Çin, Türkiye'yi mercek altına aldı

Çin Halk Cumhuriyeti Başkan Yardımcısı Şi Cinping'in Türkiye ziyareti gerek ekonomik gerekse siyasi açıdan önemli bir döneme denk geldi.

Şi Cinping'in gezisi medyaya ağırlıklı olarak ekonomik ilişkiler bakımından yansıdı. AKP hükümetinin iktidara geldiği 2002'den bu yana Çin ile Türkiye arasındaki toplam ticaret hacminin 1 milyar dolardan 2011'de 24 milyar dolara çıkmış olmasının bunda payı var. Ancak Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın da belirttiği gibi Çin'den Türkiye'ye 22,5 milyar dolarlık ithalata karşılık Türkiye'nin 2,5 milyar dolarlık ihracatı “tek taraflı aşka benziyor”.

Çin Devlet Başkan Yardımcısı'nın Türkiye'ye yaptığı 3 günlük gezide enerji, madencilik, inşaat ve tekstil alanlarında imzalanan işbirliği anlaşmalarının 4.3 milyar dolar civarında olduğu belirtiliyor. Çin'in Türkiye'nin üçüncü en büyük ticaret ortağı olduğunu dile getiren Şi Cinping sözlerini şöyle sürdürüyor: “Eğer siyasi güven pekişirse, Çin ile Türkiye G20, Dünya Ticaret Örgütü, Birleşmiş Milletler gibi arenalarda ortak hareket ederse ekonomik işbirliği daha da derinlik kazanır”.

Başka bir deyişle Çin için ekonomik ilişkilerin ötesinde stratejik yaklaşımlarda ortaklığın önemi var. Bu nedenle Şi'nin gezisi Çin'in bölgeye yönelik politikasının ipuçlarını vermesi açısından dikkat çekici.

Örneğin Şi Cinping'in Türkiye ziyareti sürerken Çin Komünist Partisi'nin yayın organı People's Daily (Halkın Günlüğü) Çin'in Türkiye'nin stratejik önemini çok takdir ettiği ve Ankara'nın uluslararası ve bölgesel konularda önemli bir rol oynamasını desteklediğini yazmıştı. Gazete Çin'in bu geziyle iki ülke arasındaki stratejik işbirliği ilişkisini derinleştirmeyi hedeflediğini belirtiyordu.

Ortadoğu'nun başdöndürücü ve kanlı bir değişim sürecinden geçtiği bu günlerde Çin'in Türkiye'ye gelerek oynayacağı rol konusunda mesaj vermesi anlamlı. Çin hiç kuşkusuz Ankara'nın Washington ile bu konuda son derece yakın bir çizgide durduğunu görüyor. Bu yüzden Şi Cinping Türkiye'deyken isim vermeden Suriye konusunda bölgede istikrarın sağlanmasını istediklerini ancak “ülkelerin kendi içişlerine karışılmaması gerektiği” mesajını veriyor. Çin bölgede değişen dengelerde kendi çıkarlarını kollamayı amaçlayan büyük devletlerden biri. Türkiye ise bölgesel bir güç olma hedefiyle iddialı adımlar atmak isteyen bir ülke imajı çiziyor.

Çin'in Türkiye'yi artık mercek altına aldığı ve bu süreçte Ankara'nın politikalarını daha yakından izleyeceği açık. Önümüzdeki dönemde Türkiye'yi ilgilendiren konularda Çin'in adını çok daha sık duyacağımıza kuşkunuz olmasın.