CHP'den 'Hayırda Hayır Vardır' toplantısı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, ''Özellikle oylarımızın hızla düştüğü Doğu ve Güneydoğu'da dili ile dini arasına sıkıştırılmış halkımıza referandumun neler getireceğini, neden 'hayır' oyu kullanılması gerektiğini anlatacağız'' dedi.
CHP Bahçelievler İlçe Başkanlığı'nca düzenlenen ''Hayırda Hayır Vardır'' toplantısında konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, 12 Eylül'de yapılacak referandum öncesi parti olarak sıkı bir çalışma temposu içine girdiklerini, parti yöneticilerinin Anayasa değişikliğinin halka getireceği zararları paylaşmak için ''hayır'' kampanyasına başlayacaklarını söyledi. Oran, şöyle devam etti: ''Özellikle oylarımızın hızla düştüğü Doğu ve Güneydoğu'da dili ile dini arasına sıkıştırılmış halkımıza referandumun neler getireceğini, neden ''Hayır'' oyu kullanılması gerektiğini anlatacağız. Ayrıca burada yaşanan terör ve güvenlik olaylarıyla ilgili ne tür tedbirler alınacak, bölgenin kalkınması için neler yapılabilir, bunları paylaşacağız. Dünya partisi olduğumuz için Türkiye'nin gerçeklerini, AKP'nin adaletsizliğini ve kalkınma yaratmadığını dünyaya da anlatmalıyız. Biz mümkün olduğu kadar dışarıda haklılığımızı, etkinliklerimizi ve çalışmalarımızı anlatıyoruz.''
Yakında Türkiye'nin en önemli sivil toplum örgütleri ve sendikalarıyla toplantılar yapacaklarını, 100 gün içinde Ekonomik Sosyal Konseyi çalıştırıp, tüm sorunları masaya yatıracaklarını bildiren Oran, ''Çünkü Sayın Başbakan dünya ekonomik krizle yatıp kalkarken krizi ciddiye almadığı için Ekonomik Sosyal Konseyi toplamadı. Biz sorunları dinleyip çözümler arayacağız. Türkiye için yeni bir ekonomi programı hazırlayacağız'' diye konuştu.
Türkiye'de referandumdan daha acil sorunlar olduğunu, ancak hükümetin bu konuları yanlış yöntemlerle daha zor bir hale soktuğunu savunan Oran, şunları kaydetti: ''İşsizlik oranları ortada, komşularımızın çoğuyla kavgalıyız. Dış politikada Orta Doğu batağına doğru hızla sürükleniyoruz. İran ile yakınlaşıyoruz. Ama çağdaş muasır medeniyetler seviyesinden de hızla uzaklaşıyor, yalnızlaşıyoruz. Böbürlenip kabadayılık taslayan sayın Başbakanın birçok meselede ülkenin çıkarlarını korumadığını görüyoruz. Açılımlar bize hiçbir şey getirmediği gibi insanlarımızın zihinlerinde bölünmeler yarattı. 'Demokratik açılım' dedi, terör iyice azdı. Başbakanın, bu sorunlar varken Türkiye'nin gündemi ve önceliklerine karşı samimi davrandığını düşünmüyorum. Bizler, ülkenin tüm bu meselelerine karşı eski yöntemlerden uzak, çağdaş, modern yöntemlerle önce halk oylamasında zafere ulaşıp, daha sonra da iktidar olacağız. Tüm arkadaşlarımız Türkiye'yi karış karış gezerek bu zafer için ter dökecek. Sonunda bu şanlı zaferi yakalayacağız.''
'Güçlerinizi birleştirin'
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da referandumda ''hayır'' oyu kullanacağını belirterek, ''Benim gibi işsizliğe, yolsuzluğa, yoksulluğa ve hukuksuzluğa karşı olan herkesin 'hayır' oyu kullanması gerekir'' dedi. Gerçekten hiç düşünmedikleri bir kararla karşı karşıya kaldıklarını ve 12 Eylülde halk oylamasına gidileceğini ifade eden Kanadoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu Anayasa değişikliği gerçekleşirse ömrü bugünkü siyasi iktidarın ömrüyle doğru orantılıdır. Yeni bir siyasi iktidar, yani ciddi, samimi bir halk iktidarı, bu yapılan değişiklikleri herhalde ortadan kaldıracaktır. Ancak bu iktidara giden yol her şeyden önce halk oylamasında 'evet' çıkmamasına bağlıdır. Onun için şimdi gelecekteki halkın iktidarını ve partinizin iktidar olmasını bir tarafa bırakın ve tüm güçleri birleştirerek bu Anayasa değişikliğinin 'evet' oyu almamasını sağlamaya çalışın. Hangi partiden olursa olsun tüm vatandaşların kendi güçlerini bir araya getirmesi kaçınılmaz bir olaydır. Çünkü eğer 'evet' diye çıkarsa, karşınıza çıkacak olan Anayasa Mahkemesi ve HSYK örneklerinde gördüğünüz gibi bir YÖK, bir RTÜK olacaktır. Eğer yargı bu şekilde yürütmenin talimatı altına girecekse orada artık kuvvetler ayrılığından bahsetmek mümkün olmayacaktır ve o yargı güvenilir bir karar verme durumundan hızla uzaklaşacaktır. 12 Eylül Türk milleti için büyük bir sınavdır. Bu sınavdan yüz akı ile çıkabilmek için tüm partililerin güç birliği içinde çalışması gerekir.''
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Gülsüm Bilgehan ise Cumhuriyetin kurucusu Atatürk ile dedesi İsmet İnönü'nün bu ülke için büyük fedakarlıklar yaptığını ve tüm yurttaşların da bu büyük kahramanlar gibi ülkenin bir kuruşu için hesap sormaları gerektiğini söyledi. Büyük bir yürüyüş başlattıklarını, karamsarlıklarını attıklarını kaydeden Bilgehan, ''Hiçbirimiz mevki, makam, unvan istemiyoruz. Artık CHP'nin sahibi halktır, gönül verenlerdir, bu partiyi sevenler ve destekleyenlerdir. Artık örgütümüz ve millet bir arada. Umuda doğru bir koşu başlattık'' diye konuştu.
CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek de 8 yıldır Türkiye'nin kazandığını, ama halkın kazanamadığını belirterek, şöyle devam etti: ''Sadece Recep Tayyip Erdoğan ve saz arkadaşları kazandı. Okulunu, hastanesini, marketini ayırdı. Kendi zenginini yarattı. Kamu düzenini, personelini ona göre tanzim etti. Suriye sınırını İshak'a satmaya çalıştı. Ara sıra yiğitlik olsun diye de 'One Minute' dedi. Danıştay-yip, Yargıtay-yip, Sayıştay-yip, Yürütme de Tayyip... Ne kaldı geriye? Bir de Anayasa var. Bu Anayasayı, bu HSYK'nın yapısını değiştirmeye izin vermeyeceğiz.''
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!