Cihaner'den açıklama

Adana Cumhuriyet eski Savcısı İlhan Cihaner, "Artık yargı iktidarların doğrudan doğruya aracı olmaktan çıkıp kılıcı haline gelmiştir" dedi. Cihaner, Yargıtay'ın Erzurum'dan istediği dosya bilgilerinin gelmemesini "Bu dosya buraya gelmeyecek, buna cevap verilmeyecek. Ne zamana kadar? 11 Ceza'nın yetkileri kaldırılıp başka bir heyet atanıncaya kadar" sözleriyle değerlendirdi.

Cihaner'den açıklama
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.05.2011 - 10:22

İlhan Cihaner hakkında "görevi kötüye kullanma, evrakta sahtecilik ve imar kirliliği" iddiasıyla açılan davanın görülmesine Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde devam edildi. Cihaner duruşmaya Avukatı Turgut Kazan'la katıldı. Duruşmada, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Ersan Ülker, Cihaner'in Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı döneminde yürüttüğü "cemaatlere" ilişkin dava dosyasının istenmesine rağmen gönderilmediğini söyledi. Cihaner'in avukatı Kazan, heyetten Erzurum'daki dosyanın beklenmesinden vazgeçilmesi talebini tekrarladı. Savcılık ilgili dosyanın beklenmesi talebinde bulundu. Bunun üzerine duruşmada söz alan Kazan, ilgili dosyanın beklenmesine gerek olmadığını ifade etti. Kazan, "Son soruşturma kararına göre müvekkilime yönelik ayrı ayrı suçlamalar var. Bunlardan birisi görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu için bu dosyayla ilgili. Bir kamu görevlisinin isimsiz ve imzasız ihbarı var, 'Anayasa'yı şiddete dayalı bir yolla şeriat esasına dayalı düzen kurma iddiası' üzerine . Müvekkilim bu konuyla ilgili dosyayı göndermemekle suçlanıyor. Bununla ilgili 14 Mayıs günü siz iddianamenin istenmesine karar verdiniz. 28 Mayıs 2010 günlü oturumda ilgili iddianame okundu ve tutanaklara geçirildi. Ayrıca bu dosyanın CD'si geldi ve incelediniz. 5 Nisan günü de istenen bu dosyaya ilişkin savcılık görüşünü mahkemeye sunduk. Savcılık mütalaada şiddete dayalı hiçbir şey olmadığı için beraat kararı istiyor. Bu dosya gelmeyecek" dedi.
 

"Dosyayı bitirmenizi istemiyorlar"

Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin daha önce istenilen bilgiyi göndermediği için Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Kazan, "Suç duyurusu işleme konulması gerekirken, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Adalet Bakanlığına gönderildi. O nedenle suç duyurusunda bulunan bu heyetin bu işi bitirmesini istemiyorlar" diye konuştu.

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki soruşturma dosyasının bir örneğini almak için dilekçe verdiklerini belirten Kazan, dosyaya taraf olmadıkları iddiasıyla taleplerinin reddedildiğini söyledi. İlgili dosyaya UYAP sisteminden bile inceleyemediklerini belirten Kazan duruşmada şöyle konuştu:

"Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi, CMK'nın 250'inci maddesiyle kurulmuş özel yetkili bir mahkemedir. Özel yetkili mahkeme Adalet Bakanlığı'nın teklifi üzerine kurulur. Özel yetkili mahkeme kimseye hesap vermez. Bu nedenle davamız uzasın istemiyoruz. Bunun beklenmesinin yarar sağlayacağını düşünmüyoruz. Erzurum'daki dosyada şiddete dayalı hiçbir delil bulunmadığı için beraat kararı verilmesi istendi, derhal görevsizlik kararı verilmesi lazım. Ancak ne görevsizlik kararı veriyorlar ne de beraat kararı veriyorlar. Amaçları buradaki yargılamayı sürdürmek. Bizim için verilecek hükmü geciktirmek. Beklerseniz sonsuza kadar bekleyeceksiniz."

11 Ceza Dairesi'nin değişmesini bekliyorlar

Kazan, davanın sonuçlanması için Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin heyetinin değiştirilmesinin beklendiğini iddia ederek, "Adalet Bakanlığın bürosuna dönüştürülmüş HSYK'dan yeni atamalarla başka bir kurul oluşturulana kadar bekleyecekler. O nedenle beklenmekten vazgeçilmesini diliyorum" dedi. Kazan, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından incelenmesi gereken suç duyurusunun Adalet Bakanlığı'na gönderildiğine ilişkin belgeyi ve UYAP'tan dosyayı inceleyemeyeceklerine ilişkin bilgisayar çıktısını mahkeme heyetine sundu. Kazan'dan sonra söz alan Cihaner ise "Adalet Bakanlığı'nın bize gönderdiği son soruşturma kararında gelen dosyanın ekinde tüm bilgiler var. İsterseniz bu adamlar gerçekten silahlı örgüt olsun, isterse Anayasal düzeni silahla değiştirmeye zorla teşebbüs olsun, isterse de berat etsin. Bu durum görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarını değiştirmeyecektir" dedi.

Erzurum'daki dosyanın gönderilmeyeceğini savunan Cihaner, "Bu dosya buraya gelmeyecek, buna cevap verilmeyecek. Ne zamana kadar? 11 Ceza'nın yetkileri kaldırılıp başka bir heyet atanıncaya kadar. Avukatlar istediği dosyayı örnek almaksızın inceleyebilir ancak burada da bir sıkıntı var. Burada karşımızda mahkeme falan yok başka bir yapılanma var. Adalet Bakanlığı hiçbir şikâyetimizin gereğini yapmıyor, Kurul da aynı şekilde. Burada ya Yargıtay'ın iç dengelerine ilişkin başka bir şey bekleniyor ya da benimle ilgili başka bir şey bekleniyor" dedi. Yargının ve hakimlerin var olduğunu ancak adaletin bulunmadığını savunan Cihaner, mahkeme heyetine "Buradaki yargılama 10 yıl sürecekse, 10 yıl mı bekleyeceğiz" dedi.

Başkan Ülker, ise Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi'nden cemaatlerle ilgili dosyasının safatı hakkında yeniden yazı yazılmasına karar verdi. Duruşma 12 Haziran seçim sonrasında bir tarihe ertelendi.
 

"Yargı iktidarların aracı değil kılıcı oldu"

Duruşma sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayarak, yargılamada gelinen süreci değerlendiren Cihaner, "Başbakan sanırım 'şifre var ancak kopya yok' demişti. Bizde yargı var ama adalet yok noktasına süratle gidiyoruz. Erzurum'daki mahkeme ne dosyanın akıbetiyle ilgili bir bilgi veriyor ne de avukatlarımızın dosyayı incelemesine izin veriyor. Fili bir durum yaratılarak ya mahkemenin yapısının değişmesini, kendilerine göre karar verecek bir yapının oluşmasını bekliyorlar ya da seçimi bekliyorlar. Tek istediğimiz yargılanmak. Beraat yada mahkumiyet. Bu hukuksuz sürecin nedeni bizmişiz gibi saldırılar devam ediyor" dedi.

Gazetelerde yer alan "Adalet Bakanlığı'nın kendisi cezaevindeyken firar ettiği gerekçesiyle 2 tane müfettiş görevlendirdiğine" yönelik haberleri anımsatan Cihaner, Bu kadar akıl dışı iddiaya gelinceye kadar çok sağlam delililere dayalı suç ihbarların soruşturulmadığını söyledi. Türkiye'de artık hiç kimsenin hukuki güvenliğinden söz edilemeyeceğini belirten Cihaner, "Hoşa gitmeyen kararları verilen yargıçlar cezalandırılıyor. Siyasi kararları veren yargıçlara yapılan ödüllendirmeleri de her gün yaşıyoruz. İzmir Belediyelerinin nasıl bir baskıya maruz kaldığını herkes gördü. Adalet Bakanı bu konuda bir bilgisi olmadığını söylüyor. Oysa aynı Adalet Bakanlığı, soruşturma konusunda bilgi vermediğim için benim hakkımda görevi kötüye kullanmaktan dava açıyor. Artık yargı iktidarların doğrudan doğruya aracı olmaktan çıkıp kılıcı haline gelmiştir" dedi.
 

"Dokunulmazlığın kaldırılmasına imza ettim"

Yargıyı, siyasi iktidarın daha fazla icra dairesi ve gözaltı, daha az özgürlük olarak değerlendirdiğini belirten Cihaner'e gazetecilerin duruşma tarihinin seçim sonrasına denk geldiğini hatırlatması üzerine "Bu şaibeyle bizi yaşamaya mahkûm etmek istiyorlar" dedi. Kürsü dokunulmazlığı hariç her türlü dokunulmazlığa karşı olduğunu belirten Cihaner, milletvekilli başvurusu sırasında dokunulmazlığın kaldırılması yönünde alınacak kararlara uymayı yazılı olarak taahhüt ettiğini ifade etti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler