Çöküşünün işareti mi?

İngiliz The Times gazetesi Türkiye’de kızlı erkekli dairelere düzenlenen polis baskınlarıyla ilgili bir haberin yanı sıra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türk vatandaşlarının özel hayatına burun sokmakla suçlandığı” bir baş yazıya yer verdi. Haberde, Erdoğan’ın üniversite öğrencilerinin kaldığı karma evlere karşı çıkışının ardından Ankara Üniversitesi’nde okuyan Ali Haydar Durmuş’un (21) yaşadıkları anlatılıyor. Karşı cinsten arkadaşıyla aynı evi paylaşan Durmuş, komşularından onlarca şikâyet gelmeye başladığını ve polisin evlerini ziyaret ettiğini söylüyor. Times, Erdoğan’ın sözlerinin ardından AKP’li TBMM Başkanvekili Yakut Sadık’ın sadece üniversite evlerini değil, okullardaki karma sistemi tümden eleştiren açıklamasının AKP hükümetinin muhafazakâr bir çizgide toplum mühendisliğine soyunduğu eleştirilerini daha da körüklediğini belirtiyor. ‘Kendi işine bakmalı’ Gazete, Türkiye’de çoğunluğu oluşturan dindar kesimin Erdoğan ve çevresindekilerin muhafazakâr söyleminden cesaret aldığı ve toplumun daha liberal katmanları ile aralarındaki gerginliğin tırmandırıldığı eleştirilerini aktarıyor. Bu haberden yola çıkan Times, baş yazılarından birini Başbakan Erdoğan’a ayırdı. Erdoğan’ın “Katlanılmaz şekilde her şeye burnunu sokan” karakterini ortaya çıkardığı görüşünde olan gazete, “Başbakan’ın İslamcılığı Türkiye’de sadece kamusal hayata değil, artık Türk vatandaşlarının özel hayatına da durmaksızın sinsice sızıyor. Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Türkiye’nin geleneksel laiklik anlayışından kaygı verici biçimde sapmaya başladığını görmek zor değil” ifadelerini kullandı. Türk kadınlarının eğitim yoluyla yetkilenmesi çağrısını yapan Mustafa Kemal Atatürk’ün akıl ve moderniteden ilham aldığını kaydeden Times, neredeyse bir yüzyıl sonra Türkiye’de kız ve erkek öğrencilerin yaşam alanlarını ayırma girişiminin Türkiye’nin kazanımlarını kaybedeceği korkusunu tetiklediğini aktarıyor. “Başbakan Erdoğan herkesin kendi dünya görüşüne göre yaşamasına izin vermeyi öğrenmeli” uyarısında bulunan Times’a göre, Türkiye’deki dinamizmin ne kadar çoğunun laik ve kentli zümrenin işleriyle güç bulduğunu ve bu zümreyi ilerleten gücün de şu anki öfkeli öğrencilerden geldiğini görememek, Erdoğan’ın sonunu getirebilir.

Çöküşünün işareti mi?

Financial Times gazetesinde yayımlanan bir yazıda, Türkiye’de “İslamcılar” arasında çatlakların baş gösterdiği ve bu durumun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “sonunu” getirebileceği savunuldu. Daniel Dombey imzalı yazıda, Türkiye’de önümüzdeki yıl “sarsıcı” bir geçiş dönemi yaşanacağı ve daha şimdiden “dinci muhafazakârlar” arasında kavganın başladığı vurgulanıyor. Yazıda, Erdoğan’ın “bir defasında ölülerin bile Erdoğan’a oy vermesi gerektiğini söyleyerek geçmişte büyük destek veren” Fethullah Gülen ile arasının gittikçe daha da açıldığına dikkat çekiliyor. Hükümetin dershaneleri kapatma kararı aldığını hatırlatan yazar, Gülen’in bir vaazında bu girişimi “kalplerimize saplanan bir hançer” diye tanımladığını kaydediyor. Yazıda Gülen’in,
“Eğer firavun size karşıysa, eğer Karun size karşıysa, bu doğru yolda yürüdüğünüzü gösterir” sözleriyle açık bir şekilde Erdoğan’a saldırdığı da
vurgulanıyor. Erdoğan’ın bu hafta Gülen’e yönelttiği bir eleştiride “Bu kara propagandaya bir son vermeleri gerekiyor” diyerek gerginliği doğruladığını kaydeden yazar, Başbakan’ın eğitim sistemi üzerindeki yetkisini harekete teslim etmeyeceğini vurguladığı hatırlatılıyor. Bu durumun bazı
kişilerce Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde gövde gösterisi olarak görüldüğü ve Erdoğan’ın bununla kendisine karşı çıkmaları halinde Gülenci menfaatlerin tehlikeye gireceği uyarısında bulunduğuna inanılıyor. Yazıya göre birçok Gülenci, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başbakan olmasını ve bu sayede Erdoğan’ın elinden bazı yetkileri çekip almasını istiyor ve bu isteklerini saklama ihtiyacı dahi duymuyorlar. Ancak Gülenciler ile kalıcı bir kopuşun Erdoğan’ın önümüzdeki yıl yapılacak seçimleri kazanmasını daha zor hale getirebileceğini kaydeden yazar, bunun önemli olduğunu vurguluyor. Erdoğan’ın daha büyük zorlukları aştığı belirtilen yazıda, “Ancak gerçek sınav önümüzdeki yaz yapılacak seçimler öncesinde olacak. Soru acaba Başbakan eski müttefikleriyle bir anlaşmaya varabilecek mi, onlara boyun eğdirtebilecek mi, ya da bu kopuş acaba Recep Tayyip Erdoğan’ın çöküşünün işareti mi?” görüşlerine yer verildi.