Delili jandarma topladı

Dakikalar sonra Lice'deki olay yerine giden avukat Eren, o gece karakolda yaşananları anlattı.

Delili jandarma topladı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.07.2013 - 07:22

Lice’ye bağlı Kayacık köyündeki karakol inşaatı protestosu sırasında açılan ateş sonucu 18 yaşındaki Medeni Yıldırım’ın yaşamını yitirdiği olaylardan hemen sonra karakola giden Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Nahit Eren, o gün, gece yarısına kadar yaşananların perde arkasını Cumhuriyet’e anlattı. Eren’in anlattıklarına göre, olaydan hemen sonra askerler kendilerini “karakola hapsetti”, karakol komutanı “Bizim burada yaralanma ya da ölüm olmadı, başka köyde yaşanmıştır” dedi, ilk deliller olayın tarafı olan jandarmaya toplatıldı. Yaklaşık 60 askerin görev yaptığı karakoldaki silahlara savcı el koydu.

 

‘Savcı inanmıştı’

Diyarbakır Barosu adına bölgeye giden avukat Nahit Eren, bölgeye ulaştıklarındaki tabloyu, “Gittiğimizde askerler bir nevi kendilerini karakola hapsetmişlerdi” sözleriyle aktardı.

Eren, yalnızca karakol komutanının dışarı çıkarak kendileriyle konuştuğunu anlattı. Karakol komutanının kendilerine “Bizim burada herhangi bir ölüm veya yaralanma olayı olmadı. Farklı bir köyde adli bir vaka olmuş, oradan kaynaklı ölüm ve yaralanma olmuştur” dediğini aktaran Eren, şunları söyledi: “Komutanın bu sözleri üzerine hem bizler, hem de olay yerine gelen savcı şaşırdı. Biz de anlatımlarının olayla örtüşmediğini ifade ederek karakolun önünde yaralanan, ölen insan var, deyince bu kez, yalnızca protesto sırasında gerilim yaşanınca havaya ateş açtıklarını söyledi. Havaya ateş edilen bir olayda 9 kişinin yaralandığı, bir kişinin ölümünün nasıl yaşanabileceğini, askerlerin kendisinin kontrolünden mi çıktığını sorduk. Savcı başka bir köydeki adli vakada yaralanma olduğuna inandırılmıştı. Biz de niye karakol önünde yaralanma oldu densin, köyde olsa olay dedik. Olay yerini de gördükten savcı söylediklerimizi ciddiye aldı ve delil toplamaya geçti.”

Savcının karakola girdiğini, kendilerinin dışarıda çevreye baktıkları sırada da kan izlerini fark ettiklerini vurgulayan Nahit Eren, sonrasına ilişkin şunları anlattı: “Savcıya kan örneklerinin alınması isteğimizi ilettik. Savcı da dışarı çıktı. Yaralanan ve ölen kişinin kan örnekleriyle karşılaştırılmasını talep ettik. Savcı da kabul etti. Saat 23.30’a kadar delil topladık. İddia edildiği gibi karakola girilmesi söz konusu değil. Zira kan izleri karakolun 20 ila 70 metre uzağındaki alanlarda. Zaten Medeni Yıldırım’ın vurulmasına ilişkin görüntü de bunu gösteriyor. Eğer içeri girmek isteyen biri varsa o karakolun içinde vurulurdu. Oysa karakol içinde hiçbir kan izine rastlanmadı.”

Nahit Eren, olay yerindeki delillerin jandarmalara toplatılması üzerine savcıya, “Jandarma zaten olayın tarafı, jandarmaya delilleri toplatmanız makul delil toplama yöntemi değil” sözleriyle itiraz ettiklerine dikkat çekti. Eren, “Bunun üzerine savcı polisin olay yeri inceleme ekiplerini bölgeye çağırdı. Onlar da 6-7 yerden kan örnekleri aldı” dedi.

 

Silahlara el konuldu

Avukat Nahit Eren, daha önceki deneyimlerinden hareketle savcıdan karakoldaki silahlara el koymasını istediklerini belirterek savcının da karakoldaki silahlara el konulmasına karar verdiğini bildirdi. Karakolun içine kendilerini almadıklarını aktaran Eren, karakolda 60 civarında askerin görev yaptığını ama hangilerinin silah kullandığının bu aşamada henüz belli olmadığını söyledi. Nahit Eren, olay gecesi delil toplarlarken yaşadıkları ilginç bir ayrıntıyı da şöyle aktardı: “Biz olay yerine ulaştığımızda yangın bitmişti. Ancak biz oradayken karakolun alt kısmında birden yangın başladı. Hatta karakolun alt kısmı mayınlı bölge olduğu için orada da mayın patladı...”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler