık oluşturma çalışmaları. Burada en önemli husus, zihniyet meselesi. Yasal ne tedbiri alırsanız alın, zihniyeti dönüştüremediyseniz bu yasal tedbirler yetersiz kalabilir. Geniş kapsamlı bir eğitim faaliyetine giriyoruz. Medya çalışanları, kamu personellerinin de bulunduğu 657 bin kişiye eğitim verdik. Medyamızın özellikle toplumsal bilinçlendirme konusunda takip ettiği yolu takdirle anmak istiyorum. Ama bir taraftan bu çabayı verirken, kadına yönelik şiddet konusunda o kadar detaylı anlatımlara yer verildi ki, neredeyse bu cinayetleri işlediği yöntemleri anlatarak, ilham verecek bir kamuoyu kirlenmesi yaşandı.
Reklam dizi film gibi veya kitap, bu konuda güzel örnek teşkil eden eserler ödüllendirilecek ve destekler verilecek.
Üçüncü alan, şiddet mağdurlarıyla ilgili atılacak adımlar. 2012'de kadın konuk evi uygulamasını başlattık. Türkçe dışında Arapça, Kürtçe, SMS ile hizmet veren vatandaşlarımız yurt dışındaki vatandaşlarımıza hizmet vereceğiz. Alo 183 ile bu şikayetlerini iletebilecek. Almanya'daki şiddete maruz kalmış vatandaşımız da istifade edebilecek.
Kadına yönelik şiddeti uygulayan açısından bir hastalık taşıdığını düşünüyoruz. Öfke kontrolü, kendi kendisini muhasebe ederek, Türkiye genelinde faal profili çıkarılacak. Ölümle sonuçlanan vakalar derinlemesine analiz edilecek. Faillerin rehabilitasyonu açısından kapsamlı adımlar atılacak.
Bir karakola girdim. İlini vermeyeyim, memurlarımızdan sözlüsü olanlardan yavuklusu olanları arattım. Bazıları anne babalarını arattım. Birisi telefonu, kaç evladın var dedim, üç dedi. yok dedim daha fazladır. Ha sen kızları da mı soruyorsun dedi. Biz bu cahiliyet adetini bir kenara bırakmamız lazım.
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- İşte 500 bin liranın aylık getirisi!
- Kızılcık Şerbeti'nin 'Nilay'ı senaryoyu ifşa etti!
- Akaryakıt tankeri patladı!
- Şeriat tutmayınca tehdit hukuku!