Daha Neler Göreceğiz Bakalım?..
Havaalanına gidiyorsunuz; havaalanı değil; “airport”; dilimizde site olarak giren sözcük birden “city” oldu; hastaneler “hospital”; çayevleri “cafe”; pastaneler “patisseri”… vb. Otellerde, lokantalarda, giyimevlerinde ve aklınıza gelebilecek her yerde yabancı uygulaması görüyorsunuz. Niye?
Çünkü ülkeyi kirli hava gibi baskı altına alıp kirleten İngilizce adlandırma sarhoşluğunu onaylamak zorunda bırakılıyorsunuz. “Tek kişilik” oda istiyorsunuz; otel görevlisi, birkaç kez “Single” mı diye sorup sinirlerinizi oynatıyor. Para ödemek istiyorsunuz, önce Avro ya da dolarlı konuşuluyor; sizin TL hesabı yapmanız bekleniyor. Bu ne aymazlık, bu ne bilinç yoksulluğu?
Söyleyin ne olur; işgal altında mıyız; sömürge mi olduk?
Birileri Ankara’yı bozup “Anka” yaptı, arkasına İngilizce “mall”ı ekledi; tepki gösterenlere de Türkçeye yeni bir sözcük kazandırdık; daha ne istiyorsunuz diye Türkçe öğretti. Yetmedi; Ankara’nın en eski yerleşim yeri Maltepe’ye de Malltepe Park adlı bir alışveriş merkezi açıldı; iyi mi? Böyle yerlerin açılışlarını cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, belediye başkanları yapıyor.
Ege’nin bir kentinde kendi soyadını da İngilizceleştirerek “hospital” açan arkadaş, yaptığını öylesine doğru buluyor ki, sizi geri kalmakla, küresel dünyadan habersizlikle suçluyor. Suçlamaları bu denli sıradan da değil; ağzına geleni söylüyor. Anlıyorsunuz ki o buralı, siz yabancı konuksunuz.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bilgisunar sayfasını açıyorsunuz, “skoool. tr” çıkıyor karşınıza; ulusal eğitimi ortak dille yönlendirmesi, beslemesi gereken kuruma bakar mısınız? Ulaştırma Bakanlığı’nın bilgisunar sayfasına girin, farklı bir anlayış görmeyeceksiniz. Türk Hava Yolları yıllardır “Sky Life” adlı bir dergi çıkarıyor; Devlet Demiryolları eksik kalır mı, o da “Rail Life”ı çıkardı. THY, “business class” tanıtımları yapıyor; ama “1. sınıf uçuş deneyimine hazır mısınız?” diye de soruyor. Öyleyse “Niçin business class”? Dahası artık “first class” hizmet de sunacakmış; iyi “first lady”ler yararlansın! THY, “Air TV” de deneme yayınlarına başlamış. Dil bilincini, bu denli yitirenlere “hayırlı” olsun! Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak (resmi) dili Türkçedir; ancak ülkemizde konuşulan öteki dillerle ilgili tartışmaların ardı arkası kesilmezken, kimse İngilizcenin saldırısını önemsemiyor. Dilbilimsel veriler göz ardı edilerek bilen de konuşuyor, bilmeyen de… Türkçe-Kürtçe tartışmalarını siyasal malzeme yapanlar, nedense İngilizcenin bütün alanlarımıza sızmasına, Türkçe sözcüklerin bile İngilizceleştirilmesine tepki vermiyor. Örneğin Malltepe, Ankamall… gibi adlandırmalar suskunlukla karşılanıp bir anlamda onaylanıyor ve sessizce yerleşiyor. YÖK, Türkçeyi bilim dili olmaktan çıkarmaya çabalıyor? Niçin Türkçenin eğitim ve öğretimini akılcı ve bilimsel bir çizgiye oturtamayan merkezi yönetim, devlet TV’sinde Kürtçe kanal açıyor? Niçin bir devlet kurumu ölçünlü dil ve yazım birliğini bozuyor; yanlış dolu sözlüğüyle okulları tutsak alıyor?
Harf ve Dil Devrimlerini, bu iki devrimi benimsemek, Türk Devrimini benimsemek demektir. Türk Devrimini benimsemekse geçmişe özlemleri siler süpürür. Bu nedenle İngilizcenin saldırısına “skoool”larla katkı veriyorlar. Yazık!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke