Cinsiyet eşitliğinde Türkiye 125’inci

Dünya Ekonomik Forumu’nun her yıl yaptığı araştırmaya göre son 10 yılda kadınların siyaset ve iş hayatına erişiminin artmasıyla, erkeklerle kadınlar arasındaki eşitsizlik uçurumu küresel çapta daraldı. Araştırma, 142 ülkede ekonomik etkenler, sağlık, eğitim ve siyasi katılım üzerinden yürütülüyor. 2005’ten beri pek çok ülkede “köklü değişiklikler” yaşanmasıyla 105 ülkenin daha eşitlikçi hale geldiği saptandı. 2014 listesinin en üst sıralarında İzlanda’nın başını çektiği kuzey ülkeleri, en altında Yemen yer alıyor. 2005’ten beri sadece 6 ülkede (Sri Lanka, Mali, Hırvatistan, Makedonya, Ürdün ve Tunus) cinsiyet uçurumu büyürken, cinsiyet eşitliğinde Türkiye 142 ülke arasında 125. sırayı aldı. Cinsiyet eşitliğinde en iyi durumda olan 10 ülke şöyle sıralanıyor: 1) İzlanda, 2) Finlandiya, 3) Norveç, 4) İsveç, 5) Danimarka, 6) Nikaragua, 7) Ruanda, 8) İrlanda, 9) Filipinler, 10) Belçika. ABD ancak 20. sırada yer bulabildi. Türkiye kadınların ekonomik katılımı ve fırsatlar bulması kategorisinde 132., eğitime erişimi kategorisinde 105., sağlık ve hayatta kalma kategorisinde 2013’te 59. sıradayken bu
kez 1. ve siyasi güç kazanmaları kategorisinde 113. sırada yer aldı. Türkiye kadın vekiller bakımından 98, kadın bakanlar bakımından da 133. sırada.

Ruanda’nın başarısı

“Soykırım” yaşamış Afrika ülkesi Ruanda’nın ilk kez ilk 10’a girme başarısını ise raporun yazarı Saadia Zahidi, “Parlamentoda, bakanlıklarda ve işyerlerinde kaç erkek varsa hemen hemen o kadar da kadın var” diye açıkladı. Zahidi, “Cinsiyet eşitliğinde küresel ilerlemenin asıl kaynağı daha fazla kadının siyaset ve iş hayatına girmesi. Son 10 yılda işgücüne katılan erkeklerin de kadınların da sayısı arttı, ama 49 ülkede işgücüne katılan kadınların sayısı erkeklerden fazlaydı” dedi. “10 yıl öncesine göre küresel çapta yüzde 26 daha fazla kadın vekil ve yüzde 50 daha fazla kadın bakan var. Pek çok ülke bu ilerlemeyi adaylara kadın kotası ya da kadın siyasetçi hedefi koyarak elde etti” bilgisini  veren Zahidi, ekledi: “Bunlar, hem ekonomi hem de ulusal kültür açısından kökten değişimler.”