Daha Çok Üretmek Zorundayız

Daha Çok Üretmek Zorundayız
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.10.2010 - 06:17

Cumhuriyetimizin ilk yıllarında büyük bir şevk ve heyecan içerisinde başlatılan gelişme ve kalkınma atağımızın temelinde üretim ekonomisini ve sanayi ile teknoloji politikalarını oluşturma azmi büyük bir rol oynamıştır. Bu doğru politikalar ülkemizin kendi imalatı olacak bir otomobili -Devrim Otomobili’ni- üretebilmesine kadar uzanmıştır. Ancak Cumhuriyetimizin kuruluşundan 40 yıl sonra o dönemin heyecanı ve politikalarının yavaş yavaş sönümlendiği ve reçete politikaların uygulanmasıyla ulusal sanayi ve teknoloji politikalarının geri plana itildiği bir döneme girilmiştir.

Ülkemizde uzun zamandır bilim ve teknoloji politikaları temelinde şekillendirilecek bir sanayileşme ve kalkınma politikası uygulamaya konamamıştır. Bu durum ülkemizi hem diğer ülkelerle rekabet edebilme olanağından hem de çağdaş medeniyetler seviyesinin de üzerine çıkma hedefinden uzaklaştırmaktadır. Bu nedenle Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde birçok ülkeye örnek olan bağımsız, kendine özgü, kalkınma odaklı ve topyekûn dönüşüm amaçlı politikalarından günümüzde de ders çıkarılmalıdır.
 

Bilgiye Dayalı Üretim Sistemleri

Başlangıçta endüstri devriminin biçimlendirici öğesi olan kitlesel üretim 1980’lere doğru yerini esnek üretim sistemlerine ve 2000’lere doğru da bilgiye dayalı üretim süreçlerine bırakmıştır. Günümüzün ekonomi politiği yüksek katma değer odaklıdır. Bu ekonomi politiğe artık bilim-teknoloji-üretim ilişkisinin oldukça karmaşık birlikteliği egemen olmuştur.

Yeni teknolojiler, bilgi odaklı teknolojilerin eskime hızından da hızlı olarak hayatın her alanını biçimlendirmektedir. Bu süreç bir yandan uluslararası hatta uluslarüstü bilgi üretim sistemlerine olan talebi arttırmakta ve ortak hareket edilmesi gereken problemleri dünyanın kucağına bırakmaktadır. Diğer taraftan ise söylemlerin tersine ulusal politika ve stratejileri eskisinden daha da önemli hale getirmektedir.

Bu yeni dönemin bilgiye dayalı teknolojilerinde bırakın hiç başlamamış olmayı geç kalmış olmanın bile bedeli çok yüksektir. Günümüz dünyası ulusların bilim, sanayi ve teknoloji politikaları ve üretimlerinde yaptıkları atılımların, o ülkenin geleceği ve ulusal çıkarları için çok önemli rol oynadığı bir dünyadır. Bu nedenle bugünün sanayi ve teknoloji politikalarında dışarıdan teknoloji transferi odaklı üretim süreçleri yerini kurumsal araştırma-teknoloji geliştirme ve yenilik sistemlerine bırakmıştır. Bu kapsamda ulusların bilim-teknoloji ve sanayi politikaları ve modelleri; ekonomik büyüme ve kalkınma karakteri ve stratejisi yanında dünya ilişkilerindeki yerini ve gücünü de belirler olmuştur.

Etkileşim ve Hız Arttı

Günümüz sanayi ve teknoloji politikalarında dışarıdan teknoloji transferi odaklı üretim süreçleri yerini kurumsal araştırma-teknoloji geliştirme ve yenilik sistemlerine bırakmıştır. Bu kapsamda ulusların bilim-teknoloji ve sanayi politikaları ve modelleri; ekonomik büyüme ve kalkınma karakteri ve stratejisi yanında dünya ilişkilerindeki yerini ve gücünü de belirler olmuştur. Dünya inanılmaz bir hızla teknolojileri yutmakta, yenilerini aynı hızla ortaya çıkarmaktadır. Teknolojik gelişmelerin hızı, dünyanın kendini yenileme ve teknolojileri hazmetme hızından daha fazladır. Dünyayı biçimlendirecek teknolojilerden haberdar olmak, bunların ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini ülke çıkarları doğrultusunda yönetmek bakımından oldukça önemlidir. Tüm bu gelişmeler karşısında ulusal politikalara, bu kapsamda da sanayi ve teknoloji politikalarına eskisinden daha fazla ihtiyaç vardır.

Dünyadaki değişimler karşısında ülkemizin sanayi ve teknoloji politikaları için tespit ve önerilerimiz geniş olarak Sayın Mahmut Kiper tarafından 2009 yılında hazırlanan “Üretim Ekonomisi İçin Sanayi ve Teknoloji Politikaları” raporumuzda yer almaktadır.

Daha fazla bilgi için derneğimize ait www.usiad.net isimli sitemizden raporlarımıza ve tüm yayımlarımıza ulaşabilirsiniz.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler