Davutoğlu: İsviçre'den gelecek açıklamayı bekleyin

Lozan töreni ile yapılan karşılaştırmanın "çok doğru olmadığı"nı ifade eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın maça herhangi bir ön koşul olmaksızın gelmesini arzuladıklarını, bunun gerçekleşeceğine inandıklarını ifade etti.

Ahmet Davutoğlu, Ankara'yı ziyaret eden AB ülkelerinden Macaristan Dışişleri Bakanı Balazs ile görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesine ilişkin protokollerin Cumartesi günü İsviçre'nin Zürih kentinde imzalanması konusunda birçok soruya muhatap oldu. Davutoğlu, Türkiye'yi mutabakatı imzalamak istediğini ortaya koyarken iki ülke arasında arabuluculuk yapan İsviçre makamlarından açıklamanın beklenmesini de istedi.

Açıklamanın geçikip gecikmediği sorulması üzerine Davutoğlu, her şeyin doğal seyrinde cereyan ettiğini belirterek, "Biz bu seyri takip eden, içinde olan insanlar olarak dikkat ederseniz hiçbir tereddüt ve beklenti halinde değiliz. Diasporadan değişik gelen sesler var. Her şey doğal seyri içinde hareket etmekte, bu konuda bizim için sürpriz bir gelişme söz konusu değildir ama tabii bütün bunların açıklanması herseyden önce bulunduğu konumu gereği İsviçre'nin yapması gereken açıklamalardır."

"Sarkisyan'ın maç için geleceğine inanıyoruz"

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın maça geleceğini teyip edip etmediği sorusunun karşısında "Sayın Sarkisyan, milli maç için Türkiye'ye gelmesi, tabii ki bizim arzuettiğimiz bir konudur" dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün geçen yıl maç için Erivan'a hiçbir beklentisi olmadan giderek "büyük bir siyasi cesareti" gösterdiğini ve bu gidişin olumlu sonuçlar doğurduğunu kaydeden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi de benzer şeklinde biz Sayın Sarkisyan'ın herhangi bir ön koşul, herhangi bir beklenti olmaksızın gelmesini arzuederiz. Bunun bir tartışma konusu yapılması bile doğru değil. Spor karşılaşmaları, centilmenliğin, dostukluğun, insani iletişimin öne çıktığı karşılaşmalardır. Bu bakımdan biz, bu perspektiften Sayın Sarkisyan'ın Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz. Ve bunun gerçekleşeceğine de inanıyoruz. Bunun için ayrıca çok büyük formaliteler, karşılıklı davetler icap etmez."

"Lozan ile karşılaştırma doğru değil"

Ahmet Davutoğlu, İsviçre'de anlaşma töreninin Lozan gibi olup olmayacağı tartışmalara dikkat çekilmesi üzerine, "Lozan ile karşılaştırması çok doğru değil. Ne anlaşmanın mahiyeti itibariyle ne de katılımcılar itibariyle, nihayet iki ülke arasında, iki komşu ülke arasında ilişkileri düzenlenen bir anlaşmadır."

Buna karşın Davutoğlu, Lozan ile ilgili bir tek referansın, Lozan'ın Türkiye'nin sınırlarını teyit eden boyutu olabileceğine işaret etti.
Katılım konusu ile ilgili olarak Davutoğlu, "Biz İsviçre'yi yetkilendirdik. İsviçre'nin yapacağı temasların neticesinde ortaya çıkacak. Tabii Türkiye'nin katılım konusunda bir temel prensipleri, ilkeleri var bu da taraflarca bilinmektedir. Biz, bütün bunların sükünetle çözüme kavuşturulacağına inancındayız" dedi.

Azeri-Ermeni zirvesi

Azerbaycan ve Ermenistan Cumhurbaşkanları arasındaki görüşmeden beklentilerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de Davutoğlu, "Tabii ki olumlu neticeler bekliyoruz." dedi.

Buna karşın bu görüşmenin Mayıs ayından bu yana yapılan dördüncü görüşme olduğunu vurgulayan Davutoğlu, bunun bu konuda kazanılan bir ivme olduğuna işaret etti. Davutoğlu, bu konuda gerçekçi bir yaklaşım içerisinde olduklarını ifade ederek "Önemli olan önceki toplantılara göre daha çok mesafe alınmasıdır" şeklinde konuştu.

"Basın özgürlüğü vergiye ilişkin konularla karıştırılmamalı"

Ahmet Davutoğlu, bir gazetecinin, 14 Ekim'de Avrupa Komisyonunca açıklanacak olan 2009 İlerleme Raporu'nda ifade özgürlüğüne ilişkin "ciddi uyarılar"ın bulunacağı duyumlarının alındığına dikkat çekmesi üzerine rapor yayımlanmadan içeriğe ilişkin yorum yapılmasının doğru olmayacağını belirterek, "Ancak Türkiye'nin basın özgürlüğü ile ilgili tutumu açık ve nettir. Biz basın özgürlüğünden, basından açık eleştiri özgürlüğünden her zaman yana olduk ve en geniş biçimde kullanılması için imkan tanıdık" dedi.

Türk basınında çok geniş kapsamlı bir eleşti ortamının bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, isim vermeden Doğan Yayın'a getirilen ceza olayına da değinerek "Herhangi bir Avrupa ülkesinde olduğu kadar şu an için de ve onlardan çoğu zaman çok ileri düzeyde ve hatta sınır tanımayan eleştirileri bizim basınımızda görürsünüz. Demokrasinin doğal bir sonucudur. Bununla Türkiye'deki normal vergi ve iç hukuku ile ilgili konularla karıştırmamak lazım."

Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bütün şirketler gibi basın ve diğer konulardaki faaliyetleri kapsayan şirketlere sahip olan yapılar, şirketler, tabii ki Türkiye bir hukuk devletidir, bu devletin gereği olan düzenlemelerle muhataptır, bu düzenlemelerin gereğini yapacaklar, bu vergi konusu bunların başında gelir.

Bu konuda bir rahatsızlık varsa, Türkiye'nin bahsettiği hukuk devletidir, başvurulması gereken makamlar Türk mahkemeleridir ve bu Türk sistemi içerisinde tartışması düzenlenmesi lazım, nasıl herhangi bir Avrupa ülkesinde vergi düzenlemeleri ve ekonomik düzenlemeler o ülkenin hukuk sisteminin bir parçası ise, Türkiye'de bu böyledir ve hukuk kapısı herkes için açıktır ama bundan hareketle basın özgürlüğünün tehdit altında olduğu söylemek söz konusu olamaz."

"Harem-i Şerif konusunda kayıtsız kalmayacağız"

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, diğer bir soruyu yanıtlarken Harem-i Şerif ile ilgili gelişmeleri çok yakından izlediklerini, Türk Büyükelçi'nin bizzat alana giderek görüşmelerde bulunduğunu, Türkiye'nin tüm taraflara mesajlar verdiğini belirterek "Bizim Filistin ile ilgili tutumuz açık ve nettir. Doğu Kudüs, Filistin topraklarının bir parçasıdır" dedi.

Davutoğlu, "Bu konudaki gelişmelere kayıtsız kalmamız söz konusu değil" sözlerine ekledi.