CHP'nin Yeni Çalışma Sistemi

CHP'nin Yeni Çalışma Sistemi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.10.2010 - 06:06

Abant toplantısına milletvekillerinin çoğunluğunun katılması, herkesin söz alarak özgürce konuşması, çok önemli bir adımdır. Şimdi, bölge toplantıları başlamalı, toplantılara bölgenin bütün il ve ilçe başkanları, seçilmiş belediye başkanları ve il genel meclisi üyeleri katılmalıdır. Bölge toplantılarında, o bölgenin sorunları görüşülmelidir.

Siyasi partiler, demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez kurumlarıdır. Çağdaş demokrasinin gelişmesi, siyasi partileri demokrasinin düzenli işleyişinin olmazsa olmaz zorunlu kurumları haline getirmiştir.

Günümüz çağdaş demokrasileri siyaset bilimcilerin belirttiği gibi aslında partiler demokrasisidir.

Demokrasilerde siyasal partiler, bir bakıma toplumsal gelişmeleri ve toplumsal talepleri parlamentoya taşıyan iletişim mekanizmalarıdır. Çağdaş demokrasiler, birbiriyle çatışan ekonomik ve toplumsal çıkarları siyasal partiler kanalıyla örgütleyerek uzlaştırma yoluna gitmiştir.

Türkiye’de siyasal partiler, merkez organları, her il ve her ilçede oluşan yönetim kurulları ve oralardan beldelere kadar uzanan örgüt yapısıyla halk kitlelerine ve toplumda en uzak noktalara kadar uzanan bir ağ, bir örgüt sistemine sahiptiler.

Cumhuriyetin kuruluşunu ve Aydınlanma Devrimlerini gerçekleştirmiş olan CHP, yukarıda belirtilen bu niteliklere her partiden çok sahiptir ve Türkiye’de en ücra köyde bile temsilcisi olan etkin bir örgüt yapısına sahiptir.

CHP’de gençlik kollarından başlayarak merkez yönetim kurulu üyeliğine kadar her kademede çalışmış, böylesi bir geçmişe sahip bir kişi olarak CHP’nin bu niteliklerinin tanığıyım.

CHP 1960 öncesi, merkezden köye, en alt birime kadar çok etkin bir çalışma ağına sahipti. 1960’tan sonra bu çalışma etkinliği giderek zayıfladı.

Partinin temel politikalarını tabana taşımak

Ecevit önderliğindeki, demokratik sol hareket 1970 - 1980 döneminde CHP’yi halk kitleleriyle, Anadolu’daki en ufak toplum birimleriyle bire bir iletişim ve temas kuran bir düzeye getirdi.

Sürekli çalışan il ve ilçe örgütleri, ona bağlı etkin ve çalışkan kadın ve gençlik kolları bu sistemin temel nitelikleriydi.

İller, ilçeler sürekli bir çalışma disiplini içeresinde, partinin temel politikalarını tabana taşırlardı. Çevreden merkeze hareket ve çalışma temel stratejiyi oluşturuyordu.

Bunun anlamı, Anadolu ve Trakya’da ilçeler çalışmalarında, köyden beldelere, oradan ilçe merkezine; metropollerde varoşlardan kent merkezine doğru çalışma yöntemi ve stratejisi izlenirdi.

Yılda en az iki kez bütün il başkanlarının katıldığı küçük kurultay; ayrıca sık sık genel merkezin eşgüdüm ve yönetimini sağladığı bölge toplantıları yapılırdı. (Üç dört ilden oluşan küçük bölge toplantıları.)

CHP kadrolarını altüst ettiler

Karşıdevrimci 1980 darbesi, bu sistemi altüst etti. 1980’de çok güçlenen CHP, 1981’de seçim yapılabilseydi tek başına iktidara gelecekti... 1980 karşıdevriminin önemli bir nedeni de CHP’nin tek başına iktidarını engellemekti. Zaten hemen CHP’yi kapattılar, aydınları zindanlara tıktılar, yetişmiş CHP kadrolarını altüst edip dağıttılar.

2002 yılında kurulan AKP, aslında CHP’nin 1980 öncesi yaptığı bu çalışma modelini ve siyaset stratejisini uyguluyor.

İlçe yönetimleri, mahallelere, en alt birimlere gidiyor. Metropol kentlerde il ve ilçe yönetimleri varoşları hiç ihmal etmiyor. İletişim teknolojileri en üst düzeyde kullanılıyor.

Ama CHP özellikle son on yıldır, bu çalışma sistemini unutmuştu. Baykal yönetiminde, milletvekilleriyle kurulan diyalog her salı günü yapılan Meclis grubu toplantılarında genel başkanın yaptığı sunuş konuşması ve sonrasında grubun dağılması biçiminde yinelenip gidiyordu. Milletvekilleriyle iç içe ve içtenlikle konuşulan, bir hafta sonu kampı, bütün il başkanlarının katıldığı bir küçük kurultay, bütün belediye başkanlarının katıldığı bir yerel yönetimler toplantısına adeta hasret kalınmıştı.

Ama bütün bu saydıklarımızı AKP 2002 yılından beri düzenli olarak yapmaktadır.

İşte geçen hafta sonu gerçekleştirilen Abant toplantısı CHP’nin kendi niteliklerine, kendi çalışma yöntemlerine bir bakıma geri dönüşünü simgeliyor.

Cumhuriyetin “Parlamento Kulisi” sütununda Ankara bürosundaki arkadaşlarımız Abant toplantısına güzel bir ad bulmuşlar: “CHP sosyalleşiyor.”

Referandum sonuçlarını değerlendirdiğim yazımda, partilerin seçim başarılarında rol oynayan faktörleri temel olarak belirtmiştim (*) yinelemek isterim:

Partilerin seçimlerde başarılı olmaları için:

1. Tutarlı bir program ve ülke politikası, bu politikaya uyumlu tutarlı siyasi strateji ve taktikler...

2. Parti liderlerinin programlı, etkin çalışması (mitingler, TV konuşmaları vs.)

3. Örgütün kesintisiz çalışması, il ve ilçe bazında, sivil örgütlerle, basın kuruluşlarıyla, halkla sürekli ve bire bir ilişki kurulması.

4. Örgütün yarın seçim olacakmış gibi sandık başı çalışmasına hazır olması, seçim konusunda eğitilmiş “sadık” bir teşkilat oluşturulması.

5. Bütün bunların oluşması için genel merkezin gerek milletvekilleri, gerek örgütle sürekli iletişim içerisinde olması.

İşte Abant toplantısı yukarıda sayılan çalışma sisteminin yaratılması yönünde yıllardır beklenen ilk ve somut adımdır.

Bu toplantı, CHP’de genel başkan değişiminden sonra merkezle örgütler arasındaki iletişimin önemli bir örneğidir.

CHP toplumsal konulara kuşkusuz sırt çeviremez. Ama bir sosyal demokrat parti olarak CHP büyük enerjisini gelir dağılımındaki adaletsizliğe, işsizliğe, emek sömürüsüne, tarım kesimindeki adaletsizliklere, hukuk düzenindeki çarpıklıklara, ülkenin çok büyük çoğunluğunun yasadışı dinlemeler altında kalmasına, parasız eğitim için demok-ratik haklarını kullanan gençlere karşı orantısız güç kullanılarak yaka paça tutukevine götürülmelerine, seçim barajının düşürülmesine, dokunulmazlıkların kaldırılmasına, yolsuzluklara, hırsızlıklara, soygun ve talana çevirmelidir. Yeni genel başkanın referandum konuşmaları dikkatle incelenirse bu nitelikler bolca görülebilir. Bu da önemli bir değişimdir.

Abant toplantısına milletvekillerinin çoğunluğunun katılması, herkesin söz alarak özgürce konuşması çok önemli bir adımdır.

Şimdi, bölge toplantıları başlamalı, toplantılara bölgenin bütün il ve ilçe başkanları, seçilmiş belediye başkanları ve il genel meclisi üyeleri katılmalıdır. Bölge toplantılarında, o bölgenin sorunları görüşülmelidir.

Haziran 2011 seçimlerine böyle hazırlanılır. CHP önündeki engelleri aşmalı, bariyerleri kaldırmalıdır.

CHP halkla arasındaki duvarları yıkmalıdır. Abant toplantısı olumlu bir başlangıçtır.

(*) Referandum Değerlendirme, (21, 22, 23 Eylül) Cumhuriyet.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler